R
HAKAN ŞÜKÜR
O Boğaz’ın Boğası... O duygu yüklü krampon. O Türkiye’nin ‘Kral’ı. O Milli Takım, Avrupa Kupaları ve lig tarihinde en çok gol atan futbolcu. O başarının adı...
Takvimler 1 Şubat 1989’u gösteriyor. Tanju Çolak Avrupa Gol Kralı ödülünü Gerd Müller’in elinden alıyor. Ve 25 gün sonrası, yani 26 Şubat 1989… Yer Eskişehir Atatürk Stadı. Saatler 14.00’ı gösteriyor. Es-Es’in rakibi Engin, Kemal Yıldırım, Turhan, Pesiç’li kadrosuyla ligin genç ve dinamik ekibi Sakaryaspor. Tribünlerde 5 bin 33 kişi var. Hasılat ise 10 milyon 629 bin 500 lira. Maçta dakikalar 61’i gösterirken Sakaryaspor’un hocası Necdet Niş, 2-1 gerideki takımının beraberliği yakalaması için oyuncu değişikliğine gider. Yücel’in yerine ince uzun boylu, sırım gibi bir delikanlıyı oyuna sokar. Delikanlı, hocasının yüzünü kara çıkarmaz ve 18 dakika sonra Boşnak kaleci Sedin Tanoviç’in bacak arasından meşin yuvarlağı filelerle kucaklaştırır. Ince uzun boylu delikanlı, sevinçle Sakaryasporlu taraftarların bulunduğu kale arkası tribünlerine doğru koşar. Aralarında babasının da bulunduğu taraftarlarla sarmaş dolaş olur.
Ilk golden 18 yıl sonra… Tarih 12 Ağustos 2007. Yer, Istanbul Olimpiyat Stadı. G.Saray’ın rakibi Çaykur-Rize. Ince uzun boylu delikanlı artık orta yaşlara gelmiş. Maçın 84. dakikasında bir anda önünde bulduğu meşin yuvarlağı ayağının içiyle filelere gönderir. Bu, ince uzun boylu ‘delikanlının’ lig tarihindeki 240. golüdür. Ve tarihî bir goldür. Lig tarihinde en çok gol atan Tanju Çolak’a yetişmenin golüdür. Metin Oktay’a ait G.Saray formasıyla en çok gol atan oyuncu olma rekorunu da ele geçirmenin golüdür... Bu gol, Avrupalıların “Boğaz’ın Boğası” dediği, bizim Kral diye bağrımıza bastığımız Hakan Şükür’ün golüdür. Kim bilir, belki de Aksiyon’un basıldığı saatlerde oynanan Bursaspor maçında bu rekoru da kırarak zirvedeki yerini perçinleyecektir.
DUYGU YÜKLÜ KRAMPON
Kimileri ona duygu yüklü krampon dedi, kimileri bu topraklardaki en iyi profesyonel... O kimi zaman 70 milyonu aynı anda sevince boğdu. Kimi zaman ise saç baş yoldurdu. Ayağı, kafası, yüreğiyle yeşil sahalarımızda hep zirvede arz-ı endam ediyor. Onun başarıları ve rekorları saymakla bitmiyor. O, en çok gol atan Türk futbolcu. Işte Hakan Şükür’ün Sakarya’da başlayıp bugünlere uzanan hikâyesi.
Hakan Şükür, Arnavutluk göçmeni bir ailenin ikinci çocuğu olarak, resmî 1 Eylül 1971’de; ama aslında 29 Temmuz 1971 tarihinde Adapazarı Çıracılar Caddesi, Bostan Sokak’ta dünyaya gelir. Gerçek doğum tarihi 29 Temmuz 1971 olmasına rağmen, futbol âşığı babasının o sırada kampta olması nedeniyle nüfus kaydı ancak 1 Eylül tarihinde yaptırılır.
ANTRENMANLARA BEBEKLI?INDE BAŞLADI
Hakan’ın futbolcu olmamak gibi bir tercih hakkı neredeyse söz konusu değildir. Onu 8 yaşındayken Sakaryaspor’un alt yapısına emanet eden baba Sermet Şükür, oğlunun iyi bir futbolcu olmasını istiyordur. Baba Şükür de Sakaryaspor’da top oynamış; ancak dizlerinde oluşan rahatsızlık sebebiyle yeşil sahalardan erken kopmuştur. Futboldaki ideallerini oğlunun gerçekleştirmesini arzuladığından Hakan’ı 1 yaşında antrenmanlara başlatır âdeta. Yürüteçteki oğluna top atar!... Sermet Şükür yaşı biraz ilerleyen minik Hakan’a özel çalışmalar yaptırır. Sabahın erken saatlerinde krosa kalkan Hakan, akşam yatmadan önce de şınav ve mekik çalışmaktadır.
Babası Hakan’ı antrenman ve maçlarda sıkı takibe alır. Hatta bir maçta Hakan’ın faulden ürküp ayağını çektiğini gören Sermet Bey sahaya girerek oğlunu tekmelemeye başlar ve ona şunları söyler: “Hayatın boyunca sana atılan tekmelerin hepsi bunun binde biri kadar acıtacak canını. Bak bir şey oluyor mu, öldün mü, sakatlandın mı?”
Hakan uzun boylu olduğu için alt yapıdaki diğer çocuklara nazaran dikkat çeker. Ilk hocası Ekrem Karaberber’dir. Hakan’ı sırasıyla sol açık, orta sahanın ortası, sağ kanat ve zaman zaman da libero oynatır. Son olarak santrfor mevkiinde forma giyen Hakan’ın, iyi bir golcü olarak yıldızı parlar.
Ekrem Karaberber’in o günlere dair söylediğine göre Hakan mücadeleden hiç yılmıyordur: “Sen vuruyorsun o saldırıyor, sen vuruyorsun o saldırıyor. Mücadeleciydi, asla pes etmezdi. Kaytarmazdı, çalışmayı da çok severdi.” Hakan ise o günleri şöyle anlatıyor: “Hava toplarında çok iyiydim. Basketbol oynadığım için sıçrama yeteneğim vardı ve zamanlamamı çok iyi ayarlıyordum. Gol sezgim zayıf olsa bile pozisyon sezgim çok kuvvetliydi. Pozisyonlara çok sık giriyordum. Ayrıca çok kuvvetliydim ve özel antrenmanlar yapmayı seviyordum. Topa karşı bir açlığım vardı ve hep onu kazanmak isterdim. Topun olduğu her yere koşardım.”
Bu arada belirtmekte fayda var; Hakan, futbolla beraber okul takımında basketbol da oynuyordur. Okulun basketbol takımıyla Türkiye şampiyonalarına gider. Atletizmde de başarılıdır. 1000 metre, uzun atlama, 4x4 bayrak yarışında birincilikleri vardır. Basketbolda Türkiye Şampiyonası’nda mücadele ettikleri gün TRT spikeri Tansu Polatkan’ı salonda görmek Hakan’ı çok heyecanlandırmıştır. Ayrıca Günaydın Marmara Gazetesi tarafından Marmara bölgesinin en iyi basketbolcusu da seçilir genç Hakan.
Hakan bu sporların dışında zaman zaman ünlü güreşçilerle antrenmanlara da çıkar. Bir dönem F.Bahçe’de oynayan ve Hakan’ın çocukluk arkadaşı Bülent Uygun’un babası Güreş Milli Takımı’nda antrenörlük yapıyordur. Yavuz Erçalan, Kenan Çınar, Erol Kemah ve Serhat Karadağ gibi ünlü güreşçiler o dönemde Şekerspor forması ile güreşmektedir. Serhat Karadağ’ın, Amerikalı rakibini 18-1 mağlubiyetten 20-18 yenerek, bütün Türkiye’yi gözyaşına boğduğu günler. Işte Hakan, bu ünlü güreşçilerle fizik gücünün gelişmesi için sık sık antrenmanlar yapar.
UZUN BOYLU SANTRFOR ARANIRKEN...
Sakaryaspor PAF takımında oynayan Hakan’ın artık sıçrama yapma zamanı gelmiştir. Takım arkadaşı Bülent Uygun, Genç Milli Takım’da oynamaktadır. Genç Milli Takım antrenörü Feridun Köse, bütün Anadolu’yu tarayarak yeni bir jenerasyon oluşturmak için kolları sıvamış; ancak uzun boylu bir santrafor bulamamıştır. Bülent Uygun, Feridun hocanın bu arayışını öğrenir öğrenmez ona Hakan’dan bahseder. Hocanın ‘hele bir izleyelim’ demesinden sonra Hakan seçmelere katılır. Oynadığı maçta 7 gol atar ve 44 kişinin arasından Genç Milli Takım kadrosuna dahil edilir.
Ilginçtir, Hakan Şükür, Sakarya PAF takımında oynamasına, Genç Milli Takım’a seçilmesine rağmen futbolu meslek olarak yapmaya ailesinin düştüğü zor durumdan sonra karar verir. Mobilyacılık yapan Baba Sermet Şükür’ün işleri bir hayli bozulmuştur. Iflastan kurtulmak için evlerini ipotek ettirip borç alır. Ancak bu durumu çocuklarından gizler. Olaydan sadece eşi Nermin Hanım’ın haberi vardır. Genç Milli Takım seçmelerinden dönen Hakan, eve girince annesini odada ağlarken bulur. Ve olayı öğrenir. Bunun üzerine annesine “Merak etmeyin, futbolcu olacağım ve size yeni bir ev alacağım.” der.
Genç Milli Takım’la ilk maçına Polonya karşısında çıkar. Varşova’da yapılan Avrupa Şampiyonası eleme maçında oyuna sonradan giren Hakan, takımda ilk golünü de o maçta atar. Hakan, 15 yaşında profesyonel olur. Sakaryaspor Yönetimi ondan 150 bin lira ile Doğan marka bir araba karşılığında imza atmasını ister. Ancak Hakan araba yerine ailesine ev almak istediğinden daha fazla para talep eder. Bu isteği kabul edilen genç futbolcu, daha önce oturdukları bloktaki daireyi satın alır ve kiradaki ailesiyle bu daireye yerleşir.
Profesyonelliğe adım atan Hakan, Zonguldakspor ile deplasmanda oynadıkları ve 5-0 kazandıkları maçı unutamaz. O karşılaşmanın ikinci yarısında maç 4-0 iken oyuna girer. O dakikaları Hakan şöyle anlatıyor: “Orta sahada duruyorum. Oğuz abi sırtıma hafifçe dokunarak ceza alanı içine koşmamı istedi. O anda Kemal abi hızla ceza alanına girdi. Sıfırdan ortaladı, ben boş kaleye topu yuvarladım. Ve profesyonel kariyerimdeki ilk golü Türkiye Kupası’nda attım.” Hakan Şükür, en başta anlattığımız 1. Lig’deki ilk resmî golünü ise bu golden yaklaşık bir yıl sonra kaydedecektir.
ILK FENER MACERASI
Fiziği ve oynadığı futbolla dikkat çeken Hakan, daha 16 yaşında F.Bahçe’nin transfer listesine girer. Sarı-Lacivertli kulübün başkanı Tahsin Kaya, Hakan’ı Sakarya’dan Istanbul’a getirir. Her konuda anlaşılan genç oyuncu bir hafta Kadıköy Iskelesi’nin yanındaki Aden Otel’de misafir edilir. Ancak kulübüyle yetiştirme parası konusundaki pürüzler giderilemez ve bu transfer gerçekleşmez.
Hakan’ı F.Bahçe’den sonra Bursaspor ve Eskişehirspor da transfer etmek ister. O zaman Bursaspor’un başında Sakaryalı Yılmaz Vural vardır. Sakaryaspor’un Eskişehir’e 200 milyonluk borcuna istinaden Hakan, Kırmızı-Siyahlı kulübe verilir. Ancak orada hiç forma giymeden Vural’ın ısrarı ile Bursaspor’a geçer. Bursaspor’a imza atan Hakan, ilk defa gurbete çıkacağı için buruktur. Hatta imzadan sonra Sakarya’ya dönerken kendisini kurbanlık koyun gibi hisseden genç futbolcunun iki gözü iki çeşmedir. Baba Sermet Şükür ise iyi bir iş yapmanın mutluluğunu yaşamaktadır.
KULÜBEYE MIHLANDI?I YILLAR
Bursaspor’da forma giyen Hakan, 4 bekar futbolcu arkadaşıyla kalır. Kalabalığa alışamadığı için daha sonra ayrı bir eve çıkar. Ama bu sefer de yalnızlık çeker. Bunun üzerine Sermet Bey, küçük oğlu Gökhan’ı abisinin yanında okumasına karar verir.
HADI HAZIRLAN, BU FIRSAT KAÇMAZ
1990-91 sezonunda Bursaspor’a transfer olan Hakan’ı takıma kazandıran Yılmaz Vural o sezon görevinden alınır. Yerine F.Bahçe’nin eski futbolcularından Nur Veyler gelir. Yeni hocası Hakan’a büyük destek verir, onu her maçta oynatır. Bursa’da Balkan göçmeni çok olduğu için Hakan tribünler tarafından çok sevilir. Lakin işler kötü gidince Nur Veyler kovulur ve yerine Dorde Miliç getirilir. Miliç gelince Hakan âdeta kulübeye mıhlanır.
Bir gün Bursapor antrenmanında G.Saraylı yöneticiler gizlice izler genç futbolcuyu. Maç sonrası eve dönen Hakan’a telefon gelir. Karşıdaki ses, “Ben Ökkeş Polat. Seni G.Saray’a transfer etmek için Istanbul’dan geldim. Başkan seni verdi ama Yılmaz Vural vermek istemiyor. Biz senden söz istiyoruz” der. Şoka uğrayan Hakan, “Peki nasıl olacak abi?” diye sorar. Ökkeş Polat kararlıdır: “Sen hemen şimdi hazırlan ve Istanbul’da Florya Tesisleri’ne gel. Gece saat kaç olursa olsun biz seni bekliyoruz.”
Hakan’ın bu konuşmasına şahit olan dayısı da, “Hadi hazırlan, gidiyoruz. Bu fırsat kaçmaz.” der. O gece Hakan ve dayısı Bursa’dan, Baba Sermet Şükür de Sakarya’dan yola çıkar ve Topçular mevkiinde buluşurlar. Hep birlikte Florya Tesisleri’ne geldiklerinde saat gecenin 2’sidir. Hakan o anı şöyle anlatıyor: “Gecenin o saatinde Mustafa Denizli, Raşit Çetiner, Yurdeşen Karahasan, Ökkeş Polat, Ahmet Akcan’ın oturduğu masadayım. Hayran olduğum insanlarla aynı masada oturuyordum. Çok heyecanlandım. Uzun süre görüştük ve onlara G.Saray’a gelmek istediğimi söyledim.”
Görüşmeden sonra Ökkeş Polat, Hakan’ı bir odaya çekerek, önüne uzattığı kâğıdı imzalamasını ister. Ancak Hakan, “Abi imza atamam. Kulübüme ayıp olur.” der. Bunun üzerine Ökkeş Polat, Hakan’dan gelecek sezon için G.Saray’da oynayacağına dair söz alır.
Miliç tarafından yedek kulübesine mahkûm edilen Hakan, Ümit Milli Takım ve Olimpik Milli Takım’ın değişmez santrforudur. Akdeniz oyunlarında çok iyi oynar ve 5 gol atar. Bu maçlarda Hakan’ı izleyen A Milli Takım Teknik Direktörü Sepp Piontek, genç oyuncu hakkında ümitlerin hocası Fatih Terim’den bilgi alır.
Buradaki başarısından sonra Hakan, A Milli Takım’la birlikte Faroe Adaları’ndaki turnuvaya çağrılır. Piontek, yavaş yavaş kurmayı planladığı takımın santrfor mevkii için Hakan’ı düşünmektedir. Ancak o turnuvada genç oyuncu forma giyemez. Piontek o dönemlerde antrenmanlarda öğrendiği tek Türkçe kelime ile oyuncularına hep ‘mücadele, mücadele, mücadele’ diye bağırır. Tabii Hakan’ın en büyük özelliği mücadele olduğundan Piontek’in gözüne girmekte zorluk çekmez.
FENERBAHÇE’DEN IKINCI ‘KAÇIŞ’
Hakan Şükür, Lüksemburg ile 25 Mart 1992 yılında oynanan milli maçta ilk kez ay yıldızlı formayı giyer. O maçtaki mücadelesini bir golle süsler. Arkasından Almanya ile deplasmanda oynanan ve 1-0 yenildiğimiz maçta forma giyer. O maçtan sonra Hakan’ın yıldızı iyice parlar ve G.Saray’ın yanında F.Bahçe ve Beşiktaş da genç futbolcuyu transfer etmek için düğmeye basar. Milli takım kampında F.Bahçe’den Oğuz ve Beşiktaş’tan Rıza onu bir an olsun yalnız bırakmaz. Ancak Hakan, G.Saray’a söz verdiği için iki oyuncudan köşe bucak kaçar. Oğuz abisi ile Sakarya’da başlayan dostluğu sebebiyle onu kırmak istememektedir.
Kamp dönüşü Istanbul’a geldiklerinde Oğuz, Hakan’ı havaalanından direkt F.Bahçe Başkanı Metin Aşık’ın Kadıköy’deki yazıhanesine götürmek üzeredir. O sırada Ökkeş Polat’ da, Hakan’ı çıkışta beklemektedir. Oğuz’un Hakan’ı götürmek istediğini gören Ökkeş Polat, Oğuz’a “Sen Hakan’ı kaçırmaya utanmıyor musun?” Hakan’a da dönerek, “Oğlum sen bize söz vermedin mi? Niye sözünde durmuyorsun?”diye çıkışır. Oğuz, Ökkeş Polat’ı tanımadığı için onu yönetici zanneder ve sesini çıkarmaz. Bunun üzerine Ökkeş Polat, Hakan’ı alarak Florya Tesisleri’ne götürür ve 1992-93 sezonu için boş mukaveleye imza attırır.
1991 yılında Avrupa Gol Kralı Tanju’yu elinden kaçıran ve bu futbolcunun yerini doldurmayı başaramayan G.Saray için Hakan adeta kurtarıcı olarak lanse edilir. G.Saray’a geldiği gün Hakan Şükür de bir dergiye şunları söyleyecektir: “Camiada benim Tanju’nun yerini doldurmam konusundaki beklenti normal. Ama önemli olan benim gol atıp atmamam değil. Önemli olan oynadığım takımın başarısı. G.Saray’da da kaç gol atacağımın, gol kralı olup olamayacağımın benim için fazla bir önem taşıdığını söyleyemem. Önemli olan şampiyonluk. Bu yıl G.Saray’da gol sorunu olmayacak. Bunu G.Saray’a geldim diye söylüyor değilim. G.Saray geçen sezon şansızlık yaşadı. Bu sezon bu olmayacak.”
Takımın başına Karl Heinz Feldkamp yeni getirilmiştir. Bir sezon önce Hakan’ı transfer etmek isteyen Mustafa Denizli’nin Hakan’ın transferiyle ilgili düşünceleri ise şöyledir: “Bana göre çok yetenekli bir futbolcu. Geçtiğimiz sezon Hakan’ın kiralık olarak alınmasını istemiştim ama olmamıştı. Hakan şu anda Türkiye’nin en iyi golcüsü değil belki ama verdiği bütün sinyaller olumlu. Kuşkusuz G.Saray gibi büyük bir takıma gelmenin, basının, seyircinin büyük baskısı olacak üzerinde. Milli Takım’ın santrforu olarak geliyor... G.Saray’a çok genç geldi görüşlerine de katılmıyorum.”
G.Saray Futbol Şube Sorumlusu Adnan Polat ise basına yaptığı açıklamalarda Hakan’ı takımın ileride uzun boylu bir oyuncuya ihtiyacı olduğu için transfer ettiklerini söyleyecekti.
EN KÖTÜ MACERA: TORINO
Hakan, Sarı-Kırmızılı takıma geldiği ilk yıl şampiyonluk yaşar. Ilk sezonunda 30 maçta 19 gol kaydeder. Sırasıyla Feldkamp, Hollmann ve Saftig hep Hakan’ı oynatır. Hava toplarındaki hakimiyeti ve pres gücü sayesinde zaman zaman gol atamasa da her zaman ilk 11’de görev yapar.
Hakan Şükür, hayatının en kötü tecrübesini Italyan kulübü Torino’ya transferi sürecinde ve bu takımdaki üç aylık dönemde yaşar. Kötü olduğu kadar, çok acı bir tecrübedir bu. Kral o yıl, birçok Avrupa kulübü tarafından yakın takibe alınır. Basında sık sık Hakan’ı isteyen Avrupa kulüplerinin isimleri yazılır. Bu kulüplerden biri de Torino’dur. Torino kulübü ile yapılan pazarlıkta Futbol Şube Sorumlusu Adnan Polat, Hakan’a Avrupa’ya gidip gitmeyeceğini sorar. Yıldız futbolcu tek kelime ile ‘hayır’ cevabı verir. Polat, Torino’lu yöneticilerle yaptığı toplantıya Hakan’ı da çağırır. Hakan’la özel olarak görüşen Adnan Bey, elindeki kâğıdı ona uzatarak, “Bu, Torino kulübünce tek taraflı olarak hazırlanan protokol. Istersen imzala. Torina’ya gitmek istemezsen bu anlaşma senin için hiçbir yükümlülük içermiyor.” diyerek odadan çıkar. Hakan sözleşmeyi imzalar.
Ortada bir protokol bulunmasına rağmen Hakan, Torino’ya gitmek istememektedir. Protokol anlaşmasını iptal ettirmek için Italya’ya giden golcü oyuncuya protokolü kabul etmediği takdirde olayın UEFA’ya götürüleceği ve tahminen 3 yıl ceza alacağı söylenir. Bir ara gözyaşlarına hâkim olamaz. Sonunda istemeyerek de olsa imzayı atar. Artık G.Saray’dan kopmuş, Torinolu olmuştur.
KÖTÜ RÜYA: ILK EVLILIK VE BOŞANMA
Ağlaya ağlaya Italya’ya gitmiştir Hakan; ama Türkiye de uzun bir aradan sonra Avrupa’ya futbolcu göndermiştir. Italya’ya giderken birden evlilik konusu da açılır. Hakan, Istanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde okuyan ve Sakaryalı Esra Elbirlik ile evlenmek ister. Ama Esra bir türlü bu evliliğe razı olmaz. Dönemin başbakanı Tansu Çiller devreye girer; Polat Rönesans Otel’de gerçekleşen düğünle dünya evine girer Hakan.
1995, Hakan için bir bakıma hüzün yılı olur. Yıldız futbolcunun Torino hayatı üç ay sürer. Boğaz’ın Boğası, Izlanda ile deplasmanda oynadığımız milli maçtan sonra Italya’ya gitmeyerek Istanbul’a döner ve G.Saray ile iki yıllık sözleşme imzalar. O dönemde Hakan Torino’da yedek kulübesinde otururken, G.Saray’da da işler iyi gitmez. Teknik Direktör Souness yönetimindeki Sarı-Kırmızılılar, ligde kötü günler geçirir. Futbol Şube Sorumlusu Adnan Polat, kötü gidişe son vermek için Hakan’ı yeniden G.Saray’a alır. Ancak o sezon Hakan hem futbol hayatında hem de özel hayatında birçok hüsranı birlikte yaşar. Kötü oyunu sebebiyle ‘Torinolu Şaban’ lakabı takılan yıldız futbolcu, özel hayatındaki sorunlar sebebiyle de Esra Elbirlik’ten ayrılır.
MILLI TAKIM’DA ‘BAŞKA’ HAKAN
Kulüp takımlarında huzur bulamayan Hakan, Fatih Terim’in yönetimindeki Milli Takımda ise çok başarılıdır. Attığı gollerle Türkiye’nin tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası’na gitmesinde büyük rol oynar.
1996-97 yılında Milil Takımı bırakan Terim’in G.Saray’ın başına getirilmesi Hakan’a da ilaç gibi gelir. Yıldız futbolcu, Terim yönetiminde forma giydiği Sarı-Kırımızılı takımda 4 yıl üst üste şampiyonluk ve 3 kez de gol krallığı sevinci yaşar. 1996-2000 yılları arasında hep zirvede yer alan Hakan, sarı-kırmızılı takımın UEFA Kupası’nı kazandığı efsane kadroda da yer alır.
1999 yılında Hakan’ın bir başka Italya macerası başlar. O yılın Ocak ayında Juventus’un kapısından döner. Başarılı futbolcu devre arasında Italya’nın Juventus kulübü ile tam 15 gün süren transfer pazarlığı yapar. Ama anlaşma son anda gerçekleşmez ve sarı-kırmızılı takımda kalır.
2000 yılında UEFA Kupası maçlarında iyi bir futbol sergileyen ve 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda başarılı bir grafik çizen Hakan Şükür, Fatih Terim’in Fiorentina’ya gitmesinden sonra G.Saray’dan kopar. Sarı-Kırmızılı yönetimle uzun süren pazarlıklar sonucu anlaşamayan Hakan, 2000-2001 sezonunda Italya’nın ünlü takımı Inter’e transfer olur. Ilk haftalarda Inter’de başarılı maçlar çıkaran golcü oyuncu, Vieri ve Ronoldo’nun iyileşmesinden sonra bir anda kendini yedek kulübesinde bulur. 23 maçta sadece 5 gol atar.
DÜNYA KUPASINDA TARIHÎ GOL
Ikinci sezonunda ise kiralık olarak Parma’dadır. Parma’da 15 maçta 3 gol atar. Italya’da umduğunu bulamayan Hakan Şükür’ün yeniden G.Saray’a döneceğine dair haberler basında yer alır. 2001-02’de G.Saray’ı şampiyon yapan Lucescu’nun yerine takımın başına getirilen Fatih Terim, Hakan’ın transferine soğuk bakar. Hakan zor günler yaşadığı bu dönemde yine Milli Takım’da kendini bulur. 2002 Dünya Kupası elemeleri boyunca attığı gollerle Türkiye’nin 48 yıl sonra Dünya Kupası’na gitmesine büyük katkı sağlar. Şampiyonada ise kötü maçlar çıkartır. Ağır eleştiriler alır. Tek golü ise son maçta yani Türkiye’nin Dünya Kupası üçüncülüğü için karşılaştığı Güney Kore maçında atar. Hem de maçın 11. saniyesinde. Bu gol aynı zamanda Dünya Kupaları tarihinde atılan en erken goldür. Bu gole kendine has bir yorum getirir: “En erken goldü, ama benim için biraz geç oldu.”
Kupadan sonra Ingiltere’nin yolunu tutar yıldız oyuncu. Souness’in çalıştırdığı Tugay’ın takımı B.Rovers’dedir bu kez. Tam formunu bulmuşken ayağı kırılır. Bu takımla 9 maça çıkar, 2 gol kaydeder. 2003-04 sezonunun başında G.Saray Başkanı Özhan Canaydın’ın ısrarıyla yeniden yuvaya döner. 29 maçta 12 gol atar.
ERSUN YANAL HÜSRANI
Nisan 2004’te A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş’in görevden alınmasından sonra takımın başına getirilen Ersun Yanal’ın ona Milli Takım kapılarını kapatmasıyla adeta şoke olur. Yanal’ın Uzakdoğu turnesine götürdüğü ve burada yaptığı açıklamalarla övgüler yağdırdığı Hakan’ı daha sonra sistemine uymadığı gerekçesiyle kadroya almaması spor kamuoyunun gündemini uzun süre meşgul eder. Hakan bu olaydan çok etkilenir: “Etkilenmemeye çalıştım; ama açıkçası ilk 5-6 hafta bunu başaramadım. Sonra unutmaya çalıştım. Ama ne zaman stada çıksanız o olay hatırlatılıyordu. Ama alınmayışımın bir şekli olmalıydı. Bugüne kadar verdiklerimden dolayı böyle olmamalıydı.”.
O dönemde spor kamuoyu Hakan’ın takıma alınmama gerekçesine pek inanmaz. Bir sürü senaryo oluşturulur. Hatta Fethullah Gülen Hocaefendi’ye olan yakınlığından dolayı kadroya alınmadığı yazılır: “Hocaefendi, hakikaten tanımaktan dolayı büyük onur duyduğum bir insan. Bunu açık söylediğim için çok farklı yerlerden, çok farklı tepkiler aldım. Her insan her insanı sevebilir. Ama ben Millî Takım’a alınmayışımın bu sebepten dolayı olduğunu inanmıyorum.”
MILLI TAKIM’IN LOKOMOTIFI
Ersun Yanal’ın Milli Takım serüveni uzun sürmez. Dönemin Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı, Bodrum’da tatilde bulunan Fatih Terim’i Yanal’ın yerine Milli Takım’ın başına getirir. Terim, G.Saray’dayken transferine onay vermediği Hakan’a yeniden Milli Takım kapılarını açar. Hakan da Terim’i mahcup etmez. Dünya Kupası elemelerinde Arnavutluk, Ukrayna maçlarında ve Isviçre ile oynanan özellikle ikinci baraj karşılaşmasında iyi bir performans sergiler. 2008 Avrupa Şampiyonası elemelerinde de Terim’in gözdesidir kaptan. Malta, Macaristan, Moldova, Yunanistan, Norveç ve Bosna maçlarında sahadadır. Moldova’yı Frankfurt’ta 5-0 yendiğimiz maçta Hakan Şükür takımın 4 golünü atarak Milli forma altındaki gol sayısını 50’ye çıkartır.
2006-2007 sezonu ise ligde Hakan Şükür ve G.Saray için pek iç acıcı geçmez. Kral sık sık sakatlıklarla boğuşur. Teknik Direktör Eric Gerets de çoğu maçta Hakan’ı yedek bekletir. 14 maçta sahada yer alan Hakan sadece 4 gol atar. Geçen sezon Ankaraspor maçında attığı golle ligdeki toplam gol sayısını 238’e çıkartır. G.Saray forması ile attığı gol sayısı ise 217 olur. Bu aynı zamanda Metin Oktay’ın Sarı-Kırmızılı forma altında attığı gol sayısıdır. Hakan bu sezona G.Saray’daki ilk sezonundaki hocası Karl Heinz Feldkamp’ın takımın başına getirilmesiyle daha bir moralli başlar. Kalli, Hakan’a güvenmekte ve ona takımda önemli bir rol vermektedir.
Lig öncesi hazırlık kampında sakatlanmasına rağmen ligin ilk maçına yetişen Hakan Şükür, hocasını mahcup etmez ve Ç.Rizespor maçında rakip filelere 2 gol bırakarak ligdeki toplam gol sayısını 240’a çıkartarak Tanju Çolak’ın rekoruna ortak olur.
Kral’ın futbol hayatı devam ediyor. O, taraftarları bakalım kaç kez daha ‘Hakan Şüküüüüür’ diye gol sevincine boğacak? Belki siz bu satırları okurken 240’ı da çoktan devirmiş olacak. Bunca yıl zirvede olmayı başaran, iş ciddiyetinden ödün vermeyen, iyi bir aile babası ve profesyonel yaşantısıyla gençlere örnek teşkil eden Kral’a ülkemiz insanına tattırdığı onca mutluluktan dolayı teşekkür ediyoruz. Hakan’ın bugünlere gelmesinde büyük pay sahibi hocalardan Fatih Terim’in şu sözüyle yazıyı bitirelim: “Hakan Şükür; Türkiye’deki rekorları kırmayı anasının ak sütü gibi hak etti.”
Ekrem Karaberber (Ilk hocası): BIZIM UZUN, ARSENAL’DE OYNAR DERDIM...
Hakan’ın ilk hocası; Oğuz Çetin, Aykut Kocaman, Turan Sofuoğlu, Beşiktaşlı Rahim Zafer, Recep Çetin, Bülent Uygun, Ilker Yağcıoğlu gibi oyuncuları yetiştiren Ekrem Karaberber’di. Hakan, Ekrem hocanın yanına 8 yaşında geldi. “Hakan’ı bana getirdiklerinde çok küçüktü. Hakan’ın o yıllardaki lakabı Deve’ydi. Onun için hep ‘bizim uzun Arsenal’de oynar’ demişimdir. Hakan mücadeleden hiç yılmıyordu, sen vuruyorsun o saldırıyor, sen vuruyorsun o saldırıyor. Başarısı da buradan geliyor zaten.”
HAVA TOPU MÜCADELESINI NASIL Ö?RENDI?
Ekrem hoca Hakan’a kafa toplarına çıkmayı öğrettiği bir anısını da şöyle anlatıyor: “O zaman benim takımda Soner isimli bir stoperim vardı. Ben Hakan’ı santrfor oynatıyorum, Soner’i de stoper oynatıyorum antrenmanda; Soner Hakan’ı marke ediyor. Soner’e de dedim ki; geçir şuna bir tane havada. O da havada Hakan’a bir daldı, Hakan yere düştü tabii, ondan sonra Soner’e çıkışacak; ‘Ama Soner…’ derken, ben ‘Hadi hadi fazla konuşma, sen de gir, erkek oyunu bu. Ne o hemen Soner diye ağlamaya başlıyorsun!’ diye fırçaladım.” Yerden kalkan Hakan, Ekrem Hoca’nın tabiriyle ‘tingos tingos’ yerine gider.
Bu bir dönüm noktası olur Hakan için ve o da başlar havada mücadeleye. Soner bindirdiği zaman o da bindiriyor, kendi bir tarafa o bir tarafa derken Hakan kafaya çıkmayı öğreniyor.
Bülent Uygun: EVINE BILE KOŞARAK GIDERDI
Bugün Sivasspor’u çalıştıran Bülent Uygun, Hakan’ın hem lisede basketbol oynadığı, hem de Sakaryaspor alt yapısına girdiği dönemdeki arkadaşı. O günlere dair Bülent’in Hakan ile ilgili anıları: “Hakan’la Sakarya yıldız takımında başladık. Incecik, sırım gibi bir fiziğe sahipti. Evine bile koşarak giderdi. Büyük futbolcu olma hayali vardı. Öyle günlerdi ki defterlerimizin yapraklarını yırtıp top şekline getirip okul bahçesinde oynardık. Okulun yanına her gelişinde babasından izin alırdı. Ikimizi de Ekrem Karaberber hoca yetiştirdi. Ekrem hoca sürekli onun için ‘Bu dünyanın en büyük santrforu olacak’ derdi. Biz çocuk olduğumuz için Ekrem hocaya inanmazdık.”
MILLI TAKIM KAPISINI AÇTIM
Bülent, Hakan Şükür’e Milli Takım kapılarını açanın da kendisi olduğunu anlatıyor: “Takımdan Genç Milli Takıma ilk ben gittim. Hocamız Feridun Köse, uzun boylu bir santrfor arıyordu. Ona Hakan’dan bahsettim. ‘Getir bakalım’ dedi. Hakan’ı seçmelere gönderdim. Başarılı oldu. Daha sonra Polonya maçına gittik. Ben ortayı yaptım, Hakan kafayı yapıştırdı. Hakan’la Sakarya’da basket takımında da birlikte oynadık. O pivot oynuyordu. Takımı tarihinde ilk defa şampiyon yaptık. Türkiye’de tartışmasız, gelmiş geçmiş en büyük futbolcu Hakan Şükür’dür. Pres yapan, gol atan, attıran, takımı için özveriyle çalışan, karakterli, yaşamasını bilen bir futbolcu Hakan.”
Piontek (Milli Takım’daki ilk hocası): TAKIM IÇIN OYNARDI
“Hakan o günlerde belki gol atamıyordu ama takımı için canını dişine takarak oynuyordu. Hakan’ın o kadar koşması, pres yapması, takımın motivasyonu açısından iyi oluyordu. Hakan, Arif, Bülent gibi oyuncular beni hayal kırıklığına uğratmadı. Çünkü Hakan gibi bir oyuncuya hangi sistemde olursa olsun yer bulabilirsiniz. Hakan ne yaptı? Gol attı. Gol atmaya da devam ediyor. Bu, takım için çok önemli. Kendisini kutluyorum.”
Yılmaz Vural: BEN OLMASAYDIM BELKI DE BURALARDA OLMAZDI
Hakan’ın bugünlere gelmesinde emeği geçen hocalardan biri de Yılmaz Vural. Vural’ın Hakan’la ilgili söyledikleri: “1989 senesi Bursaspor’u çalıştırıyordum. Adapazarı’ndaki arkadaşlarım ‘Sakaryaspor’da böyle böyle özellikleri olan bir oyuncu var. Istersen bir bak’ dediler. Adapazarı’na gittim. Necdet hoca onu alt yapıdan A takıma yeni almış. Onu izlediğim maçta son 15 dakika oyuna girdi. Önde oynuyor. Koşuyor, pres yapıyor. Bursa’ya döndüm, başkanımız Ibrahim Yazıcı’ya ‘bu çocuğu alın’ dedim. Başkan ‘Bir çocuğa bu kadar para verilir mi?’ dedi ama Hakan’ı aldı. Sezon sonuydu bize imzayı attı. O geldi, ben takımdan ayrıldım. Benim yerime Miliç’i takımın başına getirdiler. O, Hakan’a pek şans vermedi. Takım kötü gitti. Son haftalara doğru takımı yine bana emanet ettiler. Geldikten sonra Hakan ile Vedat’ı forvete koydum. Hakan goller kaçırıyor, ben de onu oynattığım için eleştiriliyorum. Aldırmadım ve onda ısrar ettim. Hatta, onun özelliklerinden dolayı sistemimi değiştirdim. 3-6-1’e döndüm. Hakan’dan sadece rakibi çıkarmamasını istedim. ‘Gol atarsan üstüne kaymaklı kadayıf olur’ dedim. Onun sayesinde savunma oyuncularım 14-15 gol attılar. Hakan’ın fizik yapısı oturmaya başlayınca hem F.Bahçe hem de G.Saray onu transfer etmek istedi. O sıra F.Bahçe’de Aykut, Oğuz gibi oyuncular var. Ona dedik ki sen G.Saray’a git. Yurdaşen Karahasan ve Adnan Polat’a da ona zaman tanıyın dedim. Türkiye’nin en önemli oyuncusunun orijininde olmak ve onun ortaya çıkmasında katkıda bulunmak onur verici bir durum. Ben olmasaydım belki de Hakan bugün bu yerlerde olmazdı. Vefalı çocuktur. Her bayram da aramıştır.”
HAKAN ŞÜKÜR’ÜN BAŞARILARI:
Kulüp:
... UEFA Kupası: 2000 (G.Saray)
... Türkiye Lig Şampiyonluğu: 2005-2006, 1999-2000, 1998-1999, 1997-1998, 1996-1997, 1993-1994, 1992-1993 (G.Saray)
... Türkiye Federasyon Kupası: 2005, 2000, 1999, 1996, 1993 (G.Saray), 1989 (Sakarya)
... Cumhurbaşkanlığı Kupası: 1997, 1996, 1993 (G.Saray)
... Italya Kupası: 2003 (Parma)
... Başbakanlık Kupası: 1995 (G.Saray)
Milli Takım:
... 2002 Dünya Kupası Üçüncülüğü
Bireysel Başarıları:
... Türkiye Ligi Gol Kralı: 1996-97 (32 maç 38 gol), 1997-98 (34 maç 32 gol), 1998-99 (33 maç 19 gol)
... 1997 FIFA Dünyanın En Iyi Golcüsü Ödülü
... 1997 Bronz Ayakkabı Ödülü
... Avrupa Kupalarında en çok gol atan Türk futbolcu: 36 gol
... Milli Takım’da en çok gol atan futbolcu: 50 gol (38 defa Galatasaray’da, 7 defa Inter’de, 2 defa Torino’da, 2 defa Parma’da, 1 defa Blackburn Rovers’da)
... UEFA Kupası’nda ilk Türk Gol Kralı: (1999-2000) 10 gol
... Şampiyonlar Ligi’nde en çok gol atan Türk futbolcu: 8 gol
... Dünya Kupalarında en erken gol atan futbolcu: 11. saniye (Türkiye-Güney Kore: 3-2. (2002 Dünya Kupası Üçüncülük Maçı)
... Toplamda en çok milli olan Türk futbolcu: 159 defa (110 defa A Milli, 25 defa Ümit Milli, 13 defa A Genç Milli, 6 defa B Genç Milli, 5 defa Olimpik Milli)
... G.Saray forması ile en çok gol atan futbolcu: 219
... Hakan Şükür 498 lig maçında (Sakarya, Bursa, G.Saray, Inter, Parma, Torino, B.Rovers) 251 gol atarak halen dünyada en çok gol atan (faal) ilk 5 oyuncudan biridir.
MILLI TAKIM’DA GÖZ KAMAŞTIRAN KARIYER
Hakan Şükür A Milli formayı ilk kez Lüksemburg deplasmanında 25 Mart 1992 tarihinde giydi. Ilk golünü Danimarka’ya attı. Milli formayı Rüştü’nün (114) ardından en çok giyen oyuncu da Hakan Şükür (110 kez ). Milli forma altında toplam 50 gol kaydetti. Hakan, A milli formayla 28 ayrı ülkeye gol atma başarısını gösterdi. En çok golü San Marino ve Moldova’ya attı (5’er gol). Hakan’ın gol attığı 36 karşılaşmadan 27’sini ay-yıldızlılar kazandı. 6’sında berabere kaldı, 3 kez de yenildi. A Milli Takım’da 32 kez kaptanlık pazubandı takarak Turgay Şeren’in (35 kez) rekoruna yaklaştı.
Hakan 25 kez Ümit, 13 kez A Genç, 6 kez B Genç, 5 kez de Olimpik Milli Takım formalarını giyerken, Ümit Millilerde 5, A Genç Millilerde 1, B Genç Millilerde 2, Olimpik Milli Takım da 4 gol kaydetti. Hakan Şükür böylece ay-yıldızlı formayı bütün kategorilerde toplam 159 kez giyip, 62 gol attı.
Hakan Şükür ayrıca, 36 golle Avrupa kupalarında en çok gol atan Türk futbolcu unvanını da açık ara elinde bulunduruyor. Onu 23 golle Hami Mandıralı, 16’şar golle Oktay Derelioğlu ve Arif Erdem, 15 golle de Metin Oktay izliyor.
KRAL, ÜÇ BÜYÜKLERI BOŞ GEÇMEDI
Hakan Şükür ligde F.Bahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’a hatırı sayılır goller attı. Kral, F.Bahçe ve Trabzonspor’a Sakarya, Bursa ve G.Saray formaları ile gol atarken, Beşiktaş’a sadece G.Saray’da oynarken gol atma başarısı gösterdi. F.Bahçe’nin 9, Beşiktaş ve Trabzonspor’un kalelerine ise 10 gol bıraktı. Ama G.Saray’a hiç gol atmadı. Centilmen kimliğiyle de bilinen golcü, profesyonel kariyerindeki ilk sarı kartı Sakaryaspor-F.Bahçe maçında gördü. Bunca yıllık kariyerinde sadece bir kez kırmızı kart aldı. Kral’a bu kartı 26 Mart 2004 tarihinde deplasmanda oynadıkları Samsun maçında Bülent Uzun gösterdi.
90 KALECIYE 240 GOL
Sakaryaspor’daki ilk sezonunda sadece 3 maç oynayan Hakan, golle 1988-89 sezonunda Eskişehir deplasmanında tanıştı. Ilk golünü Sead Tanoviç’e attı. En çok golü ise Şanver Göymen’e: 14 gol. Hakan Şükür 240 golü 90 farklı kaleciye atarken Bursaspor kalecisi Gançev’e 12, Istanbul ve Adana kalecisi Zdravkov’a 11 gol attı.
Şanver Göymen
Hakan’ın en çok gol attığı kaleci (Altay’ın eski kalecisi):
HAKAN’I AVRUPA’YA BEN GÖNDERDIM!
“En çok ben mi yemişim? Olabilir. Çünkü 1. Lig’de 6 sene oynadım. Hakan çok iyi golcü. Stoperlere onu biraz daha yakın marke edin diyordum, ama olmuyordu. Zaten ben hep derim, Hakan’ı ben yolladım Avrupa’ya diye. Aramızda geçen özel bir anımız yok. Zaten bizim G.Saray maçları genelde kötü geçiyordu. Buna rağmen bu maçlarda oynamaktan hiçbir zaman kaçmadım. Kaleciyiz, gol yiyeceğiz, normal bir şey. 240’ı da geçecek. Allah yolunu açık etsin Hakan’ın.”
Tanju Çolak: REKORLAR KIRILMAK IÇIN
“Onu kutlamak lazım. Hakan Şükür’ü her zaman takdir ettim. Önemli bir golcüdür. Önemli bir değerdir. Attığı goller ortadadır. Hem Milli Takım, Hem G.Saray, hem Avrupa’da attığı goller ortadadır. Gurur duyuyorum. G.Saray’lı kardeşim benden bu rekoru aldığı için çok mutluyum. Rekorlar kırılmak için. Hakan 240 golde kalmayacaktır. “
LIG TARIHINDE EN ÇOK GOL ATAN FUTBOLCULAR
1. Hakan Şükür: Sakarya, Bursaspor, Galatasaray 446/240
2. Tanju Çolak: Samsunspor, Galatasaray, Fenerbahçe 276 maç/240 gol
3. Hami Mandıralı: Trabzonspor, A.Gücü 465/219
4. Metin Oktay: Galatasaray 252/217
5. Aykut Kocaman: Sakarya, F.Bahçe, Istanbulspor 355/200
ILK GÖRÜŞTE PEK ISINMADI; AMA MUTLULU?U BEYDA ILE BULDU
Hakan Şükür ilk evliliğini 1995 yılında Esra Elbirlik ile yapar. Bu evlilik kısa zamanda boşanma ile neticelenir (Esra Hanım daha sonra 1999 depreminde vefat etti). Kral ikinci kez evlenmekten ise âdeta kaçar. Annesinin ve anneannesinin ‘evlen’ isteklerine her seferinde bir bahane uydurur. Yine günlerden bir gün anneannesinin çok beğendiği uzaktan akrabalarının bir kızı Hakan’a tavsiye edilir. Hakan konuyu basının duymasından ve kızın kendi ile anılmasından çekinir. Ama yine de kızın bir akrabasında gizlice görüşmeyi kabul eder.
Ilk görüşmede Hakan, Beyda’dan çok elektrik alamaz. 15 gün sonra bir antrenmanda sakatlanır. Ayağında buz, evde yine uzanmıştır. Telefon çalar: “Hakan geçmiş olsun, çok üzüldüm sakatlanmana.” diyen bir ses vardır karşısında. Sesi tanımaz Hakan; ama ‘çaktırmayarak’ bir an önce telefonu kapatmaya çalışır. Karşıdakinin ‘Hakan beni tanıdın mı?’ sorusuna da ‘Tanımaz olur muyum?’ diye karşılık verir. Hayranlarından biri zanneder önce: “Nerden bileyim 15 gün önce görüştüğüm Beyda’nın beni aradığını?” Konuşma ilerleyince telefondaki sesin Beyda olduğunu fark eder ve bu görüşmeden annesine bahseder. O an Hakan’ın kalbinde Beyda’ya karşı bir muhabbet belirir.
Hakan cephesinde bunlar yaşanırken Beyda’nın da lise yıllarında en beğendiği futbolcu listesine koymadığı futbolcudur Hakan Şükür. Beyda bir gece rüyasında Hakan Şükür’ü görür. Hakan’ın burnu yoktur. Ertesi gün gazetelerde Alpay’ın Hakan’ın burnunu kırdığı haberleri vardır. Velhasıl aralarındaki görüşmeler tekrar başlar. Ardından da 1999 Haziran’ında Hilton Oteli’ndeki bir düğünle hayatlarının imzasını atarlar. Şükür çiftinin bu evlilikten Zeynep Sude ve Buse Selma isimli iki kızları, geçen yıl ise bir erkek çocukları dünyaya gelir. Üç çocuk babası hakan, aile değerlerine atfettiği önemle de biliniyor.
----------------------------------------------------
Ağlamak Için Gözden Yaş mı Akmalı?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor Hugo
----------------------------------------------------
Bidibidi Yenileniyor !
23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com
[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü
[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler
KAYDOL
23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com
[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü
[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler
KAYDOL
HAkAN ŞÜKÜR
Sanatçılar , Tarihçiler , Bilim Adamları, Siyasetçiler ve Dahası. Hayatları , Resimleri , Biyografileri.
Geçiş yap
- Hoş Geldiniz
- ↳ Lütfen Okuyun
- ↳ Güncel Duyurular
- ↳ Üye Defteri
- ↳ Forum - Site Kullanımı ve Özellikleri
- ↳ Forum Kullanımı
- ↳ Forum Eklentileri
- ↳ Site Kullanımı
- ↳ Flash Oyun Bölümü
- ↳ Deneme Alanı
- ↳ BiDiBiDi Siteler Birliği
- ↳ BidiBidi Resim Galerisi
- ↳ BidiBidi Tarihte Bugün
- ↳ BidiBidi IL IL Türkiye Tanıtımları
- Bidibidi Sohbet Muhabbet Haber
- ↳ Güncel Haberler
- ↳ Manşet Haber
- ↳ Son Dakika Haberleri
- ↳ Bıdıbıdı Hatırlatıyor
- ↳ Ekonomi ve Borsa
- ↳ Teknoloji ve Bilim Haberleri
- ↳ Magazin Dünyası
- ↳ Spor Güncel
- ↳ Gazete Manşetleri
- ↳ Haber Arşiv
- ↳ Bidibidi Muhabbet
- ↳ Bizim Zamanımızda
- ↳ Canımı Sıktılar
- ↳ Eleştiriyoruz
- ↳ Itiraf Ediyorum
- ↳ Yalandan Kim Ölmüş
- ↳ Anketler - Yarışmalar
- ↳ Genel Anketler
- ↳ Üye Anketleri
- ↳ Yarışmalar
- ↳ Şiir Yarışması
- ↳ Fıkra Yarışması
- ↳ Blog Yarışması
- ↳ Tebrikler ve Kutlamalar
- ↳ Dini Günler
- ↳ Doğum Günü Tebrikleri
- ↳ Milli Bayram - Yeni Yıl Tebrikleri
- ↳ Özel Gün Tebrikleri
- ↳ Bidibidi Site Kutlamaları
- ↳ BidiBidi 1. Yıl Kutlamaları
- ↳ BidiBidi 2. Yıl Kutlamaları
- ↳ Flash Oyun Galerisi Tebrikleri
- ↳ Cevap Arıyorum
- ↳ Oyun Oynayalım Mı?
- ↳ Flash Oyun Galerisi
- Bidibidi Flash Oyun Galerisi
- ↳ Oyunculara Tebrikler
- ↳ Hata Bildirimi - Ihbar - Şikayet
- ↳ Flash Oyun Sitesi Sorular Sorunlar
- Bidibidi Forum Genel
- ↳ Atatürk ve Türkiye
- ↳ Mustafa Kemal ATATÜRK Fotoğrafları
- ↳ Anıtkabir Fotoğrafları
- ↳ Türkü Hikayeleri
- ↳ Aşka Dair...
- ↳ Seni Seviyorum
- ↳ Nefret Ediyorum
- ↳ Resimli Aşk Şiirleri
- ↳ Okunası Hikayeler
- ↳ Şifalı Bitkiler
- ↳ Resimlerle Dünya
- ↳ Resimli Aşk Şiirleri
- ↳ Bitkiler
- ↳ Dini Resimler
- ↳ Duygusal Resimler
- ↳ Düşündüren Kareler
- ↳ E Kartlarımız
- ↳ Hayvan Resimleri
- ↳ Komik Resimler
- ↳ Manzara Resimleri
- ↳ Diğer Resimler
- Sizden Gelenler - Sizin Sesiniz - Sizin Yeriniz
- ↳ Sizden Gelenler Genel
- ↳ Mektuplarınız-Denemeleriniz-Makaleleriniz
- ↳ Hikayemi Tamamla
- ↳ Şiirleriniz
- Bidi Bidi Bilgi Bankası
- ↳ Okuyalım Öğrenelim Genel
- ↳ Eğitim - Öğretim Hakkında Bilgiler
- ↳ Üniversiteler
- ↳ Hukuk Alanına ilişkin Bilgiler
- ↳ Meslek Kariyer ve Iş Hayatı
- ↳ Meslekler Rehberi
- ↳ Kişisel Gelişim - Psikoloji - Beceri Bilgi Bankası
- ↳ Her Şeyin Bir ilki Vardı
- ↳ Belirli Günler ve Haftalar
- ↳ Kim Kimdir
- ↳ Para Para Para
- ↳ Bidibidi Kütüphanesi
- iL iL - Bölge Bölge TÜRKiYE
- ↳ Akdeniz Bölgesi
- ↳ Adana
- ↳ Antalya
- ↳ Burdur
- ↳ Hatay
- ↳ Isparta
- ↳ İçel
- ↳ Kahramanmaraş
- ↳ Osmaniye
- ↳ Doğu Anadolu Bölgesi
- ↳ Malatya
- ↳ TARiHi
- ↳ EĞiTiMi
- ↳ KÜLTÜR
- ↳ iLÇELERiMiZ
- ↳ YEMEKLERi
- ↳ ÇORBALAR
- ↳ ETLi YEMEKLER
- ↳ Pilavlar - Köfteler
- ↳ HAMUR iŞLERi TATLILAR
- ↳ GÖRÜLESi YERLER
- ↳ TÜRKÜLERi
- ↳ DiĞER LiNKLER
- ↳ MALATYA VALiLiĞi
- ↳ MALATYA BELEDIYESI
- ↳ MALATYA EMNiYET MÜDÜRLÜĞÜ
- ↳ MALATYA MEB
- ↳ MALATYA KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMA DERNEĞi
- ↳ iNÖNÜ ÜNiVERSiTESi
- ↳ MALATYASPOR
- ↳ Ağrı
- ↳ Ardahan
- ↳ Bingöl
- ↳ Bitlis
- ↳ Elazığ
- ↳ Erzincan
- ↳ Erzurum
- ↳ Hakkari
- ↳ Iğdır
- ↳ Kars
- ↳ Muş
- ↳ Tunceli
- ↳ Van
- ↳ Ege Bölgesi
- ↳ Afyon
- ↳ Aydın
- ↳ Denizli
- ↳ İzmir
- ↳ Kütahya
- ↳ Manisa
- ↳ Muğla
- ↳ Uşak
- ↳ Güneydoğu Anadolu Bölgesi
- ↳ Adıyaman
- ↳ Batman
- ↳ Diyarbakır
- ↳ Gaziantep
- ↳ Kilis
- ↳ Mardin
- ↳ Siirt
- ↳ Şanlıurfa
- ↳ Şırnak
- ↳ İç Anadolu Bölgesi
- ↳ Aksaray
- ↳ Ankara
- ↳ Çankırı
- ↳ Eskişehir
- ↳ Karaman
- ↳ Kayseri
- ↳ Kırıkkale
- ↳ Kırşehir
- ↳ Konya
- ↳ KONYA TARiHi
- ↳ KONYA EĞiTiMi-KÜLTÜRÜ
- ↳ KONYA YEMEKLERi
- ↳ KONYA GÖRÜLESi YERLER
- ↳ TÜRKÜLERi
- ↳ Nevşehir
- ↳ Niğde
- ↳ Sivas
- ↳ Yozgat
- ↳ Karadeniz Bölgesi
- ↳ Artvin
- ↳ Amasya
- ↳ Bartın
- ↳ Bayburt
- ↳ Bolu
- ↳ Çorum
- ↳ Düzce
- ↳ Giresun
- ↳ GiRESUN TARiHi
- ↳ GiRESUN EĞiTiMi-KÜLTÜRÜ
- ↳ GiRESUN YEMEKLERi
- ↳ GiRESUN GÖRÜLESI YERLER
- ↳ GiRESUN TÜRKÜLERi ve KEMENÇE
- ↳ Gümüşhane
- ↳ Karabük
- ↳ Kastamonu
- ↳ Ordu
- ↳ Rize
- ↳ Samsun
- ↳ Sinop
- ↳ Tokat
- ↳ Trabzon
- ↳ Zonguldak
- ↳ Marmara Bölgesi
- ↳ Balıkesir
- ↳ Bilecik
- ↳ Bursa
- ↳ Çanakkale
- ↳ Edirne
- ↳ İstanbul
- ↳ Kırklareli
- ↳ Kocaeli
- ↳ Sakarya
- ↳ Tekirdağ
- ↳ Yalova
- Bidibidi Mizah - Eğlence - Gülmece
- ↳ Genel Mizah ve Eğlence
- ↳ Diyaloglar - Tartışmalar
- ↳ Ayy İnanmıyorum Yaa !
- ↳ Fıkralar
- ↳ Fıkra Izle-Dinle
- ↳ Temel-Laz Fıkraları
- ↳ Asker - Polis Fıkraları
- ↳ Nasreddin Hoca Fıkraları
- ↳ Deli - Doktor Fıkraları
- ↳ Öğrenci - Okul Fıkraları
- ↳ Yöresel Fıkralar
- ↳ Diğer Fıkralar
- Ağzınızın Tadı - Damak Zevkiniz
- ↳ Yiyecekler - Içecekler Genel
- ↳ Yemek Tarifleri
- ↳ Balık Yemekleri
- ↳ Çorbalar
- ↳ Et Yemekleri
- ↳ Hamur Işleri
- ↳ Kebaplar
- ↳ Köfteler
- ↳ Makarnalar
- ↳ Mezeler - Soslar
- ↳ Pilavlar
- ↳ Salatalar
- ↳ Sebze Yemekleri
- ↳ Tatlılar
- ↳ Tavuk Yemekleri
- ↳ Yumurta Yemekleri
- ↳ Zeytinyağlılar
- ↳ Diyet Listeniz
- Astroloji - Fal Dünyası - Rüya Alemi
- ↳ Rüya Tabirleri
- ↳ Astroloji ve Burçlar Genel
- ↳ Koç Burcu
- ↳ Boğa Burcu
- ↳ ikizler Burcu
- ↳ Yengeç Burcu
- ↳ Aslan Burcu
- ↳ Başak Burcu
- ↳ Terazi Burcu
- ↳ Akrep Burcu
- ↳ Yay Burcu
- ↳ Oğlak Burcu
- ↳ Kova Burcu
- ↳ Balık Burcu
- ↳ Yıllık ve Aylık Burç Yorumları
- Bakım Güzellik ve Moda
- ↳ Moda Moda Moda
- ↳ Cilt Bakımı
- ↳ El ve Ayak Bakımı
- ↳ Saç Bakımı
- ↳ Vücut Bakımı
- İnsan - Sağlık - Yaşam
- ↳ Sağlıklı Yaşam
- ↳ Çocuk sağlığı ve hastalıkları
- ↳ Hastalıklar ve Tedavi Yöntemleri
- ↳ İlk Yardım ve Acil
- ↳ Tıp Sözlüğü
- ↳ Yağlarla Gelen Sağlık
- Felsefe Yapıyoruz
- ↳ Felsefe Genel Forumu
- ↳ Felsefe Akımları
- ↳ Filozoflar Tarihi - Ünlü Filozoflar
- ↳ Ünlü Filozoflardan
- ↳ Felsefe Sözlüğü
- Din ve İslam
- ↳ 11 Ayın Sultanı Ramazan
- ↳ RAMAZAN SOHBETLERi
- ↳ Oruç
- ↳ GÜNÜN MÖNÜSÜ
- ↳ BIDIBIDI Mönü
- ↳ Sizden Gelenler
- ↳ Ramazan Imsakiyeleri
- ↳ 2015 Ramazan Imsakiyesi
- ↳ 2014 Ramazan Imsakiyesi
- ↳ 2013 Ramazan Imsakiyesi
- ↳ 2011 Ramazan Imsakiyesi
- ↳ Ramazan 2010 BidiBidi Imsakiyesi
- ↳ Ramazan 2009 BidiBidi Imsakiyesi
- ↳ Ramazan 2008 BidiBidi Imsakiyesi
- ↳ Temel Din Bilgileri
- ↳ Esmaül-Hüsna
- ↳ Ayetler - Sureler
- ↳ Dualar
- ↳ Hadisler
- ↳ Hz. MUHAMMED (S.A.V.)
- ↳ Peygamberler
- ↳ Sahabeler
- ↳ Dini Günler
- ↳ Dinimiz Emirleri - Adapları - Örf ve Adetleri
- Edebiyat Dünyası
- ↳ Şairler ve Şiirleri
- ↳ Abdurrahim KARAKOÇ
- ↳ Abdülhak Hamit TARHAN
- ↳ Adnan YÜCEL
- ↳ Afşar Timuçin
- ↳ Ahmed ARiF
- ↳ Ahmet ERHAN
- ↳ Ahmet Hamdi TANPINAR
- ↳ Ahmet HAŞIM
- ↳ Ahmet Kutsi TECER
- ↳ Ahmet Muhip DIRANAS
- ↳ Ahmet Selçuk Ilkan
- ↳ Ahmet TELLi
- ↳ Ali Tekintüre
- ↳ Ataol Behramoğlu
- ↳ Attilla iLHAN
- ↳ Arif Nihat Asya
- ↳ Asaf Halet Çelebi
- ↳ Aşık Veysel ŞATIROĞLU
- ↳ Aydın HATiPOĞLU
- ↳ Ayten Mutlu
- ↳ Aziz NESiN
- ↳ Bedirhan GÖKÇE
- ↳ Behçet Necatigil
- ↳ Bülent TEKIN
- ↳ Cahit Sıtkı Tarancı
- ↳ Can YÜCEL
- ↳ Cemal SAFi
- ↳ Cemal SüREYYA
- ↳ Ceyhun Atuf Kansu
- ↳ Ceyhun YILMAZ
- ↳ Dadaloğlu
- ↳ Edip Cansever
- ↳ Eray CANBERK
- ↳ Faruk Nafiz Çamlıbel
- ↳ Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
- ↳ Fethi GiRAY
- ↳ Hasan Hüseyin Korkmazgil
- ↳ Hulki AKTUNÇ
- ↳ Kaan INCE
- ↳ Kerem ALIŞIK
- ↳ Levent ÖZGEÇ
- ↳ Mehmet Akif ERSOY
- ↳ Mehmet Bozkurt Esenyel
- ↳ Mehmet NACAR
- ↳ Melih Cevdet Anday
- ↳ Metin Altıok
- ↳ Murathan MUNGAN
- ↳ Nazım Hikmet RAN
- ↳ Necip Fazıl KISAKÜREK
- ↳ Nihat BEHRAM
- ↳ Nilgün MARMARA
- ↳ Nurullah Genç
- ↳ Oktay Rıfat Horozcu
- ↳ Orhan Seyfi ORHON
- ↳ Orhan Veli KANIK
- ↳ Özdemir ASAF
- ↳ Rıfat Araz
- ↳ Rıfat ILGAZ
- ↳ Sabahattin Kudret Aksal
- ↳ Sabri ALTINEL
- ↳ Salah BIRSEL
- ↳ Sennur SEZER
- ↳ Sezai KARAKOÇ
- ↳ Tahsin SARAÇ
- ↳ Tayfun TALiPOĞLU
- ↳ Türkan iLDENiZ
- ↳ Uğur Arslan
- ↳ Ümit Yaşar Oğuzcan
- ↳ Vedat TÜRKALi
- ↳ Yahya Kemal BEYATLI
- ↳ Yavuz Bülent BAKiLER
- ↳ Yılmaz ERDOĞAN
- ↳ Yılmaz GÜNEY
- ↳ Yılmaz Odabaşı
- ↳ Yunus Emre
- ↳ Yusuf HAYALOĞLU
- ↳ Ziya Osman Saba
- ↳ Zübeyir KINDIRA
- ↳ Haftanın Şiiri
- ↳ Yazarlar ve Yazıları
- TARiHTEN SAYFALAR
- ↳ OSMANLI TARiHi
- ↳ Kuruluş Dönemi
- ↳ Fetret Devri
- ↳ Yükselme Dönemi
- ↳ Duraklama Devri
- ↳ Gerileme devri ve yıkılışı
- ↳ PADiŞAHLAR
- ↳ Osman Gazi
- ↳ Orhan Gazi
- ↳ I. Murad
- ↳ I. Bayezid Dönemi
- ↳ Çelebi Mehmed
- ↳ II. Murad
- ↳ Fatih Sultan Mehmed
- ↳ II. Bayezid Dönemi
- ↳ Yavuz Sultan Selim
- ↳ Kanuni Sultan Süleyman
- ↳ II. Selim
- ↳ III. Murad
- ↳ III. Mehmed
- ↳ I. Ahmed
- ↳ I. Mustafa
- ↳ II. Osman
- ↳ IV. Murad
- ↳ I. Ibrahim
- ↳ IV. Mehmed
- ↳ II. Süleyman
- ↳ II. Ahmed
- ↳ II. Mustafa
- ↳ III. Ahmed
- ↳ I. Mahmud
- ↳ III. Osman
- ↳ III. Mustafa
- ↳ I. Abdülhamid
- ↳ III. Selim
- ↳ IV. Mustafa
- ↳ II. Mahmud
- ↳ Sultan Abdülmecid
- ↳ Sultan Abdülaziz
- ↳ V. Murad
- ↳ II. Abdülhamid
- ↳ Mehmed Reşad
- ↳ Mehmed Vahdeddin
- ↳ TARiHTE BUGÜN
- ↳ Tarihte Ocak Ayı
- ↳ Tarihte Şubat Ayı
- ↳ Tarihte Mart Ayı
- ↳ Tarihte Nisan Ayı
- ↳ Tarihte Mayıs Ayı
- ↳ Tarihte Haziran Ayı
- ↳ Tarihte Temmuz Ayı
- ↳ Tarihte Ağustos Ayı
- ↳ Tarihte Eylül Ayı
- ↳ Tarihte Ekim Ayı
- ↳ Tarihte Kasım Ayı
- ↳ Tarihte Aralık Ayı
- ↳ Son Eklenen Olaylar
- ↳ Tarihte Istediğin Sene
- ↳ Tarihte Bu Sene 2016
- ↳ DiĞER
- Spor Dünyası
- ↳ Spor Dünyası Genel
- ↳ FUTBOL
- ↳ Beşiktaş
- ↳ Fenerbahçe
- ↳ Galatasaray
- ↳ Diğer
- Korku ve Dehşet Bölümü
- ↳ Korku Bölümü Genel
- ↳ Korkunç Hikayeler Rivayetler
- ↳ Korkunç Resim Video Multimedya
- Multimedya
- ↳ Videolar - Flashlar - Sunular
- ↳ Belgesel Videoları
- ↳ Komik Videolar - Komik Flaslar
- ↳ Sesli - Videolu Fıkralar
- ↳ Spor Videoları - Spor Flashları
- ↳ Halk Dansları Videoları
- ↳ Ilginç - inanılmaz Videolar
- ↳ Sinema - Tiyatro - Dizi Videoları
- ↳ Genel Videolar - Sunular - Flashlar
- ↳ Duygusal - Romantik ve Şiir Flashları
- ↳ Diziler - Filmler
- ↳ Avlu
- ↳ Yaprak Dökümü
- ↳ Ufak Tefek Cinayetler
- ↳ Mucize Doktor
- Müzik Müzik Müzik DÜNYASI
- ↳ Müzik Dünyası Genel
- ↳ Albümler ve Şarkılar
- ↳ Müzik Klipleri
- ↳ Yepyeni Klipler
- ↳ Unutulmayan Sanatçılar
- ↳ Bayan Sanatçılardan Klipler
- ↳ Ajda Pekkan Klipleri
- ↳ Bendeniz Klipleri
- ↳ Candan Erçetin Klipleri
- ↳ Gülşen Klipleri
- ↳ Izel Klipleri
- ↳ Nilüfer Klipleri
- ↳ Özlem Tekin Klipleri
- ↳ Petek Dinçöz Klipleri
- ↳ Sertap Erener Klipleri
- ↳ Sezen Aksu Klipleri
- ↳ Sibel Can Klipleri
- ↳ Şükriye Tutkun
- ↳ Yıldız Tilbe Klipleri
- ↳ Erkek Sanatçılardan Klipler
- ↳ Çelik Klipleri
- ↳ Doğuş Klipleri
- ↳ Kıraç Klipleri
- ↳ Mustafa Sandal Klipleri
- ↳ Rafet El Roman Klipleri
- ↳ Tarkan Klipleri
- ↳ Teoman Klipleri
- ↳ Yalın Klipleri
- ↳ Müzik Gruplarından Klipler
- ↳ Athena Klipleri
- ↳ MFÖ Klipleri
- ↳ Kargo Klipleri
- ↳ Mor ve Ötesi Klipleri
- ↳ Yabancı Klipler
- ↳ Şarkı Sözleri
- ↳ Abidin
- ↳ Barış Manço
- ↳ Bendeniz
- ↳ Candan Erçetin
- ↳ Ceza
- ↳ Demet Akalın
- ↳ Doğuş
- ↳ Düş Sokağı Sakinleri
- ↳ Ebru Gündeş
- ↳ Emre Aydın
- ↳ Ferhat Göçer
- ↳ Feridun Düzağaç
- ↳ Gökhan Özen
- ↳ Gökhan Türkmen
- ↳ Göksel
- ↳ Gülşen
- ↳ Hakan Altun
- ↳ Hakan Demirci
- ↳ Hande Yener
- ↳ Hatice
- ↳ Hepsi
- ↳ Ibrahim Tatlıses
- ↳ Ilhan Şeşen
- ↳ Ismail Yk
- ↳ Kıraç
- ↳ Manga
- ↳ Murat Boz
- ↳ Mustafa Ceceli
- ↳ Nazan ÖNCEL
- ↳ Nilüfer
- ↳ Orhan Ölmez
- ↳ Onur AKIN
- ↳ Özcan Deniz
- ↳ Özgüç Güler
- ↳ Rafet El Roman
- ↳ Serdar Ortaç
- ↳ Sertab Erener
- ↳ Sezen Aksu
- ↳ Sıla
- ↳ Soner Sarıkabadayı
- ↳ Tan Taşçı
- ↳ Toygar Işıklı
- ↳ Tripkolic
- ↳ Uğur
- ↳ Vega
- ↳ Yalın
- ↳ Yusuf Güney
- ↳ Zafer Peker
- ↳ Zeki Müren
- ↳ Yıldız TiLBE
- Bilgisayar - İnternet ve WEB
- ↳ WEB MASTER ÖZEL
- ↳ Sitenize Tarihte Bugün
- ↳ Sitenize Tarihte O YIL
- ↳ Sitenize Il Il Türkiye
- ↳ Sitenize Flash Şiirler
- ↳ Ücretsiz Hizmetlerimizi Kullanma Koşulları
- ↳ Link Kaldırma & Ücretli Hizmet & Bloke Kaldırma
- Bidibidi Destek
- ↳ İstekleriniz - Bekledikleriniz - Sorularınız - Sorunlarınız
- ↳ Arşiv
- ↳ Geçmiş Etkinlikler
- ↳ Haber Arşivleri
- ↳ 2006 Yılı Haber Arşivi
- ↳ 2007 Yılı Haber Arşivi
- ↳ 2008 Yılı Haber Arşivi
- ↳ 2009 Yılı Haber Arşivi
- ↳ Duyuru Arşivi
- ↳ TarihYazar & BidiBidi Blogları Destek Forumları
- ↳ Blog Sistemi Genel Konuları
- ↳ TarihYazar Blog Tanıtımları
- ↳ Blog Eklentileri & Temalar
- ↳ Blogunuz Için Html Kodlar
- ↳ Müzik Video Radyo Multimedya
- ↳ Öneri Istek ve Tavsiyeleriniz
- ↳ Diğer Soru ve Sorunlarınız
- ↳ Bidibidi.TV.TR Video Sitesi Destek Forumu
- ↳ Ne Çağrıştırıyor ?
- ↳ BidiBidi Yemek Tarifleri Sitesi
- ↳ BidiBidi Web Tasarım Hizmetleri
- ↳ BidiBidi WebMaster Özel
- ↳ Bidibidi Video Paylaşım
- ↳ MSN, ICQ, YAHOO MESSENGER
- ↳ Msn Hata Kodları ve Çözümleri
- ↳ Nick Yapıcı
- ↳ Uygun Forum Yok
- ↳ Çöp Kutusu