Simone de Beauvoir
(1908-1986)
“Fakat benim için bir düşünce, teorik bir şey değildir; o, yaşanır ya da teori olarak kalır ve geçerli değildir” diyor Simone de Beauvoir’ın L’invitée (1943) adlı ilk romanının başkişisi. O, bu şekilde Françoise’ya kendi felsefi ve yazınsal yaratılarının ilkesini söyletiyor. Doğrudan ve yaşanan deneyimler, onun felsefesinin temellerini oluşturmuştur. Bu tutum onun yapıtına yansıyan bir etkidir; nasıl ki, romanın başkişisi Françoise büyük ölçüde özyaşamöyküsel çizgiler taşır ya da özyaşamöyküseldir.
Simone de Beauvoir varoluş felsefesine bağlıdır. Sie kam und blieb onun bu felsefenin temel sorunlarıyla yaptığı ilk yazınsal hesaplaşmasıdır. Temel soru şudur: Eğer kendisi olan, yabancı bir bilinçle karşı karşıya gelirse, ne olur? Kendisini “mutlak bir şey” olarak gören bir ben, bir başka “mutlak”la karşılaşırsa bununla nasıl başeder?
“Sana şaşıyorum” diyor Françoise’nın sevgilisi Pierre, “tanıdıklarım içinde, başka birisinin de kendisi gibi bir bilince sahip olduğunu keşfettiği an, ağlayabilen biricik insansın” (a.g.y.). Bu durum, başka bir kadın olarak, Jean-Paul Sartre’la aşk ilişkisinde Beauvoir’ın başına gelmişti ve bu romanın temelini oluşturmuştu. Beauvoire, burada sadece bir kıskançlığın söz konusu olmadığı, onun, yukarıda adı geçen anlamda metafizik bir deneyim olduğu üzerinde durur. Simone daha çocukken kendisi ve dünya üzerinde düşünmeye başlar. Onda günlük yaşantılar, metafizik deneyimler olacaktır. Hayat ve felsefi düşünceler onda daima birbirini etkiler. Simone de Beauvoir, yaşanmış deneyime dayanmayan bir felsefeyi yadsır.
Simone de Beauvoir 9 Ocak 1908’de Paris’te doğdu. Ona tinsel ve eğitsel en yüksek olanakları sağlayan, düşünsel eğilimlerini ve yeteneklerini destekleyen, varlıklı bir burjuva çevre içinde özenle büyütülüp yetiştirildi. Daha 14 yaşında bir çocukken, bilinçli bir şekilde artık -tanrıya inanmayacağına karar verdi. O zamana kadar, annesiyle birlikte dua eden ve bir Katolik olarak bütün görevlerini de yerine getiren dindar, uslu bir kız olarak yaşamıştı. Şimdi artık o, “ölümsüzlüğün” aslında kendisini ilgilendirmediğini fark etmiştir. Daha önce bu dünyanın, “ölümsüz” olan dünyanın yanında önemsiz olduğunu düşünüyordu. Ama şimdi asıl olan biricik şeyin, bu dünya olduğunu anlamıştı: çünkü onu seviyordu. Bundan dolayı, ölümsüzlük demek olan tanrıdan vazgeçmeliydi. Bu gelişimi, ilk anılar kitabı Memoires d’une jeun efille rangée (1958) anlatır. Bundan başka, kendi geçmişinin burjuva ideolojisinden öz eder ve çok erkenden özdeşleşmek istemediği ve özdeşleşemediği evlilik ve anneliğin temel olduğu kadın imgesinden nasıl koptuğunu anlatır. Bu kitabı, kendi hayatının belirli bölümlerini anlattığı üç kitap izler: La force de l’âge (1960:Alm. In den besten Jahren, 1961), Laforce des choses (1963; Der Lauf der Dinge, 1966), Toute compte fait (1972: Alm. Alles in allem, 1972).
Onun bu özyaşamöyküsel yapıtı, hayatı bir bütün olarak gösterir: Rastlantıların, gelişigüzelliğin ve bilinçli davranışların bir birliği, bağlantıları olarak. Kendi hayatını yazma edimi içinde insanın varoluşundaki rastlantısallığın örtüleri kaldırılarak: felsefi bir büyüklük olarak gerçekleştirilir.
Simone de Beauvoir 1925/26’da filoloji ve matematik okur; 1926’da, Sorbonne’da felsefe öğrenimine başlar. 1928/29’da Leibniz hakkında bir diploma çalışmasıyla öğrenimini bitirir. Öğretmen adayı olarak stajını Lycée Janson de Sailly’de tamamlar. 193l’den 1943’e kadar felsefe hocası olarak önce Marsilya’da, sonra Rouen ve Paris’te çalışır. Ancak öğretmenliği bıraktıktan sonra, kendisini salt yazarlık çalışmalarına verir.
Beauvoir üniversitede öğrenciyken Jean-Paul Sartre’ı tanıdı ve 1980 yılında Sartre ölünceye kadar onunla-birlikte yaşadı. Onun Sartre’la ilişkisi insansal değişmez fenomenlerin değiştiği, bir felsefe teoremi, bir ide, bir kurgu oldu. Onların ilişkisi, özgürlük ve bağlılık arasında kurulan akılcı bir denge temeline dayanır. Burada, başka aşk ilişkileri konusunda mutlak bir dürüstlük sözünün verilmiş olması, büyük bir rol oynar. Ikisi de bu dürüstlüğü gerekli görür. Çünkü Sartre hiçbir zaman evlenmeyeceği gibi, bir tek kadınla da yetinmeyecekti. Ilişkileri başladığı zaman, daima yenilemeyi istemiş oldukları iki yıllık anlaşmalar yaparlar. Bu şekilde birlikteliklerinin sürekliliğini güvence altına aldıkları gibi, aşklarını korumayı da düzene sokacaklardır. Bu ilişki kurgusu, bir aşk ilişkisinin ancak eğer her iki taraf kendi tekliklerini sürdürür ve özgürce yaşayabilirse kalıcı olabileceği bilgisinden kaynaklanıyordu. Bu anlaşmayı tutmak için bir belgeye gerek vardı. Beauvoir için sürekli ve özgür bir ilişkinin bundan başka garantisi, kadın-erkek rollerindeki davranış biçimine kendisinin hayır diyebilmesiydi. Böylece o, her türlü ev hayatını kesinlikle yadsıdı. Çok yaşlanıncaya kadar ortak bir evleri olmadı. Birlikte yemek pişirilmedi, doğal ki çocukları da olmadı. Onu kadınca bir role zorlama tehlikesi taşıyan her şeyden sert bir şekilde kaçındı. O, “biz ikili hayatın yararlarına sahiptik, ama tatsızlıklarına değil” der, La force de l’âge adlı romanında (Beauvoire 1988, a, s. 268).
Bununla birlikte Beauvoir, bir kadın için tipik bir davranış içinde, kendini vererek yaşadı. Onun için ön planda olan daima Sartre’la birlikte yaşamak isteğiydi. La force de I’âge’da, sadece Sartre’la birlikte olduğu zamanların anlamlı olduğunu yazar. Ama sonradan şunu görür: “Sartre’la karşılaştığım zaman, her şeyi kazandığıma inanmıştım. Onun yanında benim kendimi gerçekleştirmem başarısızlığa uğrayamazdı. Şimdi kendi kendime şunu söylüyorum: Kurtuluşu bir başkasında görmek, yıkılmanın en güvenli yoludur” (a.g.y., s. 56).
Ilişkilerinin çok sıkılığı, hemen hemen simbiyozca, sürekli tinsel bir alışveriş içinde bulunmaları, Beauvoir’ın yapıtının özgünlüğünden daima kuşku duyulmasına neden oldu. Hakikat ise, her ikisinin sürekli olarak birbirini eleştirdiği, düşünce ve yazılarında birbirini etkilediğidir. Bununla birlikte Sartre’ın yapıtının özgünlüğünden asla kuşku duyulmadı. Alıntılamalarda, Sartre daima Sartre olarak düşünüldü; Beauvoir ise daima Sartre’la birlikte. Beauvoir da Sartre’ı dahi bir fikir verici olarak gösterir; Sartre gibi dahi olmadığını ve onun düşüncelerine bağlı olduğunu söyleyerek, bu önyargıyı besler. Fakat Beauvoir düşüncelerini özgün bir şekilde dile getirebilecek durumdaydı. Özgünlüğü, varoluşsal düşünce dağarına, çok bireysel, kendine özgü ve geliştirerek şekil vermesinde; teorilerinin “yaşanmış olan deneyimlere” dayanmasında ve salt felsefi kurgu olmamasında yatar. Bunun yanı sıra o, varoluşçuların ihmal ettiği eylem kategorisiyle, varoluş temel sorunları genişletti. Onun felsefi düşünce dağarı, daha çok etik ve ahlakla ilgili sorunlar etrafında dönüp dolaşır.
Beauvoir’in düşünceleri, belli bir özgürlük kavramıyla kenetlenmiş çok bireyselci bir temele dayanır. Özgürlük tanrının verdiği bir şey değildir. Insanın her gün kendisi için yeniden savaşmak zorunda olduğu bir olanaktır. Insan varolduğuna göre, onun kendisini sürekli olarak yeniden yapması gerekir. Onun eylem daima bir amaca doğru hareket eder. Bu amaç özgürlüktür. Ikinci Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla, insanın kendi planına göre hareket etmesi demek olan özgürlük kavramının yeniden tanımlanması gerekecektir. Çünkü teklerin özgürlüğü, artık kendisini gerçekleştiremiyordu. Ben, şimdi dış durumlara bağlıydı; bunun örneği, Sartre’ın Eylül 1939’da askere alınması, 1940’ta Almanlara esir düşmesi ve ancak Mart 1941’de geri dönebilmesi olgusuydu. Beauvoir, savaş deneyimleri sonucu, şimdi başkasının Özgürlüğünü, artık ben için bir tehdit olarak değil, kendi özgürlüğünü gerçekleştirmenin bir gerekliliği olarak görüyordu. Bundan çıkan etik talep, her insanın başka insanların özgürlüğü için kaygı. taşımakla görevli olduğuydu. Le sang des autres (1945; Alm. Dos Blut des anderen 1963) romanında ve Les bouches inutiles (1945) oyununda bu konu işlenir. Bu bağlamda Beauvoir, Pyrrhus et Cineas (1944; Alm. Pyrrhus und Cineas, 1964) denemesinde, insan hayatını bir ölüm varlığı olarak tanımlayan Heidegger’e karşı çıkar.
“0 halde ölmek için varolunmaz — hiçbir nedeni ve amacı olmadan ... insan varlığı var olmak varlığıdır; o, her an kendisini var etmeye çalışır — bu, kendisini planlamaktır. Insan varlığı, planlar şeklinde var olur. Bunlar ölüm için yapılan planlar değil, belli bir amaç için yapılan planlardır. Insan avlanır, balık tutar, kendisine aletler yapar, kitaplar yazar: Bu bir eğlence, kaçış değil, varolma yönünde hareket etmektir. Insan varolmak için bir şeyler yapar. O, kendisini dışlaştırmalıdır (transzendieren); çünkü o, varolmayandır” (Beauvoir 1988 c, s. 228).
Insanın “kendisini planlayabilme” yeteneği, Özgür olma yeteneğidir.
Özgürlüğün temel koşulu olarak, eylem, ve aynı şekilde tek kişinin özgürlüğünün gerekli koşulu olarak, gelecek için amaçlar saptayarak, bunun şimdide dışlaştırması ve benzerleri, Beauvoir’ın kadının toplumsal durumu konusunda hesaplaştığı temel felsefi düşüncelerdir. Onun kapsamlı yapıtı Le deuxieme sexe (1949; Alm. Dos andere Geschlecht, 1951), kadın hareketlerine, kadına yapılan baskıyla ilgili önemli felsefi bilgi sağlar.
Simone de Beauvoir, sürekli eylemde bulunmakla kendisini gerçekleştiren kendisini planlama idesinin, geleneksel kadın rolü içinde gerçekleşmediğini görür. Bu yüzden ona göre kadın özerk değil, “göreceli” bir varlıktır, yani kadınlar kendilerini, erkek olmad düşünemezler ve erkek olmadan düşünülmezler. ‘0, erkeğe göre belirlenecek ve farklı görülecek, erkekse ona göre değil; erkek öznedir, o mut laktır; kadın başka olandır.” (Beauvoir 1989 a, s. 11) ‘Başka olan,” özü olan bir şey olamaz.
Beauvoir, eskiden beri varolan bu koşulu, kadının eskiden beri öne sürülen biyolojik analık ödeviyle geride tutulmasında; onun “içsel” olanın bekçisi olmasında; erkeğin ise “dışarıya” gitmesine, kendisini “homo faber” olarak geliştirmesine ve dünyaya egemen olmasına izin verilmesinde görür. Kadın iç’in yaratıcısı, erkek dış’ın yaratıcısıdır.
“…işte erkekler kadını daima verilmiş olanın iç’i (immanenz) olarak gördüler. Eğer kadınlar ürün alır çocuk doğururlarsa, bu bir istenç edimi olarak olup bitmiş değildir. Kadın, bir özne, bir dış varlık, yaratıcı güç değil, ışıkı yüklü bir nesnenin yansımasıdır” (a.g.y., s. 175). Erkek, baştan beri yeni şeyler yaratır ve dünyayı “kendisi” için şekillendirirken, kadın sadece tekrar üretti, türü korudu: “.. .ama bu yaptıkları, daima aynı hayatın değişen şekillerde yinelenmesinden başka bir şey değildir” (a.gy., s. 72). Ondan yeni bir şey çıkmaz.
O halde Beauvoir için erkeğin egemenliği, çok kez kabul edildiği gibi, daha büyük olan bedensel gücünün bir sonucu değil, eylem yapan özne olmasının sonucudur. Ama o, ancak eylem yapmayan nesne- ye, kadına göre böyle olabilir; yani dışlaşma ve içleşme ilişkisinden dolayı; “birisi” karşısında “ötekine” göre. Kadınlar ‘verilmiş” olan bu durumu kabul etmemeli. Çünkü: “Dünyaya kadın olarak gelinmez, kadın olunur. Kadının insan özünün, toplumun kucağında aldığı şekil, biyolojik, psikolojik, ekonomik kaderin verdigi bir şekil değildir; uygarlığın bütünüdür, erkeğe ve kadın denen kısırlaştırılmış ara ürüne şekil veren.” (a.g.y., s. 265)
Beauvoir, Der Lauf der Dinge’de, kendisinin, kendi kadınlığından acı çekmekten çok uzak olduğunu; çünkü her iki cinsin de avantajlarından yararlandığını söyler (bkz. Beauvoir 1970, s. 187). Ama onun kitapları okunur, konuşmaları dinlenirse, onun kendisini çok “göreceli” bir varlık olarak gördüğü duyumsanır; Sartre olmasa, Beauvoir da olmazmış gibi bir kuşkuya düşülür.
1953’te Sartre’ın Marksist görüşünü benimsedikten sonra, onun için çok hareketli bir dönem başladı. ikisi, başka yerlerin yanı sıra sosyalist ülkelere birçok gezi yaptı. O zamanlar o, kadınların ve işçilerin baskı altında olmalarının, kapitalist ülkelerde zorunlu olarak kapitalizmle birlikte ortaya çıktığını sanıyordu. Sosyalist ülkelerde işçi sınıfı, ona göre baskı altında olmadığından; bundan, kadınların orada eşit haklara dayanan bir hayat sürdürecekleri sonucunu çıkarı yordu. Fakat bunun. doğru olmadığını gördü. Bu bilginin ışığında, 70’li yıllardaki siyasi çalışmalarının ağırlık noktasını, kadın hareketleri üzerinde topladı.
Onun son yaşamöyküsel yapıtı sadece Sartre’la ilgilidir. La cer des adieux (1981; Alm. Die Zeremonie des Abschieds, 1983) adlı kitabında, 15 Nisan 1980’de ölen hayat arkadaşının fiziksel çöküntüsünü anlatır. Bu yazı, son yıllarda Sartre’la yaptığı konuşmaları içerir. Bunlar eleştirilere neden oldu: bir yandan “büyük bir adamın bedensel düşkünlüklerinin gereksiz yere çok ayrıntılı anlatılması”; öte yandan “eleştirel mesafenin çok az olması” kusurları ileri sürüldü. (Zehl 1992, s. 135 vd.) Beauvoir hayatının son yıllarını Sartre’ın anılarına verdi. Kendisinin söylediğine göre, artık yeni bir şey yazmak için gerekli esini bulamıyordu.
14 Nisan 1986’da, kendi felsefesini, bütün çelişkileri ve kopukluklarıyla yaşamış olan bir kadın öldü.
Kadın Filozoflar-Marit Rulman vd.-Çeviri: Tomris Mengüşoğlu-Kabalcı Yayınevi
Bidibidi Yenileniyor !
23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com
[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü
[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler
KAYDOL
23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com
[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü
[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler
KAYDOL
Beauvoir
Felsefenin doğuşu, ünlü filozafların hayatı, yaşamları, eserleri gibi felsefi düşüncenin gelişme sürecini buradan takip ediyoruz.
- denizindibi
- Yıldızlaşan Üye
- Mesajlar: 6120
- Kayıt: 10 Tem 2008, 16:21
- Konum: denizin dibinden....
“Filozoflar Tarihi - Ünlü Filozoflar” sayfasına dön
Geçiş yap
- Hoş Geldiniz
- ↳ Lütfen Okuyun
- ↳ Güncel Duyurular
- ↳ Üye Defteri
- ↳ Forum - Site Kullanımı ve Özellikleri
- ↳ Forum Kullanımı
- ↳ Forum Eklentileri
- ↳ Site Kullanımı
- ↳ Flash Oyun Bölümü
- ↳ Deneme Alanı
- ↳ BiDiBiDi Siteler Birliği
- ↳ BidiBidi Resim Galerisi
- ↳ BidiBidi Tarihte Bugün
- ↳ BidiBidi IL IL Türkiye Tanıtımları
- Bidibidi Sohbet Muhabbet Haber
- ↳ Güncel Haberler
- ↳ Manşet Haber
- ↳ Son Dakika Haberleri
- ↳ Bıdıbıdı Hatırlatıyor
- ↳ Ekonomi ve Borsa
- ↳ Teknoloji ve Bilim Haberleri
- ↳ Magazin Dünyası
- ↳ Spor Güncel
- ↳ Gazete Manşetleri
- ↳ Haber Arşiv
- ↳ Bidibidi Muhabbet
- ↳ Bizim Zamanımızda
- ↳ Canımı Sıktılar
- ↳ Eleştiriyoruz
- ↳ Itiraf Ediyorum
- ↳ Yalandan Kim Ölmüş
- ↳ Anketler - Yarışmalar
- ↳ Genel Anketler
- ↳ Üye Anketleri
- ↳ Yarışmalar
- ↳ Şiir Yarışması
- ↳ Fıkra Yarışması
- ↳ Blog Yarışması
- ↳ Tebrikler ve Kutlamalar
- ↳ Dini Günler
- ↳ Doğum Günü Tebrikleri
- ↳ Milli Bayram - Yeni Yıl Tebrikleri
- ↳ Özel Gün Tebrikleri
- ↳ Bidibidi Site Kutlamaları
- ↳ BidiBidi 1. Yıl Kutlamaları
- ↳ BidiBidi 2. Yıl Kutlamaları
- ↳ Flash Oyun Galerisi Tebrikleri
- ↳ Cevap Arıyorum
- ↳ Oyun Oynayalım Mı?
- ↳ Flash Oyun Galerisi
- Bidibidi Flash Oyun Galerisi
- ↳ Oyunculara Tebrikler
- ↳ Hata Bildirimi - Ihbar - Şikayet
- ↳ Flash Oyun Sitesi Sorular Sorunlar
- Bidibidi Forum Genel
- ↳ Atatürk ve Türkiye
- ↳ Mustafa Kemal ATATÜRK Fotoğrafları
- ↳ Anıtkabir Fotoğrafları
- ↳ Türkü Hikayeleri
- ↳ Aşka Dair...
- ↳ Seni Seviyorum
- ↳ Nefret Ediyorum
- ↳ Resimli Aşk Şiirleri
- ↳ Okunası Hikayeler
- ↳ Şifalı Bitkiler
- ↳ Resimlerle Dünya
- ↳ Resimli Aşk Şiirleri
- ↳ Bitkiler
- ↳ Dini Resimler
- ↳ Duygusal Resimler
- ↳ Düşündüren Kareler
- ↳ E Kartlarımız
- ↳ Hayvan Resimleri
- ↳ Komik Resimler
- ↳ Manzara Resimleri
- ↳ Diğer Resimler
- Sizden Gelenler - Sizin Sesiniz - Sizin Yeriniz
- ↳ Sizden Gelenler Genel
- ↳ Mektuplarınız-Denemeleriniz-Makaleleriniz
- ↳ Hikayemi Tamamla
- ↳ Şiirleriniz
- Bidi Bidi Bilgi Bankası
- ↳ Okuyalım Öğrenelim Genel
- ↳ Eğitim - Öğretim Hakkında Bilgiler
- ↳ Üniversiteler
- ↳ Hukuk Alanına ilişkin Bilgiler
- ↳ Meslek Kariyer ve Iş Hayatı
- ↳ Meslekler Rehberi
- ↳ Kişisel Gelişim - Psikoloji - Beceri Bilgi Bankası
- ↳ Her Şeyin Bir ilki Vardı
- ↳ Belirli Günler ve Haftalar
- ↳ Kim Kimdir
- ↳ Para Para Para
- ↳ Bidibidi Kütüphanesi
- iL iL - Bölge Bölge TÜRKiYE
- ↳ Akdeniz Bölgesi
- ↳ Adana
- ↳ Antalya
- ↳ Burdur
- ↳ Hatay
- ↳ Isparta
- ↳ İçel
- ↳ Kahramanmaraş
- ↳ Osmaniye
- ↳ Doğu Anadolu Bölgesi
- ↳ Malatya
- ↳ TARiHi
- ↳ EĞiTiMi
- ↳ KÜLTÜR
- ↳ iLÇELERiMiZ
- ↳ YEMEKLERi
- ↳ ÇORBALAR
- ↳ ETLi YEMEKLER
- ↳ Pilavlar - Köfteler
- ↳ HAMUR iŞLERi TATLILAR
- ↳ GÖRÜLESi YERLER
- ↳ TÜRKÜLERi
- ↳ DiĞER LiNKLER
- ↳ MALATYA VALiLiĞi
- ↳ MALATYA BELEDIYESI
- ↳ MALATYA EMNiYET MÜDÜRLÜĞÜ
- ↳ MALATYA MEB
- ↳ MALATYA KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMA DERNEĞi
- ↳ iNÖNÜ ÜNiVERSiTESi
- ↳ MALATYASPOR
- ↳ Ağrı
- ↳ Ardahan
- ↳ Bingöl
- ↳ Bitlis
- ↳ Elazığ
- ↳ Erzincan
- ↳ Erzurum
- ↳ Hakkari
- ↳ Iğdır
- ↳ Kars
- ↳ Muş
- ↳ Tunceli
- ↳ Van
- ↳ Ege Bölgesi
- ↳ Afyon
- ↳ Aydın
- ↳ Denizli
- ↳ İzmir
- ↳ Kütahya
- ↳ Manisa
- ↳ Muğla
- ↳ Uşak
- ↳ Güneydoğu Anadolu Bölgesi
- ↳ Adıyaman
- ↳ Batman
- ↳ Diyarbakır
- ↳ Gaziantep
- ↳ Kilis
- ↳ Mardin
- ↳ Siirt
- ↳ Şanlıurfa
- ↳ Şırnak
- ↳ İç Anadolu Bölgesi
- ↳ Aksaray
- ↳ Ankara
- ↳ Çankırı
- ↳ Eskişehir
- ↳ Karaman
- ↳ Kayseri
- ↳ Kırıkkale
- ↳ Kırşehir
- ↳ Konya
- ↳ KONYA TARiHi
- ↳ KONYA EĞiTiMi-KÜLTÜRÜ
- ↳ KONYA YEMEKLERi
- ↳ KONYA GÖRÜLESi YERLER
- ↳ TÜRKÜLERi
- ↳ Nevşehir
- ↳ Niğde
- ↳ Sivas
- ↳ Yozgat
- ↳ Karadeniz Bölgesi
- ↳ Artvin
- ↳ Amasya
- ↳ Bartın
- ↳ Bayburt
- ↳ Bolu
- ↳ Çorum
- ↳ Düzce
- ↳ Giresun
- ↳ GiRESUN TARiHi
- ↳ GiRESUN EĞiTiMi-KÜLTÜRÜ
- ↳ GiRESUN YEMEKLERi
- ↳ GiRESUN GÖRÜLESI YERLER
- ↳ GiRESUN TÜRKÜLERi ve KEMENÇE
- ↳ Gümüşhane
- ↳ Karabük
- ↳ Kastamonu
- ↳ Ordu
- ↳ Rize
- ↳ Samsun
- ↳ Sinop
- ↳ Tokat
- ↳ Trabzon
- ↳ Zonguldak
- ↳ Marmara Bölgesi
- ↳ Balıkesir
- ↳ Bilecik
- ↳ Bursa
- ↳ Çanakkale
- ↳ Edirne
- ↳ İstanbul
- ↳ Kırklareli
- ↳ Kocaeli
- ↳ Sakarya
- ↳ Tekirdağ
- ↳ Yalova
- Bidibidi Mizah - Eğlence - Gülmece
- ↳ Genel Mizah ve Eğlence
- ↳ Diyaloglar - Tartışmalar
- ↳ Ayy İnanmıyorum Yaa !
- ↳ Fıkralar
- ↳ Fıkra Izle-Dinle
- ↳ Temel-Laz Fıkraları
- ↳ Asker - Polis Fıkraları
- ↳ Nasreddin Hoca Fıkraları
- ↳ Deli - Doktor Fıkraları
- ↳ Öğrenci - Okul Fıkraları
- ↳ Yöresel Fıkralar
- ↳ Diğer Fıkralar
- Ağzınızın Tadı - Damak Zevkiniz
- ↳ Yiyecekler - Içecekler Genel
- ↳ Yemek Tarifleri
- ↳ Balık Yemekleri
- ↳ Çorbalar
- ↳ Et Yemekleri
- ↳ Hamur Işleri
- ↳ Kebaplar
- ↳ Köfteler
- ↳ Makarnalar
- ↳ Mezeler - Soslar
- ↳ Pilavlar
- ↳ Salatalar
- ↳ Sebze Yemekleri
- ↳ Tatlılar
- ↳ Tavuk Yemekleri
- ↳ Yumurta Yemekleri
- ↳ Zeytinyağlılar
- ↳ Diyet Listeniz
- Astroloji - Fal Dünyası - Rüya Alemi
- ↳ Rüya Tabirleri
- ↳ Astroloji ve Burçlar Genel
- ↳ Koç Burcu
- ↳ Boğa Burcu
- ↳ ikizler Burcu
- ↳ Yengeç Burcu
- ↳ Aslan Burcu
- ↳ Başak Burcu
- ↳ Terazi Burcu
- ↳ Akrep Burcu
- ↳ Yay Burcu
- ↳ Oğlak Burcu
- ↳ Kova Burcu
- ↳ Balık Burcu
- ↳ Yıllık ve Aylık Burç Yorumları
- Bakım Güzellik ve Moda
- ↳ Moda Moda Moda
- ↳ Cilt Bakımı
- ↳ El ve Ayak Bakımı
- ↳ Saç Bakımı
- ↳ Vücut Bakımı
- İnsan - Sağlık - Yaşam
- ↳ Sağlıklı Yaşam
- ↳ Çocuk sağlığı ve hastalıkları
- ↳ Hastalıklar ve Tedavi Yöntemleri
- ↳ İlk Yardım ve Acil
- ↳ Tıp Sözlüğü
- ↳ Yağlarla Gelen Sağlık
- Felsefe Yapıyoruz
- ↳ Felsefe Genel Forumu
- ↳ Felsefe Akımları
- ↳ Filozoflar Tarihi - Ünlü Filozoflar
- ↳ Ünlü Filozoflardan
- ↳ Felsefe Sözlüğü
- Din ve İslam
- ↳ 11 Ayın Sultanı Ramazan
- ↳ RAMAZAN SOHBETLERi
- ↳ Oruç
- ↳ GÜNÜN MÖNÜSÜ
- ↳ BIDIBIDI Mönü
- ↳ Sizden Gelenler
- ↳ Ramazan Imsakiyeleri
- ↳ 2015 Ramazan Imsakiyesi
- ↳ 2014 Ramazan Imsakiyesi
- ↳ 2013 Ramazan Imsakiyesi
- ↳ 2011 Ramazan Imsakiyesi
- ↳ Ramazan 2010 BidiBidi Imsakiyesi
- ↳ Ramazan 2009 BidiBidi Imsakiyesi
- ↳ Ramazan 2008 BidiBidi Imsakiyesi
- ↳ Temel Din Bilgileri
- ↳ Esmaül-Hüsna
- ↳ Ayetler - Sureler
- ↳ Dualar
- ↳ Hadisler
- ↳ Hz. MUHAMMED (S.A.V.)
- ↳ Peygamberler
- ↳ Sahabeler
- ↳ Dini Günler
- ↳ Dinimiz Emirleri - Adapları - Örf ve Adetleri
- Edebiyat Dünyası
- ↳ Şairler ve Şiirleri
- ↳ Abdurrahim KARAKOÇ
- ↳ Abdülhak Hamit TARHAN
- ↳ Adnan YÜCEL
- ↳ Afşar Timuçin
- ↳ Ahmed ARiF
- ↳ Ahmet ERHAN
- ↳ Ahmet Hamdi TANPINAR
- ↳ Ahmet HAŞIM
- ↳ Ahmet Kutsi TECER
- ↳ Ahmet Muhip DIRANAS
- ↳ Ahmet Selçuk Ilkan
- ↳ Ahmet TELLi
- ↳ Ali Tekintüre
- ↳ Ataol Behramoğlu
- ↳ Attilla iLHAN
- ↳ Arif Nihat Asya
- ↳ Asaf Halet Çelebi
- ↳ Aşık Veysel ŞATIROĞLU
- ↳ Aydın HATiPOĞLU
- ↳ Ayten Mutlu
- ↳ Aziz NESiN
- ↳ Bedirhan GÖKÇE
- ↳ Behçet Necatigil
- ↳ Bülent TEKIN
- ↳ Cahit Sıtkı Tarancı
- ↳ Can YÜCEL
- ↳ Cemal SAFi
- ↳ Cemal SüREYYA
- ↳ Ceyhun Atuf Kansu
- ↳ Ceyhun YILMAZ
- ↳ Dadaloğlu
- ↳ Edip Cansever
- ↳ Eray CANBERK
- ↳ Faruk Nafiz Çamlıbel
- ↳ Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
- ↳ Fethi GiRAY
- ↳ Hasan Hüseyin Korkmazgil
- ↳ Hulki AKTUNÇ
- ↳ Kaan INCE
- ↳ Kerem ALIŞIK
- ↳ Levent ÖZGEÇ
- ↳ Mehmet Akif ERSOY
- ↳ Mehmet Bozkurt Esenyel
- ↳ Mehmet NACAR
- ↳ Melih Cevdet Anday
- ↳ Metin Altıok
- ↳ Murathan MUNGAN
- ↳ Nazım Hikmet RAN
- ↳ Necip Fazıl KISAKÜREK
- ↳ Nihat BEHRAM
- ↳ Nilgün MARMARA
- ↳ Nurullah Genç
- ↳ Oktay Rıfat Horozcu
- ↳ Orhan Seyfi ORHON
- ↳ Orhan Veli KANIK
- ↳ Özdemir ASAF
- ↳ Rıfat Araz
- ↳ Rıfat ILGAZ
- ↳ Sabahattin Kudret Aksal
- ↳ Sabri ALTINEL
- ↳ Salah BIRSEL
- ↳ Sennur SEZER
- ↳ Sezai KARAKOÇ
- ↳ Tahsin SARAÇ
- ↳ Tayfun TALiPOĞLU
- ↳ Türkan iLDENiZ
- ↳ Uğur Arslan
- ↳ Ümit Yaşar Oğuzcan
- ↳ Vedat TÜRKALi
- ↳ Yahya Kemal BEYATLI
- ↳ Yavuz Bülent BAKiLER
- ↳ Yılmaz ERDOĞAN
- ↳ Yılmaz GÜNEY
- ↳ Yılmaz Odabaşı
- ↳ Yunus Emre
- ↳ Yusuf HAYALOĞLU
- ↳ Ziya Osman Saba
- ↳ Zübeyir KINDIRA
- ↳ Haftanın Şiiri
- ↳ Yazarlar ve Yazıları
- TARiHTEN SAYFALAR
- ↳ OSMANLI TARiHi
- ↳ Kuruluş Dönemi
- ↳ Fetret Devri
- ↳ Yükselme Dönemi
- ↳ Duraklama Devri
- ↳ Gerileme devri ve yıkılışı
- ↳ PADiŞAHLAR
- ↳ Osman Gazi
- ↳ Orhan Gazi
- ↳ I. Murad
- ↳ I. Bayezid Dönemi
- ↳ Çelebi Mehmed
- ↳ II. Murad
- ↳ Fatih Sultan Mehmed
- ↳ II. Bayezid Dönemi
- ↳ Yavuz Sultan Selim
- ↳ Kanuni Sultan Süleyman
- ↳ II. Selim
- ↳ III. Murad
- ↳ III. Mehmed
- ↳ I. Ahmed
- ↳ I. Mustafa
- ↳ II. Osman
- ↳ IV. Murad
- ↳ I. Ibrahim
- ↳ IV. Mehmed
- ↳ II. Süleyman
- ↳ II. Ahmed
- ↳ II. Mustafa
- ↳ III. Ahmed
- ↳ I. Mahmud
- ↳ III. Osman
- ↳ III. Mustafa
- ↳ I. Abdülhamid
- ↳ III. Selim
- ↳ IV. Mustafa
- ↳ II. Mahmud
- ↳ Sultan Abdülmecid
- ↳ Sultan Abdülaziz
- ↳ V. Murad
- ↳ II. Abdülhamid
- ↳ Mehmed Reşad
- ↳ Mehmed Vahdeddin
- ↳ TARiHTE BUGÜN
- ↳ Tarihte Ocak Ayı
- ↳ Tarihte Şubat Ayı
- ↳ Tarihte Mart Ayı
- ↳ Tarihte Nisan Ayı
- ↳ Tarihte Mayıs Ayı
- ↳ Tarihte Haziran Ayı
- ↳ Tarihte Temmuz Ayı
- ↳ Tarihte Ağustos Ayı
- ↳ Tarihte Eylül Ayı
- ↳ Tarihte Ekim Ayı
- ↳ Tarihte Kasım Ayı
- ↳ Tarihte Aralık Ayı
- ↳ Son Eklenen Olaylar
- ↳ Tarihte Istediğin Sene
- ↳ Tarihte Bu Sene 2016
- ↳ DiĞER
- Spor Dünyası
- ↳ Spor Dünyası Genel
- ↳ FUTBOL
- ↳ Beşiktaş
- ↳ Fenerbahçe
- ↳ Galatasaray
- ↳ Diğer
- Korku ve Dehşet Bölümü
- ↳ Korku Bölümü Genel
- ↳ Korkunç Hikayeler Rivayetler
- ↳ Korkunç Resim Video Multimedya
- Multimedya
- ↳ Videolar - Flashlar - Sunular
- ↳ Belgesel Videoları
- ↳ Komik Videolar - Komik Flaslar
- ↳ Sesli - Videolu Fıkralar
- ↳ Spor Videoları - Spor Flashları
- ↳ Halk Dansları Videoları
- ↳ Ilginç - inanılmaz Videolar
- ↳ Sinema - Tiyatro - Dizi Videoları
- ↳ Genel Videolar - Sunular - Flashlar
- ↳ Duygusal - Romantik ve Şiir Flashları
- ↳ Diziler - Filmler
- ↳ Avlu
- ↳ Yaprak Dökümü
- ↳ Ufak Tefek Cinayetler
- ↳ Mucize Doktor
- Müzik Müzik Müzik DÜNYASI
- ↳ Müzik Dünyası Genel
- ↳ Albümler ve Şarkılar
- ↳ Müzik Klipleri
- ↳ Yepyeni Klipler
- ↳ Unutulmayan Sanatçılar
- ↳ Bayan Sanatçılardan Klipler
- ↳ Ajda Pekkan Klipleri
- ↳ Bendeniz Klipleri
- ↳ Candan Erçetin Klipleri
- ↳ Gülşen Klipleri
- ↳ Izel Klipleri
- ↳ Nilüfer Klipleri
- ↳ Özlem Tekin Klipleri
- ↳ Petek Dinçöz Klipleri
- ↳ Sertap Erener Klipleri
- ↳ Sezen Aksu Klipleri
- ↳ Sibel Can Klipleri
- ↳ Şükriye Tutkun
- ↳ Yıldız Tilbe Klipleri
- ↳ Erkek Sanatçılardan Klipler
- ↳ Çelik Klipleri
- ↳ Doğuş Klipleri
- ↳ Kıraç Klipleri
- ↳ Mustafa Sandal Klipleri
- ↳ Rafet El Roman Klipleri
- ↳ Tarkan Klipleri
- ↳ Teoman Klipleri
- ↳ Yalın Klipleri
- ↳ Müzik Gruplarından Klipler
- ↳ Athena Klipleri
- ↳ MFÖ Klipleri
- ↳ Kargo Klipleri
- ↳ Mor ve Ötesi Klipleri
- ↳ Yabancı Klipler
- ↳ Şarkı Sözleri
- ↳ Abidin
- ↳ Barış Manço
- ↳ Bendeniz
- ↳ Candan Erçetin
- ↳ Ceza
- ↳ Demet Akalın
- ↳ Doğuş
- ↳ Düş Sokağı Sakinleri
- ↳ Ebru Gündeş
- ↳ Emre Aydın
- ↳ Ferhat Göçer
- ↳ Feridun Düzağaç
- ↳ Gökhan Özen
- ↳ Gökhan Türkmen
- ↳ Göksel
- ↳ Gülşen
- ↳ Hakan Altun
- ↳ Hakan Demirci
- ↳ Hande Yener
- ↳ Hatice
- ↳ Hepsi
- ↳ Ibrahim Tatlıses
- ↳ Ilhan Şeşen
- ↳ Ismail Yk
- ↳ Kıraç
- ↳ Manga
- ↳ Murat Boz
- ↳ Mustafa Ceceli
- ↳ Nazan ÖNCEL
- ↳ Nilüfer
- ↳ Orhan Ölmez
- ↳ Onur AKIN
- ↳ Özcan Deniz
- ↳ Özgüç Güler
- ↳ Rafet El Roman
- ↳ Serdar Ortaç
- ↳ Sertab Erener
- ↳ Sezen Aksu
- ↳ Sıla
- ↳ Soner Sarıkabadayı
- ↳ Tan Taşçı
- ↳ Toygar Işıklı
- ↳ Tripkolic
- ↳ Uğur
- ↳ Vega
- ↳ Yalın
- ↳ Yusuf Güney
- ↳ Zafer Peker
- ↳ Zeki Müren
- ↳ Yıldız TiLBE
- Bilgisayar - İnternet ve WEB
- ↳ WEB MASTER ÖZEL
- ↳ Sitenize Tarihte Bugün
- ↳ Sitenize Tarihte O YIL
- ↳ Sitenize Il Il Türkiye
- ↳ Sitenize Flash Şiirler
- ↳ Ücretsiz Hizmetlerimizi Kullanma Koşulları
- ↳ Link Kaldırma & Ücretli Hizmet & Bloke Kaldırma
- Bidibidi Destek
- ↳ İstekleriniz - Bekledikleriniz - Sorularınız - Sorunlarınız
- ↳ Arşiv
- ↳ Geçmiş Etkinlikler
- ↳ Haber Arşivleri
- ↳ 2006 Yılı Haber Arşivi
- ↳ 2007 Yılı Haber Arşivi
- ↳ 2008 Yılı Haber Arşivi
- ↳ 2009 Yılı Haber Arşivi
- ↳ Duyuru Arşivi
- ↳ TarihYazar & BidiBidi Blogları Destek Forumları
- ↳ Blog Sistemi Genel Konuları
- ↳ TarihYazar Blog Tanıtımları
- ↳ Blog Eklentileri & Temalar
- ↳ Blogunuz Için Html Kodlar
- ↳ Müzik Video Radyo Multimedya
- ↳ Öneri Istek ve Tavsiyeleriniz
- ↳ Diğer Soru ve Sorunlarınız
- ↳ Bidibidi.TV.TR Video Sitesi Destek Forumu
- ↳ Ne Çağrıştırıyor ?
- ↳ BidiBidi Yemek Tarifleri Sitesi
- ↳ BidiBidi Web Tasarım Hizmetleri
- ↳ BidiBidi WebMaster Özel
- ↳ Bidibidi Video Paylaşım
- ↳ MSN, ICQ, YAHOO MESSENGER
- ↳ Msn Hata Kodları ve Çözümleri
- ↳ Nick Yapıcı
- ↳ Uygun Forum Yok
- ↳ Çöp Kutusu