Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

Gelinlik Kızın Ölümü

Istanbul' da doğdu. 28 Kasım 2002'de hayata veda etti. Babası avukattı. 1931' de Kadıköy Ortaokulu' nu, 1936' da Ankara Gazi Lisesi' ni bitirdi.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
selin44
Bilinen Üye
Bilinen Üye
Mesajlar: 1407
Kayıt: 26 Mar 2007, 16:11
Konum: 'MALATYA'
İletişim:

Gelinlik Kızın Ölümü

Mesaj gönderen selin44 »


Gelinlik Kızın Ölümü

sela verilirken kalktık kahveden,
cumaydı, yılın en beklemiş günü,
yemeni gibi üstünde tabutun,
gölge veren ağaçsız bir gökyüzü.
kızın babası yanımızda, boyunuzun,
zayıf, ağzında mırıltılar,
on köylü, iki subay bir tezkereci er,
sıralandık ahşap mescidin avlusunda,
namaz kılmadı adam, ağlamıyordu da,
alnı bir uzun sabrın kabaran gelgiti,
sürgün duvarı bekleyişin,
dünyaya çok yakın bir gece gibi,
aldık cenazeyi sarsmadan, iğreti
ve hafif, gözlerimiz yerde,
kayıp bir tayın izini süreriz sanki,
kapılarda başları çatkılı kadınlar,
sallanıyorlardı sisli giysilerinde,
yüklüğe saklanmış çevreler gibi soluk,
bölünmüş gibi yılın en katı ekmeği,
imece sofrasında hıçkırığın,
kim bilir kaç ölümden kalma saçı gibi,
susmuştu çekirgelerin kabuğu,
toprak kumruları güneşin,
ve köpeklerin yediği kemiksiz sabah,
susmuştu göğün sarnıcı, boş,
cemaat yürüyordu kablumbağa gibi,
mezalığa doğru yüzyılda,
sarı sabırların yanından, acelesiz,
ayrık otu yolmaya gidiyor sanırsın,
davul vurmaya, ay tutulmuş,
tarladaki yarılmış toprağı görmeye,
susuzluğun kirli rengini, ayıbını,
dağa taşa vurmuş açlığı,
dayanan dayanır, yağsız bulgular ve ahlat,
gençleri alır ölüm ilk ağızda,
sabah yıldızının uğrağı,
böğürtlensiz mezarlığa vardığımızda,
bir melek lale sümbül dikiyordu,
lalelerden birini aldı adam,
girdi kızının mezarına,
sarıldı, öptü, bıraktı laleyi sonra,
kefenin üstüne, uykusuz.
yedi çocuğu gömülüymüş, söylediler,
bizi aç bırakan bu toprak
açlıktan ölenlerle beslenir dediler,
dönüşün bir kişi omuzladı tabutu,
toz toprak içinde vardık kahveye,
yaşlı adam doğru çeşmeye gitti,
elini yüzünü yıkadı konuşarak
kendi kendine duasız, bir tanrı gibi.
Resim
Resim
Resim
Cevapla

“Melih Cevdet Anday” sayfasına dön