Cumhuriyeti Anlamak Istiyorum!

[uzman2769]

Nedir bu cumhuriyet? Elle tutulan, gözle görülen bir şey mi? Nerede doğdu, nasıl büyüdü, nasıl bize geldi, niçin geldi ve şimdi ne durumda? Gerçekten bunları anlamak istiyorum. Uğruna hilafetin kaldırıldığı, kanlı devrimlerin gerçekleştirildiği Cumhuriyet, düşünüldüğü ve iddia edildiği gibi gerçekten tehlikede mi? Her yaştan, her kesimden ve inançtan insanların vazgeçilmez yaşam tarzı olan Cumhuriyeti kim neden yıkmak istesin? Cumhuriyet, bir mum mu ki üflenildiğinde sönsün? Adını Cumhur’dan yani halktan alan Cumhuriyeti halktan kim, niçin korumak ister? Bu söylentileri yayanlar, cumhuriyet adına farklı bir rejimin özlemi içinde olmadıklarının bir garantisi var mı?

Işte Cumhurbaşkanlığı seçim startıyla iyice çığırından çıkarılmaya çalışılan tartışmalarla son zamanlarda işi rejim sorununa dayandırmaya çalışan bazı çevrelerin anti demokratik eylem ve söylemleri ülke gündemini işgal etmiş durumda… her kafadan bir ses her gırtlaktan farklı bir nefes çıkıyor. Bu konuda hukukçular arasındaki görüş ayrılıkları da, hukukun neresinde olduğumuz sorusu kafaları karıştırmaya devam ediyor. Prof. Unvanlı bir hukukçunun “Ak” dediğine diğeri “Kara” diyebiliyor… kim doğru, kim yanlış? Anlamış değilim…

Anladığım ve doğru bildiğim bir şey var ki oda; Kişi iktidarı sever yada sevmez. AKP’li birinin Cumhurbaşkanı olmasını ister yada istemez. Iktidar yandaşı yada karşıtı olur, bu tamamen kişinin bileceği ve karar vereceği bir şeydir. Kimsenin bu konuda kimseye diyecek bir şeyi yoktur, olmamalıdır. Ama Cumhuriyete demokrasi dışı bir anlam yükleme çabalarına herkesin hukuk çerçevesinde söyleyeceği çok şeyi olur ki, neye uğradıklarına kendileri de şaşırır…
Bütün bu yaygaraları koltuk/ makam hırsına bağlamak istiyorum fakat siyasette kozları paylaşmanın yeri demokrasiye aykırı düzenlenen miting alanları değil sandık olmalıdır diye düşünüyorum.
Şunu da düşünmüyor değilim: Iktidar partileri hakkında yapılan anket araştırma sonuçlarında, iktidarı destekleyenlerin sayısı barajı aşmayacak kadar az olduğu gerçeğine alışık muhalefet, yapılan her ankette hala AKP’nin birinci sırada olmasının kendilerine verdiği sıkıntının bir şekil yansıması olarak mı görmek gerekiyor acaba?

Böyle bir gerçek varsa ki benim kanaatim bu yöndedir. O halde muhalefetin dönüp bunun hesabını kendine sorması gerekmez mi? Biz, nerede yanlış yapıyoruz diye? Aslında içinde öz eleştiri yapan, “Düşmanımın düşmanı benim dostumdur” mantığının her halükarda doğru olmadığına inanıp oyuna geldiklerinin farkına varan muhalefet partileri de yok değil.
Ama ısrarla halkın beklentilerinin tersine 1980 Askeri darbe ürünü olan ve günümüz de bilim yuvaları olan Üniversiteleri bilimin dışında kısır tartışmaların kaynağı haline getirilmeye çalışıldığı iddia edilen YÖK’ün geçen hafta muhtıra gibi açıklaması karşısında alkış tutanlar, halktan esirgemeye çalıştıkları demokrasinin bedelini ödemeye elbette ki katlanacaklar… asli görevi sınırları korumak olan ülkemizin saygın kurumlarından TSK için “Ordu göreve” pankartı açan demokrasi düşmanlarına imalıda olsa destek verirseniz, pek tabi ki bu halk da size karşı demokratik tepkisini sandıkta verecek demektir… demokrasinin nimet oluşu da bu olsa gerek…

Atatürkçü Düşünce Derneği’nin 14 Nisan’da Erdoğan’ın köşke çıkmasını engellemek için düzenlediği miting, mitinge katılacak siyasi parti, STÖ, STK, YÖK ve bazı devlet kurumlarının da aynı zamanda halka karşı demokrasi sınavı anlamındadır. Bu vesileyle göreceğiz kimin ne kadar demokrat, halkçı ve Cumhuriyetçi olduğunu.

Çağın gereklerine ayak uydurmayan, vatandaşın haklı beklentilerini görmezlikten, duymazlıktan gelen, görüş, düşünce, inanç ve demokratik özgürlüğü halkına reva gören, en önemlisi olaylara empati yaparak çözüm arama yerine özrü kabahatinden büyük yanlışlarla çözümü ilke edinen siyasi anlayışın geçmişte ve günümüzde, halka verecekleri bir şeyleri kalmayınca her on yılda bir neyi verdiklerini vatandaş çok iyi biliyor. Hafızası zayıf bir millet olduğumuz düşüncesinde olanlar, yeri ve zamanı geldiğinde halkın ortaya koyduğu özgür iradesiyle nasıl bir yanılgı içerisinde olduklarını kanıtlamıştır hep… Cumhuriyetin özü, esası da bundan başka bir şey değildir. herkesin bu gerçeği dikkate alarak siyasi eylem ve söylemlerine yön vermesi umuduyla…

[BIDIBIDI]

Cumhuriyet, düşünüldüğü ve iddia edildiği gibi gerçekten tehlikede mi?

Bence Değil..

Çağın gereklerine ayak uydurmayan, vatandaşın haklı beklentilerini görmezlikten, duymazlıktan gelen, görüş, düşünce, inanç ve demokratik özgürlüğü halkına reva gören, en önemlisi olaylara empati yaparak çözüm arama yerine özrü kabahatinden büyük yanlışlarla çözümü ilke edinen siyasi anlayışın geçmişte ve günümüzde, halka verecekleri bir şeyleri kalmayınca her on yılda bir neyi verdiklerini vatandaş çok iyi biliyor