Ikinci El Bir Gelişle Çalmak Kapıları...

[cr@zy]

...Ikinci El Bir Gelişle Çalmak Kapıları...



Hiç trene, otobüse ya da herhangi bir vasıtaya benzettiğiniz oldu mu kendinizi? Birisini bir yerden bir başka yere taşımak nedir mesela? Ya da kullanılıp atılmak, ya da yol geçen hanı olmak.




Gelir ve gider birileri, birçoğu sizden bir parça alır gider, bir çoğu bir yanınızı alıp gider. Birçoğu gitmez ve size hayatı berbat eder.

Hep koca bir gidiş değil mi hayat? Doğumla bir kere geliriz geldiğimize ağlarız ağız dolusu, şu gitmeler dünyasında gider ve gelir birileri biz de gideriz ama hiç gelmeyiz;
askere gideriz, gurbete gideriz. Işe gideriz, okula gideriz, ölüme gideriz, çekip gideriz kapıyı kapatıp, bazen bir cam olur kırılan, bazen koca bir kalp.




Ah şu gitmeler!…

Kaç yarım hayatlar sürüklenir gidenlerin arkasından, gelmek cennet ise, gitmek cehennemdir ve cehennem acısı cennet hazzından çoktur. Gelenlerin adımları seyrek, gidenlerin hep telaşlı…




Gelir ve gider birileri geldi sanırsınız bazen en beklediğinizi, o aslında hiç gelmemiştir. Beden mi gelmeli akıl mı? Beden gider ve akıl baştan gider bazen.




Hayat koca bir gelgit…

Bir fikirden diğerine geliriz. Ikinci el bir gelişle çalarız kapıları "ben geldim" diyince "sen hep buradaydın" diyecek bilgeler gömülüdür umutlarımızda.




Gelir ve gider birileri.

Saçlarımızın siyahı gider, gülüşümüz gider, mavi olan ne varsa sararız bir mukavva kağıdına sonsuza akan bir suya bırakırız, ardından bismillahsız bir fatiha ile…




Gitmek bir kaçıştır;

Koşarak geçeriz güle oynaya dolaştığımız sokaklardan, her köşe başında bize kırmızı gül uzatan bir çingene kızı bekler , "güller yere batsın, hep masum kal a kız" deriz ve kaçarız ta ki başka "kaçık"ları bulana kadar.




Bazıları dünyalık için gider, bazıları dünü ayrılığa seçer, bazıları yanınızdan teğet geçer.


Gitmek bitmektir;


Gitmek ister birileri, bin dereden su getirir yola koyulmak için, "bari el sallama izin ver" deriz o bile fazla gelir, cumbalı bir balkonun perde arkasından bakakalırız. Ellerimiz kırık iki yanda.




Gelir birileri,


Siz ne çok sevinirsiz birilerinin gelişine ama o gitmek için gelmiştir, emanet bir gelişle süsler hayatınızı hep gitmek için yol gözler, siz bir serçe gibi göz önünde tutmak istersiniz, "yaşam kaynağım" dersiniz. En umulmadık anınızda ve en çok ihtiyacınız olduğu zamanda etrafınızı yoklarsınız. "Ama nasıl olur daha dün şuracıktaydı" dersiniz. Bir iğneniz vardır tüm söküğünüzü dikecek ve onu bir samanlıkta kaybedersiniz, bulamazsınız ama hep batar bir yerlerinize her "buldum" dediğinizde daha çok kaybedersiniz.




Birileri gider size yeni küfürler öğreterek, birileri gider güvenizi hallaç pamuğu ederek.

Birileri gönderişteki hüznü karşılamadaki yüzsüzlüğe tercih eder ve başka kucaklara kaçar, Anlarsanız hiç gitmeyenin, hiç bitmeyen kim olduğunu, anlarsınız imtihanın zorluğunu, anlarsınız bizi getirenin kendisine götüreceğini "amenna ve saddakna" dersiniz.




Terminaller vardır oturduğumuz şehirde, sonra onları başka terminallere bağlayan yollar vardır. Yollar uzar; dertler uzar, yıllar uzar; gözler kurur, gözler kurur; sözler durur.


Gider birileri ve söz biter.


Gerisi mi?


Hiç bilmeyin e mi !


Said Ercan