Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

Muhkem Köprümüz Vahapzade'yi Kaybettik ...

Roman, Hikaye, Masal, Makale, Eleştiri, Deneme... gibi Yazı Türlerinin Yazarlarını ve yazdıklarını burada paylaşıyoruz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
betül_42
Ilk Üye
Ilk Üye
Mesajlar: 2908
Kayıt: 03 Haz 2006, 04:01
Konum: Mevlana diyarı konya

Muhkem Köprümüz Vahapzade'yi Kaybettik ...

Mesaj gönderen betül_42 »



Ulu Kuran-ı Kerim'den gözümüz aldı ışık/Bize gösterdi müdam düz yolu Peygamberimiz,

Bulup hakkın yolunu Bahtiyar oldum nece ben/Böyle zengin eyledi yoksulu Peygamberimiz…

Türk dünyası bir değerini daha kaybetti…

Çarlık ve Sovyet Rusya’sının esareti altında kalan Türk dünyası kardeş Türkiye ile iletişim kurduğu en büyük köprülerden birini daha kaybetti…

Önce Cengiz Aytmatov, ardından; hakkın yolunu bulup bahtiyarlığa erdiğini ifade eden Bahtiyar Vahapzade…

Bağımsızlığını kutlayacağı yerde yeni tehlikelerle boğuşmaya başlayan Azerbaycan’dan yükselen en büyük sesin sahibiydi Vahapzade…

O, “Insan, insan olur öz hüneriyle/Millet, millet olur hayr-ı şerriyle

Toprağın bağrını cesetleriyle/Azadlık tohumu ekti şehitler!”

derken, bizim içimizdeki Türk dünyası, Islam dünyası gibi mukaddes kavramlara yabancı kişiler ve gruplar da tarihî vazifemizi hiçe sayarak, hor görerek karşı propagandalara kalkıştılar. Onlara göre Türk dünyası asırlar öncesinin Orta Asya’sına sıkışmış bir hayaldi.

Rus esaretinde her şeylerini teslim etmeleri istenen iki yüz milyonluk topluluğun kültürel, dini, milli değerleri gitmiş, bizlere ne oluyordu da onları sahipleniyorduk?

Anadolu’nun bağrında doğan gönüllüler hareketine ne oluyordu da, “Gidin şehit Enver Paşa’nın yarım kalan misyonunu tamamlayın” diyen ufku sınır tanımayan insanın dediğini yaparak Hacı Kemalleri oralara gönderiyordu?

Bize ne oluyordu da Hocalı katliamlarından soykırım diye bahsediyorduk? Hazır Ermeni dostlarımızdan özür dilemişken, arayı düzeltip “evet biz size soykırım uyguladık ve bundan son derece pişmanız” derken, kalkıp da

“Tunç zırhli yılanlar/Döktü kırmızı kanlar,

Hakikati yalanlar, Künce sıktı o gece!”

diye feryat eden Vahapzade’nin çırpınışlarını görmezden geliyorduk…

Bizler Türk Islam birliği deyip; Filistin’den, Çeçenistan’a, Azerbaycan’dan Pakistan’a kadarki coğrafyayı kendimizden kabul edip, yeni Trablusgarp destanlarının yazılması için Ömer Muhtarların yetişmesini, yeni Azerbaycan zaferi için Emin Resulzadelerin yetişmesini dilerken içimizdeki bazıları, bir yerlere taraf olanlar kardeş ülkelerle ilgilenmemizi kafatasçılık diye yorumlarken, bu uğurda Kafkas Islam Ordusu’nu oluşturan “darbeci Ittihatçılara” lanetler yağdırırken Vahapzade de Rus tankları altında ezilen, Ermeni çetelerinin botları altında can veren Müslüman Azerbaycanlılar için bir şeyler müjdeliyordu: "Söylenenlere göre, Cumartesi günü Azerbaycan doğum evlerinde dünyaya göz açan her 10 çocuktan 8'i erkektir. Allah'ın bu mucizesi karşısında şaşıp kalmamak imkansızdır. Allah o gece ölen gençlerimizin yerini doldurdu. Çünkü, Allah bizimledir. Hak nerdeyse, Allah da ordadır!”
Üzüntümüz sitemimiz kadar büyük…

Bu sağlam köprüler tek tek yıkıldıkça bazı değerlerin kıymetini anlayacağız.

Önemli olan Vahapzade gibi, Akif gibi haksızlığın karşısında dik durabilmek ve zalimi, zulmü alkışlayıp zulümden taraf olana sesimizi çıkarabilmektir.

Bu, Afrikalı mağdurlar için de, Israil zulmündeki Filistinliler için de, Rus zulmünü unutmayacak Çeçenler ve Türkler için de aynıdır.

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım!...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.

diye zulme, haksızlığa, haksızlık taraftarlığına haykıran Akif gibi, Akif’in sevdalısı Vahapzade de Azerbaycan’daki tarihî haksızlıklarla ilgili bir anısını paylaşmıştı :

“O gece doğan her on çocuktan sekizi erkek doğdu! Allah bizimledir!...

Akşam vakti bahçeden yükselen "Allah-u Ekber" sesini duyunca balkona çıktım. Son 20 yıldır abidelerin korunması idaresine çevrilmiş ve bize komşu olan caminin minaresine 5-6 gencin çıktığını gördüm. Ellerinde milli cumhuriyetimizin üç renkli bayrağı dalgalanıyordu. Bu gençler, atamız Mehmet Emin Resulzade'nin yükselttiği bayrağı minareye dikerek, "Allah-u Ekber" diye bağırmaya başladılar. Onlar 20-25 yaşlarındaydı. Ilahi!

Üç renkli milli bayrağımızın mevcudiyetini onlar nereden biliyorlardı? "Allah-u Ekber"i yüreklerine nakş edenlerin dilleri kesildiği zaman dünyaya gelen bu gençler bu mukaddes kelamın sırrını ve gücünü nereden biliyorlardı? Kulaklarının duymadığı, gözlerinin görmediği ve dillerinin söylemediği üç renkli bayrak, Mehmet Emin ruhu ve"Allah-u Ekber" nidası onların hafızasında yaşıyor ve onları gizli bir ateş gibi içeriden yakıyormuş. Bu ilahi sırra nasıl hayret etmeyesin, Ilahi?”

Söz çok. Söylenen kıymetli sözler çok. Onları Akifler, Vahapzadeler, Muhammed Ikballer söylediler.

Bize düşen onları benimseyip sahiplenmek… Ufkumuzun bütün Müslüman coğrafyası kadar geniş olmasını bu yolla sağlamak.

Allah hepsine rahmet eylesin.

Mehmet Fatih ÖZTARSU

Pazartesi, 16 Şubat 2009 16:49
Cevapla

“Yazarlar ve Yazıları” sayfasına dön