Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

Askeri ve Siyasi Otorite Nereye?...

Size ait , size özel , mektuplar , denemeler , oyunlar , kompozisyonlar, hikayeler , makaleler... Kısacası düz yazılarınızı buradan paylaşıyoruz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
uzman2769
Durgun Üye
Durgun Üye
Mesajlar: 70
Kayıt: 24 Eyl 2006, 12:28

Askeri ve Siyasi Otorite Nereye?...

Mesaj gönderen uzman2769 »

Askerlik, temeli disipline dayanan, savaş sanatının icra edildiği kurumdur. Görevi, savaşta ve barışta, ülkenin birlik ve bütünlüğüne yönelik iç ve dış tehditleri bertaraf etmekle mükellef, Savunma Bakanlığı’na bağlı devletin en saygın kurumudur. Askerlik yapanlar çok iyi bilirler ki, Askerliğin temeli disiplindir. Ve her bireyin mutlak surette disiplinli olması, disiplin kurallarına itaat etmesi, Askeri Ceza ve Iç Hizmet Kanunu’yla zorunlu kılınmıştır. Bunun aksini düşünen ve yapan personel hakkında, divan-ı harp’a kadar çeşitli Askeri yargı mekanizmaları tarafından yargılanıp cezalandırılır. Askere gideceklere hep bu söylenir, “Ne geride kalacak kadar pısırık, ne de en önde gidecek kadar çok akıllı ol! Göze batmamak için sürekli orta yolu seç!” bundan bizim anlamamız gereken, komutan emri verir, rütbe ve kıdemce ast olanlar da uygular! Fikriniz sorulmadığı sürece, verilen emir size göre yanlış da olsa yorumlamaya çalışmamak. Savaş sanatının icra edildiği Asker Ocağı’nda başarılı olmak ve başarıya ulaşmak için bu kurallar olmazsa olmazlardandır. Taktik ve teknik bazı konuların gizliliği esastır, hedefe kısa zamanda ve doğru yoldan ulaşmanız için…
Bu saygın kurumumuzun işleyiş şeklinden biraz bahsettikten sonra, bu kurumun sivil otoriteyle olan münasebetine bakalım biraz da, demokrasilerde dört kuvvet vardır. Bunlar sırasıyla, Yasama, Yürütme, Yargı ve medyadır. Silahlı Kuvvetlerimizin yeri, Yürütmenin yani Siyasi Iktidar’ın bünyesinde bulunan Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı bir kurumdur. Yani Genel Kurmay’ın, sivil otoriteyle ilgili her türlü sorun ve taleplerini ilgili Bakanlıkla paylaşması esastır.
M. Kemal Atatürk’ün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı olması, bu makamda olan zat-ı muhteremler tarafından bunun gelenekselleştirilmeye çalışıldığı, sivil otoriteye tahammüllerinin olmadığını tarihten bariz örneklerle anladığımız gibi günümüzde de bu geleneğin sürdürülmek istendiğine maalesef şahit oluyoruz. Oysa Atatürk Türk Milleti için bir istisnaydı ve istisna olarak kalmaya devam edecektir. Işte bu geleneğin devamını çağrıştıran, küçük ama etkisi büyük bir örneği paylaşmaya çalışacağım:

T.C.nin 11. Cumhurbaşkanı 1. tur seçimlerinin yapıldığı Cuma günü yapılan her şeyin demokratik çerçeve içerisinde cereyan edip devam etmesine rağmen, gecenin geç saatlerinde Genel Kurmay Başkanı sayın Yaşar Büyükanıt’tan Muhtıra gibi açıklama geldi.
Büyükanıt’ın açıklamalarında Cumhuriyet ve Laikliğin temel değerlerinden söz edip, Şanlı Urfa, Denizli ve Ankara’daki ilkokullarda yaşanan münferit olaylara yer vererek, laiklik değerlerinin hedef alındığı bu gibi oluşumları kaygıyla izlediklerini ve buna seyirci kalamayacaklarını açıkça ifade eden Büyükanıt’a şu hatırlatmayı yapmak gerekiyor; yaşanan kaygı verici 4 olay hakkında ilgili merciler soruşturma başlatmış ve devam ediyor. Yasaların ön gördüğü şekilde elbette ki cezalandırılacaklardır. Bu kaygılarınızda haklılık payınız yok değil, ancak, iş bu noktaya gelinceye kadar yüce milletimizin saygın makamınızdan beklediği ve asli görevlerinizin arasında bulunan o kadar çok önemli ve öncelikli halledilmeyi bekleyen sorunlar var ki, sözü edilen bu kaygılarla kıyaslanmayacak kadar acildir. Dikkatler okullara çekilmişken buradan başlayalım:
-Çocuk Yuvaları ve Yurtlarda yaşama zorunda kalan çocuklarımızın geleceğini tehdit eden olumsuzluklar!.
-Uyuşturucu kullanma yaşının ilkokul seviyesine kadar düşmüş olması!
-Lise seviyesinde cinselliğe dayalı nahoş olayların yaşanması!
-Geleceğimiz olan çocuk ve gençlerimizin eğitimdeki başarı seviyesinin yüzümüzü kızartacak şekilde olması!
-Okul ve dersliklerin yetersizliğinden, ideal rakam olan 30 kişilik derslikte hala 80-90 kişiye eğitim verme zorunluluğunun söz konusu olması! Konularıyla ilgili Büyükanıt’ın, Asli görevi olmamakla birlikte bu konularda yapacağı her çıkış, toplumun her kesimi tarafından taktirle karşılanacaktı. Geçmişte bu vb. toplumsal sorunların savunucusu olarak gündem yaratmayan Büyükanıt’ın yaşanan bu münferit olaylarla hassas bir noktada gündeme oturması, Cumhuriyet ve laiklik değerlerine sahip çıkma söylemleri Anayasa Mahkemesi’nin masasında bekleyen Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili 367 tartışması konusunda vermesi beklenen kararı etkilemenin dışında inandırıcılığını yitirmiştir.
Bahse konu olaylarda ölü yok, yaralı yok, hakaret yok, mağdur yok! Sivil toplum örgütlerinin düzenlediği sosyal etkinlikler var. Bunlar, doğru mu yanlış mı? Sorusunun cevabı açılan soruşturma sonucunda verilecek kararla herkes hak etiğini bulacak!.

Oysa, Büyükant’ın bu açıklamaları yaptığı sıralarda bile bölücü hainlerin kör kurşunlarına hedef olan Şehit Mehmetçiklerimizin kanı akmaya devam ediyordu ve hala ediyor! Halbuki, asli görevi olan bu konuda bir çıkış yapsaydı, bu bölücü ve yıkıcı yuvaların dağılması için gerekli yasanın çıkarılması yönünde haklı bir taleple gündem yaratsaydı bütün Türk Milletinin yüreğine su serpecek ve desteğini arkasına almış olacaktı.

Ama, Demokrasi çarkının tıkır tıkır işlediği, Muhalefetin de muhalefet gereği iktidar icraatlarını kendilerince endişelerle fişlediği, Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın da yaptığı açıklamalarıyla demokrasiyi dişlediği bir anı yaşıyoruz maalesef.
Büyükanıt’ın bu açıklamayı yapma gereği var mıydı yok muydu? Konusu kişilere göre farklılık arz etse de. Zamanlama açısından bakıldığında demokrasi adına bir talihsizlik olarak görüyorum. Büyükanıt paşa’nın Asker olarak başarılı bir geçmişinin olduğunu sahip olduğu konum itibariyle de anlıyor ve son açıklamalarıyla da herkesin kendisini bir kere daha sorgulaması gerektiğine inanıyorum! T.C. kimliğini taşıyan herkesin, kendisine yönelteceği şu sorulara vicdanının sesini dinleyerek cevaplaması gerekiyor!
Evet! Bu vatan kimin? Biz hangi rejimle yönetiliyoruz? Biz bu ülkenin nesiyiz? Laiklik dinsizlik midir? Bu iktidar Cumhuriyet rejimini tehlikeye düşürecek ne yaptı/yapıyor? Cumhuriyetten ne anlıyoruz ve Cumhuriyet adına nelerle karşılaşıyoruz?
Cumhurbaşkanlığı 1. tur seçimiyle ilgili Meclis oturumuna katılanlarla katılmayanlar arasında doğan fikir ayrılıklarının demokratik bir hakkın kullanılmak istenmesiyle Anayasa Mahkemesi’ne taşınması ve bu konuda mahkemeden henüz bir kararın çıkması dahi beklenilmeden Genel Kurmay’ın yaptığı muhtıra gibi açıklamayı, Askerin, Anayasa’nın üzerinde bir makam olduğunu mu anlamamız gerekiyor?
Büyükanıt’ın, “Ne Mutlu Türküm Diyene” demeyen herkesi düşman kabul ederiz. Sözünden ne anlıyoruz?
Bu açıklamaya göre, Hrant Dink cinayeti sırasında “Hepimiz Ermeniyiz!” sloganları atan binlerce kişiyi de düşman olarak mı görmemiz gerekiyor?
Bu sorulara vicdanınızdan gelecek sesle vereceğiniz cevaplar doğruları bulmanıza yardımcı olacaktır.
Kavgasız, kargaşasız, kurumların uyum içinde hizmet verdiği, çoğulcu demokrasinin güçlendiği, insan hak ve hürriyetlerinin sözde değil özde benimsendiği, toplum arasında kardeşlik duygularının pekiştiği, devletin ve milletin elele tutuştuğu bir ülke olma umuduyla…
Bu ülke hepimizin olduğu gibi, Peygamber Ocağı olarak tabir ettiğimiz Asker bizim Askerimizden başkası değildir. Hiç kimse fizandan gelmedi. Kimimizin çocuğu, kimimizin kardeşi, kimimizin babası, kimimizin yakınları! Onların görevi, sorumluluk ve yetkileri yasalarla çizilmiştir. Bu saygın kurumumuzu bu gerçeklerin dışında görmek ve göstermek isteyenler tarih ve yasalar önünde hesap vermek zorunda kalırlar! Zira hatırlamak ve hatırlatmakta yarar var!...
Kullanıcı avatarı
gülyabani
Mesajlar: 1862
Kayıt: 14 Mar 2007, 21:36
Konum: ankara:)

Re: Askeri ve Siyasi Otorite Nereye?...

Mesaj gönderen gülyabani »

Büyükanıt’ın, “Ne Mutlu Türküm Diyene” demeyen herkesi düşman kabul ederiz. Sözünden ne anlıyoruz?
Bu açıklamaya göre, Hrant Dink cinayeti sırasında “Hepimiz Ermeniyiz!” sloganları atan binlerce kişiyi de düşman olarak mı görmemiz gerekiyor?
Bu sorulara vicdanınızdan gelecek sesle vereceğiniz cevaplar doğruları bulmanıza yardımcı olacaktır.


ciddende mantıklıcaa.. bu sloganlara karşılık ne madem??
Kullanıcı avatarı
sTRaLiS
Paylaşımcı Üye
Paylaşımcı Üye
Mesajlar: 3803
Kayıt: 24 Haz 2006, 18:08
Konum: SS.Çapa'dan
İletişim:

Mesaj gönderen sTRaLiS »

Büyükanıt’ın, “Ne Mutlu Türküm Diyene” demeyen herkesi düşman kabul ederiz. Sözünden ne anlıyoruz?
Bu cumle cok net,bu ulke ıcın,ıcınde haınlık olan kım olursa olsun asker

ıcın farketmez,meclıstekı bazılarınada mesaj gıtmıs...

Bu açıklamaya göre, Hrant Dink cinayeti sırasında “Hepimiz Ermeniyiz!” sloganları atan binlerce kişiyi de düşman olarak mı görmemiz gerekiyor....
bu acıklamanın Hrant Dınk cınayetıne baglanmasına cok sasırdım...
Resim Resimler Konusmaz Derler YALAN..O Gozler neler Anlatıyor Anlayana..Anlamak isteyene..
Resim


Vazgeçersen Kaybedersin
Kullanıcı avatarı
*CICIKIZ*
Daimi Üye
Daimi Üye
Mesajlar: 2486
Kayıt: 03 Ağu 2006, 17:03
Konum: napacan yanıma mı gelecen? ;)

Mesaj gönderen *CICIKIZ* »

sanırım önce bizi kim yönetiyor sorusuna cevap bulmak gerekiyor..

askeriye..?hükümet...?basın..?dünya büyükleri....???
Resim

ALışma bana,ne yapacağım beLLi oLmaz,bugün varım,yarın birden yok oLurum
Dokunma bana,kapanmamış yaraLarLa doLuyum
Sevme beni,yoğun duyguLarımda kayboLursun
Çözmeye çaLışma sakın,seninLe karışır iyice kördüğüm oLurum
Güveniyorsan kendine inandır beni aşkın varLığına,sonucunda öyLe bir aşk yaşatırımki,vazgeçemezsin,tutkun oLurum ..
YıkabiLirsen duvarLarımı,sakin bırakma beni,tüm tutkuLarım ve gücümün arkasında
haLa minik bir çocuğum,büyütemezsen kayboLurum

Resim
ResimTAKLITLERIMDEN SAKININ Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
uzman2769
Durgun Üye
Durgun Üye
Mesajlar: 70
Kayıt: 24 Eyl 2006, 12:28

Mesaj gönderen uzman2769 »

sTRaLiS yazdı:
bu acıklamanın Hrant Dınk cınayetıne baglanmasına cok sasırdım...
Bende aynı şaşkınlığı yapılan bu muhtıranın muhteviyatıyla yaşıyorum sTRaLiS Kardeş!... :)
Kullanıcı avatarı
sTRaLiS
Paylaşımcı Üye
Paylaşımcı Üye
Mesajlar: 3803
Kayıt: 24 Haz 2006, 18:08
Konum: SS.Çapa'dan
İletişim:

Mesaj gönderen sTRaLiS »

Bende aynı şaşkınlığı yapılan bu muhtıranın muhteviyatıyla yaşıyorum sTRaLiS Kardeş!...
Muhtıra ve muhtevıyat ın ne oldugunu anlarsam sızınde saskınlıgınızı anlıcam...

ve Allah yardımcımız olsun,ınsallah bugunlerı de atlatırız :arrow:
Resim Resimler Konusmaz Derler YALAN..O Gozler neler Anlatıyor Anlayana..Anlamak isteyene..
Resim


Vazgeçersen Kaybedersin
Kullanıcı avatarı
gülyabani
Mesajlar: 1862
Kayıt: 14 Mar 2007, 21:36
Konum: ankara:)

Mesaj gönderen gülyabani »

aminnn...
Kullanıcı avatarı
GökkUşAgI
Paylaşımcı Üye
Paylaşımcı Üye
Mesajlar: 3055
Kayıt: 18 Oca 2007, 11:49

Mesaj gönderen GökkUşAgI »

sTRaLiS yazdı:ve Allah yardımcımız olsun,ınsallah bugunlerı de atlatırız
insallah....
BEN SANA KUL KÖLE OLURDUM
AMA SEN BANA BIR GÜNLÜK YAR OLMADIN...
Resim
O BIZIM KAVUSMALARIMIZ A YARIM MAHŞERE KALDI!!!
Cevapla

“Mektuplarınız-Denemeleriniz-Makaleleriniz” sayfasına dön