Parmaklığın Ötesinden -I-
Gönderilme zamanı: 01 Mar 2008, 13:55
Parmaklığın Ötesinden -I-
Insanları alabildiğine sevmeyi,
Bırakmazlar yanına.
Böyle çekersin cezasını
Üç duvar bir kapı arasında;
Onlardan ayrı
Böyle onlardan uzak.
Yasak sana,boylu boyunca sokaklar,
Bahçeler ,yalı kahveleri.
Dostlara şimdi mektup değil,
Bir selam yasak!
Kapılar demir sürgülü,çifte kilitli,
Kapalı ,hürriyete giden yollar;
Içerdeki içerde mahzun,
Dışardaki dışarda.
Buradaki her şey sade:
Ekmek ve su,düşünceler...
Emirler çeşitli:
Kapıda kilik,emir,
Uzakta düüdk,emir,
Emir,dışarda dikilen nöbetçi.
Hürriyeti çoktan unuttum,
O yemyeşil masalların kızıdır
Eskiden sevilmiş.
Bir ince hastalıktır olsa olsa,
O şimdi ciğerlerimde.
Şu pencereye verdim kendimi,
Bütün üzüntülere karşılık,
Boğazın suları üzerinden
Karşı sırtlara açılmış pencereye.
Üsküdar’ı bilmezdim eskiden,
Burada ısınıverdi kanım.
Vurgunum şu Kızkulesi’ne;
Ne de şirin görünüyor
Uzaktan Karacaahmet;
Hiç de söyledikleri gibi degil,
Bana düşündürmüyor ölümü.
Insanları alabildiğine sevmeyi,
Bırakmazlar yanına.
Böyle çekersin cezasını
Üç duvar bir kapı arasında;
Onlardan ayrı
Böyle onlardan uzak.
Yasak sana,boylu boyunca sokaklar,
Bahçeler ,yalı kahveleri.
Dostlara şimdi mektup değil,
Bir selam yasak!
Kapılar demir sürgülü,çifte kilitli,
Kapalı ,hürriyete giden yollar;
Içerdeki içerde mahzun,
Dışardaki dışarda.
Buradaki her şey sade:
Ekmek ve su,düşünceler...
Emirler çeşitli:
Kapıda kilik,emir,
Uzakta düüdk,emir,
Emir,dışarda dikilen nöbetçi.
Hürriyeti çoktan unuttum,
O yemyeşil masalların kızıdır
Eskiden sevilmiş.
Bir ince hastalıktır olsa olsa,
O şimdi ciğerlerimde.
Şu pencereye verdim kendimi,
Bütün üzüntülere karşılık,
Boğazın suları üzerinden
Karşı sırtlara açılmış pencereye.
Üsküdar’ı bilmezdim eskiden,
Burada ısınıverdi kanım.
Vurgunum şu Kızkulesi’ne;
Ne de şirin görünüyor
Uzaktan Karacaahmet;
Hiç de söyledikleri gibi degil,
Bana düşündürmüyor ölümü.