Cumhurbaşkanı Erdoğan!

[uzman2769]

Cumartesi günü, Türkiye çok önemli bir demokrasi sınavını başarıyla verdi. Malum, ADD'nin düzenlediği “Cumhuriyet'e sahip çık” mitingi üzerinde çok konuşulup yazıldı… bu mitingi düzenleyenler için statükocular, demokratikleşme ve sivilleşmeye karşı direnen kişi yada çevreler olarak görüldüyse de demokratik haklarının kullanılması çerçevesi içerisinde başlayıp bitmesi herkese rahat bir nefes aldırdı… zira, demokratik tepki gösterme hakkını kullanan kalabalığı fırsat görüp, provokatörlerin sahneye çıkıp, görmek ve yaşamak istemediğimiz bazı tatsızlıkların yaşanabileceği kaygısı vardı. Hem mitinge katılanların, hem de güvenlik güçlerimizin olağanüstü önlem ve hassasiyeti bu endişelerin yerini güven ve sükunete bırakmasına vesile oldu. Buradan herkese bir teşekkür borcumuzun olduğunu düşünüyorum… milyonlarca katılımcının beklendiği bu mitingin abartılı sayılarla yüzbinlerde kalması, halkımızın çoğunluğunun Cumhuriyetin tehlikede olduğu kanaati taşımadığını da bir anlamda teyit etmiş oldu…
Cumhuriyetin tehlikede olduğunu düşünerek sokağa çıkan azınlığa da, bu iddialara itibar etmeyen çoğunluğa da saygı duyarak, benimde teyit etmek istediğim demokratik bir tepkimi sizinle paylaşmak istiyorum: Kimin Cumhurbaşkanı olması, kirli emeller uğruna akan şehitlerimizin kanından daha önemlimi ki, Cumhurbaşkanı adayına karşı sağlanan bu birliktelik bu olaylar başta olmak üzere, iç ve dış tehditlere, bölücülere ve bölücülüğe, demokratikleşmeye ve insan haklarına karşı sağlanmıyor?
Cumhurbaşkanlığı makamının yetki ve sorumluluk sınırları anayasayla çizilmiş olmasına rağmen bu endişenin sebebi ne acaba?
Hukukun temel ilkesi olan 'Başkalarının hakkına ve hukukuna saygı gösterme' gereğini işimize geldiği gibi gösterip yada göstermeme hakkını kimden ve nasıl alıyoruz?
Bu ön yargılı yaklaşımlar bana şu hikayeyi hatırlattı: Birlikte yemek yiyen iki körden birinin diğerine, 'Sen niye her lokmada iki dolma yiyorsun!' diye suçladığı arkadaşı, 'Benim her lokmada iki dolma yediğimi nasıl görüyorsun!' şeklinde cevaplayınca, suçlayan arkadaşı, 'Çünkü ben öyle yapıyorum!..' demiş… buna göre, Başbakan Erdoğan'ın dindar kimliğinden endişe duydukları için köşke çıkmasına karşı olanlara, demek ki siz de dine ve dindarlığa karşınız! Şeklinde bir karşılık verilse merak ediyorum iki dolmayı yiyen körün dürüstçe itiraf ettiği gibi, evet karşıyız! Derler mi?
Yersiz ve özellikle de mesnetsiz fobilerimizden kurtulmalıyız. Bizim gibi düşünmeyen insanlar hakkında hukuk dışı suçlamalar yaparak, bizim gibi düşünmesini sağlayacağımızı zannetmek sadece kendimizi kandırmak aynı zamanda gülünç duruma düşürmek demektir. Sağımız, solumuz, önümüz ve arkamızdakilere güvenmeyip kime güveneceğiz Allah aşkına? Bunların hepsi de bizim gerçeğimiz. Bunları hayatımızdan çıkarmak istediğimizde geriye ne kalıyor! Hiç düşündük mü?
Her neyse, bu kadar hengameden sonra nihayet adaylık süreci başlamış bulunuyor Cumhurbaşkanlığı için. Anayasada belirtildiği üzere, şartları taşıyan her vatandaş adaylığını açıklayabilir. Açıklayacaklarda… Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasına taraf yada karşı olursunuz, sever yada sevmezsiniz. ama benim tahmin edeceğim sonuca bir etkisi olmayacaktır. bana göre, Başbakan Erdoğan aday olacak ve köşke çıkacaktır. bu bir kehanet olmadığı gibi iddia da değildir… sadece, demokrasi çarkının döndüğü demokratik hedefte gördüklerimdir… Vatana ve millete hayırlı olsun…

[BIDIBIDI]

Cumhuriyetin tehlikede olduğunu düşünerek...

Bunları Deli Saçması Olarak Nitelendiriyorum,

Sanmam ki Hiçbir Türk Evladı Ülkesinin Kötülüğünü isteyerek,
Siyasete girsin, Ülke Hakkında söz almak istesin, Milletini temsil etsin, başbakan olsun , cumhurbaşkanı olsun...

Sadece bu uğurda (ülkem daha nasıl ileriye gider,kalkınır) izlenen politikaların yanlışlığı,doğruluğu ; faydası, zararı tartışılır.

ve normal şartlarda hiçbir siyasi politika "milletin egemenliğini" tehlikeye düşüremez,

Çünkü Son Söz Milletindir.

[uzman2769]

Cumhuriyetin tehlikede olduğunu düşünerek...

Bunları Deli Saçması Olarak Nitelendiriyorum,

Sanmam ki Hiçbir Türk Evladı Ülkesinin Kötülüğünü isteyerek,
Siyasete girsin, Ülke Hakkında söz almak istesin, Milletini temsil etsin, başbakan olsun , cumhurbaşkanı olsun...

Sadece bu uğurda (ülkem daha nasıl ileriye gider,kalkınır) izlenen politikaların yanlışlığı,doğruluğu ; faydası, zararı tartışılır.

ve normal şartlarda hiçbir siyasi politika "milletin egemenliğini" tehlikeye düşüremez,

Çünkü Son Söz Milletindir.

Eyvallah BIDIBIDI Kardeş!....