Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

Fiziksel Kadrolaşmayı Bırak, Zihinsel Kadrolaşmaya Bak!...

Size ait , size özel , mektuplar , denemeler , oyunlar , kompozisyonlar, hikayeler , makaleler... Kısacası düz yazılarınızı buradan paylaşıyoruz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
uzman2769
Durgun Üye
Durgun Üye
Mesajlar: 70
Kayıt: 24 Eyl 2006, 12:28

Fiziksel Kadrolaşmayı Bırak, Zihinsel Kadrolaşmaya Bak!...

Mesaj gönderen uzman2769 »

Ülkemizdeki toplumsal huzursuzluğun başında gelen bir kavram olarak süregelmiştir devlet kurumlarındaki kadrolaşma! Bu durum “Demokrasi denen pişmiş aşa su katmaktır.” bana göre.
Cumhuriyet tarihinden bu yana muhalefet partilerinin iktidara karşı en etkili silahı olmuştur “Kadrolaşma” iddiaları. Öyle ki, iktidarın atadığı her kişi, ihtiyaç nedeniyle kurumlarda açtığı her yeni kadro, muhalefete göre kadrolaşmaya yöneliktir. Bu gibi iddiaların kamuoyunda değer görmesi, vatandaşın kadrolaşmaya karşı olduğunun net bir göstergesidir şüphesiz. Ama aynı vatandaş, seçim çalışmaları sırasında ya kendisi ya çocuğu yada bir yakınını bir yere yerleştirebilmesi için kendine en yakın siyasi bir partinin bayraktarlığını yapmaktan, kayıtsız şartsız savunucusu olmaktan kendini alıkoyamaz. Çünkü, sistem böyle oturmuş ve böyle yürüyor. Diplomalı olmanız, işinizi çok güzel yapmanız yeterli olmayabiliyor çoğu zaman! Seçim sonrası partisi kazanmış ve istediğini almışsa bu teslimiyet devam eder. Bunun aksi durumda ise, muhalefetin bayraktarlığını yapmakla meşguldür vatandaş. Neden?
Çünkü siyaset sanatı asimile olmuşta ondan!
Çünkü Siyaset sanatı yalan söyleme sanatına dönüşmüş de ondan!
Çünkü siyaset sanatı, ülkedeki etnik kökenlerin birleştirici yönleri üzerinde siyaset yapıp toplum huzurunu tesis etme yerine, hassas değerleri ve zayıf yönleri üzerinden siyaset yapmak suretiyle nifak tohumları ekerek, meydana gelen gerginlikler üzerine şahsi geleceklerini tesis etmek isteyenlerle dolmuştur da ondan!

Bunları anlamak ve algılamak için çok değil yakın bir geçmiş tarihe yolculuk yaparsak, o günlerde toplumsal huzursuzluklar ve ulusal sorunlarımız nelerdi? Bunların çözümü için kimler nasıl sözler verdi? Ve bu sorunların çözüme kavuşma yerine artarak nasıl büyüdüklerini net bir şekilde görürüz. Ve çok iyi biliyoruz ki, toplumsal huzursuzlukların baş aktörleri siyasi kararlar alan siyasetçilerden başkası değildir. O siyasetçiler ki, aldıkları yanlı ve yanlış kararların meydana getirdiği toplumsal huzursuzluğa son verecek kararları almaları beklenirken, bunu fırsat gören ve bütün bu kışkırtmalara ön ayak olan batılı terör destekçisi bazı ülkeler olduğunu bile bile icazet almak için kapılarına ve ayaklarına yüz sürmeyi marifet sayan yüzsüzler değil mi?


Türk siyaseti evrensel siyasetten uzak, ideolojik hatta ırkçılığa yakın bir eksende seyrediyor. Bu eksenin dışında kalanlar hayatlarının hiçbir yerinde iktidar nimetlerinden yararlanmayan yada yararlanmayı istemeyenler olsa da, eksenin içerisinde seyredenlere bakıldığında da durum içler acısı. Iktidar yandaşı olarak görev alan kişilerin ya mutlak surette itaati yada geldiği gibi gidişi göze alması gerekir. Doğru işe doğru kişi değil, iktidarın zihniyetine yatkın kişi tercih edilir. Eşit işe eşit ücret değil, Üniversite mezunu gençlerin simit satmaya zorlandığı, ilkokul mezunlarının da müdür masalarında makam tazminatı aldığı çarpık bir düzenle yaşamaya mahkum bir ülkeyiz. Iktidarlar bunları işe alırken, muhalefet “Kadrolaşma var” diye yakınır, işlerine son verince de “Kıyım var” diye avazı çıktığı kadar bağırırlar.

Her defasında yargının bağımsızlığından söz eden iktidar ve Muhalefet, bu mercilere yapılan şeffaf atamaların dahi altından “iktidar yanlısı” bir iddia ortaya atılır muhalefet tarafından… işte bu da “Dananın kuyruğunun koptuğu andır” kendini bilen her vatandaş için. Belli ve önemli bazı kadrolarda görev yapan kişilerin siyasi görüşlerinin olması hazmedilse de, Yargı gibi hak terazisinin başında yada içinde olan, görevleri dil, din, ırk, ideoloji gözetmeden, insanlara insan gözüyle bakan ve ilahi adalet anlayışıyla haklının hakkını vermek olan Yargı erkinin ideolojik bir yapıya sahip olması hiç kimsenin kabulleneceği bir şey değildir. Bu bana; birbirini sevmeyen iki kişinin kalabalık bir ortamda karşılaşmalarıyla birinin diğerine “Benim Annem senin Anneni genelevinde görmüş” diyerek, güya sevmediği kişinin Annesinin kötü yolda olduğunu o kalabalığa duyurarak rencide etmek istemiş. Bu suçlamaya karşı diğerinin cevabı gecikmemiş tabi. Demiş ki o da “Senin Annen dürüst bir kadınsa Genelevi’nde ne işi vardı?” tabii gerçekte hiç birinin annesi genelevinde değildi ama sevmediği kişiyi rencide etmek için uydurduğu bu iftira karşısında kendisinin daha çok rencide olduğu hikayeyi hatırlattı.

Şimdi iktidar ve muhalefet arasındaki kadrolaşma iddialarına baktığımızda iddia sahibi muhalefete “Bu atamaların kadrolaşmaya yönelik olduğunu nereden anlıyorsunuz?” şeklinde bir soru yöneltilse, merak ediyorum, acaba “Çünkü biz de iktidar olduğumuz dönemlerde bunu yapıyorduk onun için biliyoruz” deme cüretini gösterebilecekler mi? “Nasıl itiraf etsinler ki bu onların sonu olur” dediğinizi duyar gibiyim…

Evet! Demek ki balık baştan kokuyor, demek ki siyasi ahlak çöküntüye uğramış ve demek ki siyasetçilerimizin her şeyden önce siyasi anlayışlarında köklü bir reforma ihtiyaç var. Türk siyasetinin şahsında siyasetçilerimiz alnındaki bu kara lekeyi silmedikçe bana göre hiçbir şey, içinde bulunduğumuz bu kısır döngüden kurtuluş için çare değildir. Ben buna “Zihinsel kadrolaşma” diyorum… demokrasinin yayılması, vatandaşlık haklarından herkesin eşit şekilde yararlanması, ekonomik kalkınmanın sağlanması ve toplumsal huzurun tesisi için zihinsel kadrolaşmanın önüne geçilmedikçe fiziksel kadrolaşmayla mücadele, asla sorunlara çözüm değildir, olamazda. Kişinin fikri neyse zikri de odur. Bilmem anlatabildik mi?
Kullanıcı avatarı
sTRaLiS
Paylaşımcı Üye
Paylaşımcı Üye
Mesajlar: 3803
Kayıt: 24 Haz 2006, 18:08
Konum: SS.Çapa'dan
İletişim:

Mesaj gönderen sTRaLiS »

Çünkü siyaset sanatı asimile olmuşta ondan!
-asımıle ne demek ?

-uzman2769 hersey ıcın saol...bu yazdıklarını defalarca duydum dınledım,

fakat ne yapıcaz...mesela begenmedıgımız amerıkada secımı kaybeden sıyasetı bırakıyo bısmkıler de cıddı cıddı koltuk secdası var kımse bana vatan ıcın demesın ıanamam mumkun degıl...

-ben sıze saygımdan ve burdakı guzel dusuncelerınız dıkkate alaraktan bı soru sormak ıstıyorum

<23<24 yasındayım ama hangı partıye oy verıcemı kestıremıyorum bugune kadarda oy kullanmadım,
Resim Resimler Konusmaz Derler YALAN..O Gozler neler Anlatıyor Anlayana..Anlamak isteyene..
Resim


Vazgeçersen Kaybedersin
Kullanıcı avatarı
uzman2769
Durgun Üye
Durgun Üye
Mesajlar: 70
Kayıt: 24 Eyl 2006, 12:28

Mesaj gönderen uzman2769 »

sTRaLiS yazdı:
Çünkü siyaset sanatı asimile olmuşta ondan!
-asımıle ne demek ?

-uzman2769 hersey ıcın saol...bu yazdıklarını defalarca duydum dınledım,

fakat ne yapıcaz...mesela begenmedıgımız amerıkada secımı kaybeden sıyasetı bırakıyo bısmkıler de cıddı cıddı koltuk secdası var kımse bana vatan ıcın demesın ıanamam mumkun degıl...

-ben sıze saygımdan ve burdakı guzel dusuncelerınız dıkkate alaraktan bı soru sormak ıstıyorum

<23<24 yasındayım ama hangı partıye oy verıcemı kestıremıyorum bugune kadarda oy kullanmadım,
Sevgili Stralis kardeş!.. bir kaç gündür bir seyahatteydim. mesajını yeni gördüm. geç cevap için özür dileyerek başlamak istedim.
Asimile: Kendi kültüründen başka bir kültürü benimseme, özünü kaybetme , buna inancıda koyabiliriz...

Bizim hiç bir şeyimiz gelişmiş ülkelere benzemiyor ki siyasetçilerimiz de benzesin...

Hangi partiye oy vermeniz gerektiği konusu da; bana kalırsa al birini vur ötekini derim. ama oy kullanmak vatandaşlık görevi olduğu gibi kutsal bir görevdirde... bunun için vicdanınızın sesine kulak verin her şeyden önce... ve kendinize en yakın, en uygun olanı hangisiyse ona verin... ilk defa kullanacağınız oyunuzun size ve ülkemize hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum kardeşim... bu arada Kutlu Doğum Haftası nedeniyle idrak edeceğimiz Mübarek Kandilinizi tebrik ediyorum...
Cevapla

“Mektuplarınız-Denemeleriniz-Makaleleriniz” sayfasına dön