Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

EY SEVGILI, AH SEVGILI..

Roman, Hikaye, Masal, Makale, Eleştiri, Deneme... gibi Yazı Türlerinin Yazarlarını ve yazdıklarını burada paylaşıyoruz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
betül_42
Ilk Üye
Ilk Üye
Mesajlar: 2908
Kayıt: 03 Haz 2006, 04:01
Konum: Mevlana diyarı konya

EY SEVGILI, AH SEVGILI..

Mesaj gönderen betül_42 »

EY SEVGILI, AH SEVGILI

“Tabiatta herhangi bir şey haddini aşınca zıddına dönüşür. Bir arabanın tekerleri çok hızlı dönmeye başlayınca sanki tersine dönüyor gibi görülür. Yani bütün trajedilerin sonu komedi, bütün gülmelerin sonu gözyaşıdır. Sevincin de hüznün de aşırısı insanı öldürür. Kahkahalarla gülen kişinin gözünden sonunda yaş akar.”

Geçtiğimiz hafta yayınlanan Iskender Pala’nın bir yazısından, belli eklemeler yaparak yürüyorum bu hafta, hem o güzel yazıdan beraberce faydalanalım hem de ‘geçmiş sevgililer gününe’ -gönül koymasın- iki satır da biz not düşelim diye…

Radyo dinleyicilerimin aşina olduğu eski bir doğu şiirinde;

Şeb-i yeldayı muvakkitle müneccim ne bilir?
Müptela-i gama sorkim, geceler kaç saattir...

Yani, yılın en uzun gecesinin hangi gece olduğunu müneccimler ile takvim düzenleyenler değil, ancak gama müptela olmuş âşıklar bilir…

Aşk, gözyaşı ile gıdalanır, hasret ile beslenir. Yas evinde yüzlerce ağlayıcı olsa, yine de en tesirlisi dert sahibinin ahıdır. Yüz dertli bir halka olup otursa, halkanın merkezi elbette en kederli, en yaslı olandır.

***

Bir de severken ayrılmak durumda olanların son sözleri var birbirine çok benzeyen;

“Seni benim gibi kimse sevemez.”
“Seni hayatta annenden sonra en fazla sevecek olan benim.”
“Sen benim kıymetimi ancak gidince/ölünce anlayacaksın.”
Ya da; “ben senin için hayatımdaki herkesi sildim, sen beni anlayamadın, ben senin için her şeyi yaparım ama sen, neyse...” diyerek ille de kendisinin daha fazla sevdiğini ve anlaşılamadığını dile getirirler gözlerini silip burunlarını çekerken…

Eski yazılarımdan birinde yer verdiğim ‘sevgi zirvede nefrete dönüşür’, sözü işte burada devreye girer. Yoksa seni deli gibi seviyorum ile senden nefret ediyorum aynı anda aynı cümle içinde, aynı insana nasıl söylenebilirki?

Buyurun size tarihten bir hatıra, anlatamadıklarımı anlatsın diye;

Anlatırlar ki; Züleyha, Yusuf'u zindana attırdığı vakit onun ayrılığıyla yanıp yakılmaya başlamış. Hem kendisinden ayırmış, hem hasretini çeker olmuş. Bu yüzden zaman zaman zindanı ziyarete gider, sureta “Hükümlüm kaçmış olmasın!” diye kontrol eder ama içten içe de hasret giderirmiş. Eğer Yusuf'u uyurken bulursa hücresinin önünde bekler, seyreder; eğer uyanık bulursa azarlayıp gidermiş. Azarlamasının sebebi de ‘karşılık versin de sesini duyayım’ diyeymiş. Lakin Yusuf hiç cevap vermezmiş. Nihayet sesini çok özleyince bir köle çağırıp, “Hemen şimdi git, zindanda Yusuf'u yere yık, adamakıllı kamçıla! Öyle vur ki ta uzaktan ah ettiğini duyayım.” emrini vermiş.. Köle emre itaate niyetlenmişse de Yusuf'un güzel yüzünü görünce kıyamamış. Hücrede bulduğu bir postu yere serip onu kamçılamaya başlamış. Kölenin her kamçısında Yusuf mahsustan feryad etmekte, çığlık atmaktaymış. Beri taraftan da Züleyha bağırıyormuş: “Daha hızlı vur, adamakıllı vur!” Nihayet köle Yusuf'a yalvarmış:

“A güneş yüzlü, Züleyha gelir de sırtında kamçı izi göremezse şüphesiz beni öldürür. Hiç olmazsa bir kere omzunu aç, dişini sık, azıcık olsun kamçıya dayan!..”

Yusuf elbisesini sıyırdığında köle öyle bir vuruşla vurmuş ki Yusuf yere kapaklanmış, can evi kavrulmuş. Sonra da Yusuf'un ah edişini duyan Zeliha'nın feryadı işitilmiş:
“Yeteeer!..”

Not: bu kadar internet sitesi içerisinde üç-beş site “Bahtiyar Vahapzade” nin ölümünü dikkate almış ve haber yapmıştır ama en hızlı ve kapsamlı haberinden dolayı, Haber Kuşağı'nı Bahri Yağmur nezdinde tebrik ediyorum… ve soruyorum kendime…
“Deniz Seki’nin durumundan daha mı önemsizdir, 84 yıllık çınarın toprağa devrilişi?”

Bedirhan Gökçe
16 ŞUBAT 2009, PAZARTESI 00:31:40

(Bu kadar güzel bir yazıyı keşke daha önce paylaşabilseydim.....)
Cevapla

“Yazarlar ve Yazıları” sayfasına dön