1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Abdullâtif el-Bağdadi Kimdir

Gönderilme zamanı: 30 Eki 2008, 14:30
gönderen denizindibi
Abdullâtif el-Bağdadi ( 1162-1162 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler
1231), ''Muvaffakuddin'' olarak da anılan ünlü hekim ve filozof.

Hayatı hakkında fazla bir bilgi yoktur. Özellikle 1231 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler
anatomi konusundaki çalışmalarıyla tanınmıştır. ''Anatomi Alm. Anatomie (f), Fr. Anatomie, Ing. Anatomy. Canlı varlıkların şekil ve yapılarını inceleyen, bir temel tıb bilimi dalı. Bu bilim, tıbbın temeli kabul edilen ana bilimlerden olup, aynı zamanda tıb eiğitiminin önemli derslerinden biridir.
el-Ifade ve'l-Itibar'' isimli eseri 1788 senesinde Batı dillerine çevrilmiştir. Ayrıca ''Makalatün fi'l-Havas'' isminde beş duyu organını konu alan bir eseri de mevcuttur.

Bir filozof olarak Abdullatif el-Bağdadi hiçbir felsefi ekole bağlanmamıştır. Tenkitçi ve şüpheci bir düşünür olarak tanınan el-Bağdadi felsefeyi Ibn-i Sina ve Gazali'nin eserleriyle tanımıştı. Kısa bir süre Farabi'nin mantık eserlerini şerh etmiş, daha sonraları Sühreverdi ve Ibn Meymun'un düşüncelerindeki zayıf yönleri tartışmıştır.

Tenkitleriyle tanınan filozof bir ekol veya büyük bir etki yaratmamıştır.

Abdüllâtif Bağdâdi islam felsefesinde derin etkisi olan, belirli bir akım ortaya koyan bir filozof olmamakla birlikte, mevcut felsefelerin eleştirisinde ve zayıf yönlerinin ortaya konulmasında önemli bir rol oynadı. Sühreverdi'ye ve Ibn Meymun'a yönelik eleştirileri sözkonusu oldu. En çok yakınlık duyduğu filozof Farabi oldu. Bu sebepten belirli bir anlamda filozof değil kuşkucu bir eleştirmen olarak değerlendirilir. Felsefede kararsız ve çeşitli yönelimleri br arada barındıran bir kişiliğe sahip olduğu ve onu önemli kılanın güçlü tenkit yeteği olduğu söylenmektedir. Abdüllâtif Bağdâdi kuşkucu bir eleştirmendir, ancak islam felsefesi içerisinde kuşkucuk olarak belirmiş olan eğilimlere de bağlı olmamıştır. Nitekim farklı islam felsefe okullarında çeşitli türden kuşkuculuklar görülür, hatta belirli filozozflar belrili zamanlarda kuşkucu yönelimler göstermişlerdir; Abdüllâtif Bağdâdi bağımsız ve kuşkucu bir düşünür olarak bu yönelimlerde ayrıca yerini alır.