Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

GEB - Gödel, Escher, Bach : Bir Ebedi Gökçe Belik

Kitap tanıtımları , yorumları , yazarları , kitap özetleri , textler , oyunlar , makaleler... Işte Bidibidi Kütüphanesi..
Cevapla
Kullanıcı avatarı
denizindibi
Yıldızlaşan Üye
Yıldızlaşan Üye
Mesajlar: 6120
Kayıt: 10 Tem 2008, 16:21
Konum: denizin dibinden....

GEB - Gödel, Escher, Bach : Bir Ebedi Gökçe Belik

Mesaj gönderen denizindibi »

Resim

Felsefe, psikoloji, karşılaştırmalı edebiyat,
bilim tarihi ve felsefesi, bilgisayar bilimleri,
müzik ve elbette matematik gibi pek çok alanda
öncü araştırmalar yapan, Pulitzer ödüllü Douglas R. Hofstadter,
Gödel, Escher, Bach : Bir Ebedi Gökçe Belik ya da özgün adıyla
Gödel, Escher, Bach: an Eternal Golden Braid
kitabı için şöyle der:
"Gödel, Escher, Bach 'ben' ya da bilinçlilik sözcüğü çevresinde gezinir. Düşünmenin diplerinde bir yerdeki, güçlükle anladığımız örtük mekanizmalarla nasıl ortaya çıktığını ele alır.
Yalnızca düşünmenin değil, benlik duygumuzun ve
bilinçliliğimizin farkında oluşumuzun bizi diğer karmaşık
şeylerden ayrı kıldığını vurgular.
Benliğin ve ruhun ne olduğunu kavramak istedim"
ResimResim
Kullanıcı avatarı
denizindibi
Yıldızlaşan Üye
Yıldızlaşan Üye
Mesajlar: 6120
Kayıt: 10 Tem 2008, 16:21
Konum: denizin dibinden....

Mesaj gönderen denizindibi »



Kitaptan bir bölüm

Çağanoz Kanonu

Akhileus ve Tosbağa bir gün parkta dolaşırken rastlaşırlar.

Tosbağa: Iyi günler, A. Efendi.
Akhileus: Bilmukabele efendim, bilmukabele.
Tosbağa: Ne güzel oldu seninle rastlaştık böyle.
Akhileus: Alın benden de o kadar.
Tosbağa: Ne de güzel bir gün yürüyüş yapmak için. Sanıyorum eve doğru uzanacağım ben birazdan.
Akhileus: Sahi mi? Sağlık için yürüyüş gibisi yok zaten.
Tosbağa: Eh, seni de pek iyi gördüm bu günlerde.
Akhileus: Çok sağolun azizim. Sayenizde bu günleri görüyorum.
Tosbağa: Aman efendim, ne münasebet! Bir puro almaz mısın?
Akhileus: Siz de az zevksiz değilsiniz mirim. Bunların Hollanda’dan gelenleri pek tatsız oluyorlar diye düşünüyorum, siz ne dersiniz?
Tosbağa: Bak burada sana hak veremeyeceğim maalesef. Zevk dedin de, geçen gün nihayet en sevdiğin ressam M. C. Escher’in Çağanoz Kanonu’nu bir galeride gördüm; tek bir konunun hem geriye, hem de ileriye doğru kendi kendisiyle karışmasındaki güzelliği ve zekayı pek takdir ettim. Ama korkarım Bach’ı her zaman Escher’den daha üstün bulacağım.
Akhileus: Bilemeyeceğim. Fakat bir şey kesin ki zevkler ve renkler tartışılmaz. De gustibus non est disputandum.
Tosbağa: Deyiver bana, senin yaşında olmak nasıl bir şey? Senin gibilerin sırtını rahat ettirmek için yer yatağı daha mı iyidir yaylı yataktan?
Akhileus: Olur mu efendim, yaylılar gibisi yoktur.
Tosbağa: Valla benim için bunların hepsi bir…
Akhileus: Ben rahat etmek için keman çalarım efendim, keman; tümden değişik dünyalara götürür insanı.
Tosbağa: Aa, sen lir çalmaz mıydın?
Akhileus: Bakın bu benim eski bir dostumdur. Pek maskaradır, o yapar bu işleri. Oysa ben, üç metre yaklaşsam bir lire kanım çekiliverir doğrusu!

(Aniden, Çağanoz yerden bitiverir, heyecanla sağa sola yalpalayıp hayli takdire şayan bir şekilde morarmış olan gözünü gösterir.)

Çağanoz: Merhabaa! Merhabalaaar! Nasılız? Neler oluyor? Görüyor musunuz bu işi, şu gözümdeki şişi? Yaptı bunu terbiyesiz bir kişi. Peh! Hem de böyle güzel bir günde. Ben öylesine sürtüyordum parkta; Prag’dan yeni gelmiş dev gibi bir herif bana doğru yaklaşmaz mı? Ayı gibiydi maaşallah, siz deyin iki metre, ben diyeyim üç metre, elinde de bir lir, tıngırdatıyor. Ben de yaklaştım bu beye, yukarı uzanıp dizine dokundum, dedim ki, “Affedersiniz beyim, parkımızın huzurunu kaçırdınız Bohemya havalarınızla; Çek-i-Lir mi bu tantana?” Amaning! hiç şakadan anlamazmış meğer, bir afra bir tafra, küt! diye bir geçirdi, tam gözümün üstüne! Serde efendilik olmasa, kıstıracaktım bir tarafını kıskacıma, ama türümün kadim geleneğine uydum, gerisin geriye uzadım o ortamdan. Ne de olsa, bizler geriye doğru gidince, ileriye doğru gideriz. Genlerimize yazılmış bu, ne yapacaksınız, hep döner dururuz böyle. Genler dedim de, hep merak ederim, “Çağanoz mu Gen’den çıkar, Gen mi Çağanoz’dan” diye? Diyeceğim şu ki, “Gen mi Çağanoz’a girdi, Çağanoz mu Gen’e?” Her şeyi döndürürür dururum böyle, ne yapayım. Genlerimize yazılmış bu. Geriye doğru gidince, ileriye doğru gideriz. Ah dertli başım, ah şiş gözüm! Bana artık müsaade—bu güzelim günün tadına varayım. Çağanoz’un hayatı şerefine bir of çekin! TATA! ¡Ole!

(Ve geldiği gibi aniden yok olur.)

Tosbağa: Bak bu benim eski bir dostumdur. Pek maskaradır o, yapar bu işleri. Oysa bence, üç metrelik Çek’in lirine hiç yaklaşmamak daha doğrudur.
Akhileus: Aa, siz lir çalmaz mıydınız?
Tosbağa: Ben rahat etmek için keman çalarım efendim, keman; tümden değişik dünyalara götürür insanı.
Akhileus: Valla benim için bunların hepsi bir…
Tosbağa: Olur mu efendim, yaylılar gibisi yoktur.
Akhileus: Deyiverin bana, sizin yaşınızda olmak nasıl bir şey? Sizin gibilerin sırtını rahat ettirmek için yer yatağı daha mı iyidir yaylı yataktan?
Tosbağa: Bilemeyeceğim. Fakat bir şey kesin ki zevkler ve renkler tartışılmaz. De gustibus non est disputandum.
Akhileus: Bakın burada size hak veremeyeceğim maalesef. Zevk dediniz de, geçen gün nihayet sizin en sevdiğiniz besteci J. S. Bach’ın Çağanoz Kanonu’nu bir konserde dinledim; tek bir konunun hem geriye, hem de ileriye doğru kendi kendisiyle karışmasındaki güzelliği ve zekayı pek takdir ettim. Ama korkarım Escher’i her zaman Bach’tan daha üstün bulacağım.
Tosbağa: Sen de az zevksiz değilsin mirim! Bunların Hollanda’dan gelenleri pek tatsız oluyorlar diye düşünüyorum, sen ne dersin?
Akhileus: Aman efendim, ne münasebet! Bir puro almaz mıydınız?
Tosbağa: Çok sağol azizim. Sayende bu günleri görüyorum.
Akhileus: Eh, sizi de pek iyi gördüm bu günlerde.
Tosbağa: Sahi mi? Sağlık için yürüyüş gibisi yok zaten.
Akhileus: Ne de güzel bir gün yürüyüş yapmak için. Sanıyorum eve doğru uzanacağım ben birazdan.
Tosbağa: Al benden de o kadar.
Akhileus: Ne güzel oldu sizinle rastlaştık böyle.
Tosbağa: Bilmukabele efendim, bilmukabele.
Akhileus: Iyi günler, T. Bey.
ResimResim
Kullanıcı avatarı
denizindibi
Yıldızlaşan Üye
Yıldızlaşan Üye
Mesajlar: 6120
Kayıt: 10 Tem 2008, 16:21
Konum: denizin dibinden....

Mesaj gönderen denizindibi »


Kitap Hakkındaki eleştiriler

Pulutzer ödülünü aldığından bu yana, sibernetik, yapay zeka ve bilgisayarlarla içli dışlı herkesin kutsal kitabı sayılan GEB akıcılığı, dehası, değişik fikirleri ustalıkla kaynaştırması açısından ancak Lewis Carroll'un yapıtlarıyla karşılaştırılabilir. Hiç karşılaşmadığınız türden, kitap ötesi bir kitap: meta-kitap.

"Ancak birkaç on yılda bir, beklenmedik bir yazar bu türden derinlik, berraklık, zeka, güzellik ve benzersizlik taşıyan bir kitapla çıkagelir."
- Martin Gardner-

"Büyük bir kitap ve büyük bir keyif."
- New Statesman-

"Muhteşem, soluk kesici... harika bir tour de force... şehrin en iyi okulunda birinci sınıf bir eğitim görmüşsünüz duygusu veriyor."
- New Stakesman-

"Gödel, Escher, Bach tek bir kitabın iki kapağı arasında insanın olması için gereken tüm eğitimi içeriyor. Issız bir adaya yapacağım yolculukta bana güneş, kum, su ve GEB'i verirseniz bundan sonraki yaşamımı mutluluk içinde geçirebilirim."
- John L. Casti, Nature-

"Modern yazında eşi benzeri bulunmayan parlak, yaratıcı ve oldukça kişisel bir bireşim."
- The American Mathematical Monthly-

"Hiç bu kitaba benzer bir şeye rastlamamıştım. Hoş bir canlılığı, kusursuz bir parlaklığı var ve bence bir klasik olacak."
- Jeremy Bernstein-

"Ders kitabı olduğu kadar eğlenceli bir kitap olmayı da başarmış, her yöne yayılan devasa bir mucize, bir felsefe kitabı."
- Altanta Journal - Constitution-

"Zeka'nın zaferi, virtiözlük düzeyinde bir performans."
- Parabola-

"Gödel, Escher, Bach, günümüz okuru için anlaması çok güç kavramların utku dolu bir sunumudur. Ondan önce ya da sonra bilgisayar biliminde bir benzeri olmadı ve olmayacak."
- Ernest Davis, IEEE Expert-

"Soluk kesici, zorlayıcı, hazine gibi... Hofstadter okuru türlü oyunlarla sınıyor."
- New York Review of Books

Ödüller:
Pulitzer Ödülü, 1979
ResimResim
Cevapla

“Bidibidi Kütüphanesi” sayfasına dön