Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

"INCELDI?I YERDEN KOPSUN" AMA

Size ait , size özel , mektuplar , denemeler , oyunlar , kompozisyonlar, hikayeler , makaleler... Kısacası düz yazılarınızı buradan paylaşıyoruz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
uzman2769
Durgun Üye
Durgun Üye
Mesajlar: 70
Kayıt: 24 Eyl 2006, 12:28

"INCELDI?I YERDEN KOPSUN" AMA

Mesaj gönderen uzman2769 »

PKK Terör örgütüyle mücadelede yaklaşık olarak 25 yılı geride bıraktık. Eli kanlı bu örgütün mücadele gerekçesi gerçekten Kürt kökenli vatandaşlarımızın haklarını savunmak mı? Sorusunu 7 yaşındaki bir çocuğa sorsanız dahi “HAYIR” diyeceğini her Türk vatandaşı biliyor artık. Geride bıraktığımız 25 yıl gibi uzun bir zaman yaşayacak kadar bunlar köklü ve güçlüler mi? Sorusuna cevap arayalım isterseniz… bunlar için zamanında “3-5 baldırı çıplak, çapulcu” diyenlerin bu gün geldiğimiz noktada ne kadar yanıldıklarını içlerinden fısıldıyorlar mı? Doğrusu merak ediyorum… bu ifadeyi kullananlar belli ki bunların arkasında başta ABD olmak üzere birçok batılı devletlerin olduğu yada olacağı ihtimalini görmediklerinden mi? Yoksa tipik sloganik yaşam tarzının bir çeşit dışa yansıması mı? Sorusuna verilecek cevap gerçekten merak konusu…
Bu uğurda verdiğimiz kayıpların sayısı 40 binlere dayandı… 90’lı yılların ortalarında, kendi paramızla aldığımız tankları, Iç Güvenlik Harekâtında kullandığımız için Almanya’dan ihtar yediğimiz gün bu örgütün arkasında batının olduğunu, Irak sınırında, 400 kişilik PKK’lının saldırdığı askeri birliğimize ağır bir zayiat verdirdiği olayda Mehmetçiğin hırsla takip ettiği bu hainleri çembere alıp imha edeceği safhada Irak’ın Kuzeyinde ÇEKIÇ GÜÇ adıyla konuşlanan ABD’nin helikopterleri uluslar arası anlaşmanın verdiği hak ve yetkileri aleyhimize kullanarak çatışma bölgesine girip teröristleri, ölüsü ve yaralısıyla Mehmetçiğin oluşturduğu güvenlik çemberinin içinden alıp sınır ötesine taşıdıkları gün bunların yalnız olmadığını, yüksek rütbeli bazı askerlerimizin suikast ve faili meçhul cinayetlere kurban verildiği sıralarda verilen siyasi ve askeri tepkiler aslında bu günlerin habercisi olduğunu sokaktaki vatandaş dahi duyup, görüp yaşadı ama maalesef bunları duyması, görmesi ve yaşaması gerekenler duymamış, görmemiş ve yaşamamışlardı. Teröristlerin yalan ve iftiralarıyla ikna edip desteklerini aldığı batılı ülkelere ya biz doğrularımızı anlat(a)madık, yada onlar anlamadı veya anlamak istemediler!
Batılı sözde dost ve müttefik ülkelerin bize karşı tutumları ortada iken, Irak’ın kuzeyinde bulunan ve onlarca yıl Irak yönetiminin zulmü altında inleyen Kürt gruplarını kendi tarafımıza çekme yerine onları da işgalci güçlerin kucağına atarak yanlışlarımıza yenilerini ekledik.
Bugün Kuzey Irak’a girelim diye seslerini yükseltenler, daha önce onlarca defa girilmesine rağmen bu olayların seyrini ne kadar değiştirdi ki, bu kadar vaveyladan sonra bir daha girilse neyi değiştirecek? Sorusunun cevabını geçmişi muhakeme ederek vermek zorundayız.
Kabul etsek de etmesek de, ABD’nin kontrolünde bir Kürt Devleti kurulmuş ve o devletin kaşesi olmadan Irak’a geçiş yapamıyor araçlarımız. Hem de aşiret reisi diye küçümsediğimiz Barzani’nin başkanlığında!... aşiret reisi diye küçümsediğimiz başka birisi de Talabani ve bu Talabani bu gün Irak devletinin resmi Cumhurbaşkanı!... bizim görüşmeye değer görmediğimiz kişileri, dünyanın süpergüç devletleri alıp karşımıza birini Kürtlere Başbakan diğerini Iraklılara Cumhurbaşkanı yaptı!...
Oysa, bizim bunları görüşmeye değer gördüğümüz bir zamanlar “Peşmerge” diye tabir ettiğimiz askerleriyle PKK ile büyük bir mücadelenin içerisine girmiş ve ciddi kayıplar verdirmişlerdi… Ne zaman ki işgalci güçlerin bölgede aleyhimize çıkardığı fitneliklere kanıp onlarla diyalogu kestik, işte o zaman terörle olan sorunlarımız, içimizdeki işbirlikçilerin ihanetiyle de varlığını günümüzde de sürdürmeye devam ediyor. Halbuki onlara, “Sizlerin Saddam rejiminden çektiğiniz zulmü anlıyor, çıkış yolu olarak almış olduğunuz özerklik kararınızı desteklemesek de kararınıza saygı duyuyor ve tarafsız kalıyoruz… ancak, bölgenizde ki otorite boşluğundan yararlanıp ülkemize ve insanımıza zarar veren pkk terörünü barındırmanız halinde bu görüş ve duruşumuz aleyhinize değişir!” şeklinde bir yaklaşım beklide bugün bayram öncesi onlarca ailenin şahsında 72 milyonun yüreğine ateş düşmeyecek, tozlu raflardaki tarih sayfalarında kalacaktı!...

Ama olmadı, yap(a)madık!... Bayramın coşkusunu kuzularıyla birlikte geçirmeyi arzulayan onlarca aileye bayram arifesinde Ay yıldızlı bayrağa sarılı tabutları göndermek zorunda kaldık. Hem de içinde, biricik dünyaları olan evlatlarının Naaş’ıyla birlikte!... O ailelerin kutsal acısını kuşkusuz her vatansever yüreğinde hissetmiş ve paylaşmıştır. Ancak, hissetmekle yaşamak çok farklı bir duygu olduğunu yaşayanlar çok iyi bilir… Hani derler ya, “Ateş Düştüğü Yeri Yakar” diye! Işte ateşin düştüğü yerde birileri yanarken, bizler sadece ah- vahlarla manen hissetmeye çalıştık o ateşi… o ateşten manen ne kadar etkilendiklerini merak ettiğimiz birileri vardı ki, 72 milyonun gözleri bir anda onlara döndü bayram coşkusunu bir tarafa bırakarak… Elbette ki dikkatleri üzerine çeken TBMM’nin şahsında Hükümetten başkası değildi. Hükümet kendilerinden bir tepki bekleyen Tük milletinin yüreğine sınır ötesi askeri harekât için “TEZKERE” çıkarma açıklamaları ile adeta su serpti bayram öncesi… Bayramın bitmesiyle meclise gelen Tezkere, jet hızıyla ve ezici çoğunlukla kabul edildi geçtiğimiz hafta. ama ne acıdır ki, yüreğimize su serpen bu TEZKERE’nin uygulanma arzusu konusunda beklentiler farklı olsa da terörle aynı noktada buluştuğumuzu gördük bu hainlerin son saldırısıyla…

Evet, Tezkere’nin kabulü üzerinden henüz 4 gün geçmişti ki, Türkiye’nin çok önemli bir demokrasi sınavı verdiği Referandum gününde, 12 tane daha Mehmetçiğimizin kanını döktüler, hunharca ve kalleşçe!... Hem de daha bayram arifesinde şehit düşen 13 + 2 Mehmet’in acısıyla yanmaya devam ettiğimiz bir anda… amaç, hareket alanlarının kısıtlandığı, dünya ülkelerinin yüksek sesle kendilerini terör örgütü olduklarını dile getirmesi, Irak Cumhurbaşkanı Talabani’nin dahi “Ya silahı bırakın! Yada Irak topraklarını terk edin!” açıklamaları karşısında kendi içlerinde de ciddi bölünmelerin yaşandığı bir dönemde, bu hainlerin TEZKERE sonrası yaptığı bu kanlı eylemle, siyasi otoriteyi sınır dışı harekata zorlamak, dikkatleri sınır dışına çevirirken içerde daha büyük çaplı eylem gerçekleştirmeye zemin hazırlamaktır.

Terörle mücadele konusunda öyle bir noktadayız ki, güvenlik zirvesinin alacağı kararlar her zamankinden daha büyük önem arz etmektedir. Atılacak her yanlış bir adım yada alınacak her yanlış bir karar, telafisi mümkün olmayan yaralar açabilir Allah korusun! Geldiğimiz bu noktada sınır ötesi bir operasyonu yapmaktan vazgeçmek kadar uygulamanın da Irak, Türkiye hatta bölge ülkeleri için çok boyutlu kayıpları söz konusudur. Irak’ın Kuzeyindeki yönetimin başında bulunan Barzani’nin olayla ilgili ilk tepkisine bakıldığında, ABD’ye teslimiyetin açık bir delili olduğunu anlamamak gaflet, dalalet ve cehalettir…
Düşünebiliyor musunuz? ABD’nin himayesiyle bölgedeki varlığını sürdürdüklerine inanan bir toplumun lideri olan Barzani, ABD’nin terör örgütü diye tanımladığı pkk’yı terör örgütü olarak görmediğini dünya basınına haykırabiliyor! Bu haykırışın ABD’nin aynı zamanda şahsi görüşü olduğunu bizlere anlatmaya çalışmıyor mu? Dost bildiğimiz bu hainlerin, en son temsilciler meclisinde kabul edilen Ermeni soykırımı yasa tasarısının genel kurula getirilmeme taleplerini sadece çıkarları doğrultusunda olduğu gerçeklerini hep birlikte duymadık mı? Bu terör hainleri için de her defasında sözde duygularımızı okşayan demeçler verip, gerçekte de alıp verdikleri nefesi kendilerine borçlu olan Barzani’nin kendi bilgileri dışında Türkiye’yi tehdit ve tahrik edici açıklamalar yapacağı mümkün mü? Bununla ABD gayri resmi sözcüsü Barzani’nin açıklamalarıyla Türkiye’ye sözde sizin özde de terörün arkasındayım mesajı vermiştir. Umarım, anlaması gerekenler gerekli mesajı almıştır!

Bu noktada, gerek Irak hükümetinden gerekse de kuzeydeki yönetimden bir talepte bulunmak yâda ABD’nin çirkin emellerine tuz- biber olacak o bölge halkıyla bir çatışmaya girmek yerine asıl bataklık olan ABD’ye karşı çok ciddi tavırlar ve kararlar alınmalı… hiç vakit kaybedilmeden, Türkiye’nin başbakanı sıfatıyla sayın Erdoğan’ın “Inceldiği yerden Kopsun” dediği şu günlerde, bu terör hainlerinin elebaşlarını 3-5 gün içerisinde teslim etmedikleri taktirde, ABD ile diplomatik ilişkileri kesmek, Incirlik üssünü kapatmak ve her türlü siyasi, askeri ve ekonomi işbirliğini askıya alacağımız konusunda çok ama çok kararlı bir duruş sergilenmeli, bununla birlikte sınır ötesi harekatı da en az zayiatla çok büyük kayıplar verdirmek için, kara birlikleriyle değil teknolojik araçlardan maksimum faydalanılarak, hava araçlarıyla yapmamız gerektiğine inanıyorum… çok iyi bilinmelidir ki pkk terörü ABD’nin Irak’taki bataklığında türeyen sineklerdir. Bu sinekleri öldürmekle vakit kaybetmektense bataklığın kuruması için vakit kaybedilmemeli diye düşüyorum… evet! “INCELDI?I YERDEN KOPSUN” Hatta biran önce kopsun ama elimizde kalıp üstümüze bulaşmasın!...
Kullanıcı avatarı
BIDIBIDI
Web Master
Web Master
Mesajlar: 8611
Kayıt: 01 Haz 2006, 03:01
İletişim:

Mesaj gönderen BIDIBIDI »

uzman2769 yazdı:ama maalesef bunları duyması, görmesi ve yaşaması gerekenler duymamış, görmemiş ve yaşamamışlardı.
uzman2769 yazdı:“INCELDI?I YERDEN KOPSUN” Hatta biran önce kopsun ama elimizde kalıp üstümüze bulaşmasın!...
tedbirli , kararlı , yürekli ve rasyonel olarak koparırsak elimize , yüzümüze , üstümüze başımıza bulaşmayacağı kesindir. :D

Ne denir ki , bunlar çok acı olaylar , dediğiniz gibi , "Ateş Düştüğü Yeri Yakar” , illerimiz tek tek yanıyor , bu yangının başka yerlere sıçramaması ve söndürülmesi temennimiz , süreli çıkan tezkerenin , tez bir şekilde uygulunması temennimiz.

Ellerinize sağlık , yine sade dille yoğun duygular içeren bir yazıydı.
Cevapla

“Mektuplarınız-Denemeleriniz-Makaleleriniz” sayfasına dön