Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

Pierre Bourdieu

o felsefe , bu felsefe , şu felsefe nedir? Işte felsefe akımlarını detaylarıyla bulabileceğiniz bir kaynak.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
denizindibi
Yıldızlaşan Üye
Yıldızlaşan Üye
Mesajlar: 6120
Kayıt: 10 Tem 2008, 16:21
Konum: denizin dibinden....

Pierre Bourdieu

Mesaj gönderen denizindibi »

Pierre Bourdieu

Pierre Bourdieu 1930’ta Fransa’nın güneybatısında kalan Pirene yöresinin Denguin köyünde doğdu. Babası köyün posta müdürüydü. Bourdieu okulunun parlak bir öğrencisi ve okulun rugby takımının yıldız bir oyuncusuydu. Orta eğitiminden sonra Paris’e gelerek, geleceğin ünlü felsefecisi Jaques Derrida’yla sınıf arkadaşı olacağı Fransa’nın ünlü okulu École Normale Superiéure’e devam etti. Buradaki öğrenimi sırasında özellikle fenomenolojiye ilgi duydu. Heidegger’in Varlık ve Zaman’ını daha okula gelmeden okumuştu; okulda da ilgisini Merlaeu-Ponty ve Husserl’in çalışmalarına yöneltti ve akademik nedenlerle Marx’ın yapıtlarını, özellikle de bu yazarın gençlik döneminde yazdıklarını okudu. 1953’te savunduğu mezuniyet tezi Leibniz’in Animadversiones’inin çevirisi ve yorumlanması üzerine kuruluydu. Felsefe öğretmenliği için gereken sınavı geçtikten sonra bir yıl kadar bu mesleği icra etti ve daha sonra askere alındı. Cezayir’de Fransız ordusunun yerel isyancıları ezmeye çalıştığı çarpışmalarda görev aldı. 1959-60 yılları arasında Cezayir Üniversitesi’nde bulundu ve Berberi etnik kültürünü ve geleneksel tarımını çalıştı. Bu yılları hakkında düşündüklerini “Kendimi bir felsefeci olarak görüyordum ve bir etnolog olduğumu kabul etmek uzun zaman aldı” , sözleri oldukça açık bir biçimde özetler. 1960’ta Fransa’ya kendi kendini yetiştirmiş bir antropolog olarak geri döndü.
1962’de Marie-Claire Brisard’la evlendi. Antropoloji ve sosyoloji öğrenimine devam etti ve 1960-62 yılları arasında Paris, 1962-64 yılları arasında Lille Üniversitesi’nde dersler verdi. 1964’te Yüksek Çalışmalar Uygulama Okulu’na katıldı. 1968’de, Avrupa Sosyoloji Merkezi’nin başkanı oldu. Burada, bir grup meslekdaşıyla birlikte hakim kültürün aktarımı aracılığıyla bir iktidar sisteminin sürdürülmesi sorunsalı etrafında dönen kapsamlı, kolektif bir araştırmaya katıldı. Yapıtlarının her zaman merkezi kalan konularından biri, kültürün ve eğitimin toplumsal sınıflar arasındaki farkların yerleşikleşmesinde ve yeniden üretiminde oynadığı rol oldu. Avrupa Sosyoloji Merkezi’ndeki çalışmalarının bir uzantısı olarak, 1970’te yayınlanan Le Reproduction’da Fransız eğitim sisteminin toplumdaki kültürel ayrımları yeniden ürettiğini savundu. Bu yapıtında, ayrıca, kendisine ait ‘sembolik şiddet’ kavramını ilk kez kullandı ve devletin meşru şiddetin kullanımı üzerindeki tekeliyle pedagojik edimlerin simgesel şiddeti arasında bir örtüşme olduğunu saptadı.



Bourdieu 1975’te Actes de la Recherce en Sciences Sociales adında, temel işlevi toplumun hakim yapısına destek olmak olan kültürel üretim mekanizmasını açığa çıkarmak olan bir dergi çıkardı. 1981’de çok prestijli bir konuma, College de France’ın sosyoloji kürsüsüne atandı. 1980’lrin sonunda yazar A.B.D.’li akademisyenlerin yazılarında en çok alıntı yaptıkları Fransız sosyal bilimcilerden biri oldu. Öğrencileri onu bir guru Bour-dieu (tanrı) ya da sosyoloji kılığında uygulanan terörizmin en korkunç örneği olarak görüyorlardı. 1990’ların ortalarından itibaren yazar akademik çevreler dışındaki bir dizi etkinlikte yer aldı. Grevdeki demiryolu işçilerini destekledi, evsizler adına konuşmalar yaptı, televizyon programlarına sık sık konuk oldu ve 1996’da ‘Liber/Raisons D’Agir’ adında bir yayınevi kurdu. 1998’de Le Monde’da yayımlanan bir makalesinde neo-liberalizmin ‘güçlü’ söylemini bir sığınaktaki psikiyatrik söylemin durumuyla karşılaştırdı. Bourdieu’nün son yayınladıkları, erkek egemenliği, yeni neo-liberal dil, Edouard Manet’nin sanatı ve Beethoven’ın müziği hakkında bazı yazılar oldu. Yazar, 24 Ocak 2002’de, Paris St. Antoine Hastanesi’nde kanserden öldü.
ResimResim
Cevapla

“Felsefe Akımları” sayfasına dön