Baykal'a Yazık Etmeyin!...

[uzman2769]

Her genel ve Yerel seçimlerin ardından birileri eleştiri oklarının hedefi olur. Bu seçimde de görülüyor ki CHP'den beklenen başarının sandığa yansımaması Genel Başkan Deniz Baykal'a bu oklar yöneltilmiş durumda.
Halbuki, CHP %30 oy almış olsaydı bu protestocular Baykal'ı yere göğe sığdırmayacakları. Oysa Baykal, seçim kampanyası süresince siyasi malzeme olarak ele aldığı her konu ve kullandığı her argüman, gerek örgütün içerisinde aktif olanlar gerekse de CHP'ye gönül veren tabanı tarafından büyük bir ilgiyle karşılanıyor, coşkuyla alkışlanıyordu. “Hiçbir yetkili ağız çıkıp (Baykal'ın sözlerine, siyasi üslubuna, meydanlarda işlediği konulara karşı) Genel Başkanımızın bu eylem ve söylemine katılmıyorum.” Şeklinde bir beyanat da duymadım şahsen.
Baykal çiçeği burnunda bir siyasetçi değil, yarım asra yakın siyasi kimliğiyle savunduğu ve inandığı değerlerinden asla taviz vermeden bu güne kadar gelmiş, sol görüşün duayeni konumunda bir liderdir.

Baykal, savunduğu değerleri ve savunma şeklini, üslubunu perde arkasında, kapalı kapılar ardında değil, basında ve meydanlarda yapıyordu. Buna karşılık, parti mensupları da bu açıklamaların arkasında olduklarını deklare edip tabandan da alkış alıyorlardı. Şimdi Baykal muhaliflerine sormak gerekmez mi; madem bu söylemlere katılmıyor idiyseniz neden yuhalamadınız da alkış tuttunuz? Söylemlerine katılıyorsanız, halkın teveccühüne neden tahammül göstermeyip Baykal'ı günah keçisi yapmaya çalışıyorsunuz?

Baykal, tek partili dayatmacı sistemin hâkim olduğu yıllardan kalma bir anlayışla, Cumhurbaşkanlığı 1. tur seçiminin iptali için açtığı dava henüz sonuçlanmadan, çıkıp “Anayasa Mahkemesi Iptal Kararı vermelidir. Yoksa iç çatışma çıkar!” dediğinde, hangi biriniz çıkıp, temeli sosyal demokrat olan, hukukun üstünlüğünü savunan bir siyasi partinin Genel Başkanı olan Deniz Baykal'ı bu antidemokratik açıklamasından dolayı kınıyor ve partimden istifa ediyorum. Dediniz?
Tepki gösterip istifa eden olmadığına göre, Allah'a inandıkları kadar demokrasi ve hukukun nimetlerine inanan halkın bunu karşılıksız bırakmayacağını anlamanız gerekmez miydi?
Baykal, seçim meydanlarında yaptığı siyasetin seviyesini düşüre düşüre başbakan Erdoğan'ın kolundaki saat seviyesine kadar indirdiğinde, halkın ucuz siyasete prim vermeyeceğini akıl etmeniz gerekmez miydi?

Kampanya sürecinde taşınan bir işyerinin kapalı kepengini fotoğraflayıp, “Yalanını da al da git” sloganıyla iflas eden esnafın kepenkleri kapattığı ilanını gazetelerde yayınladığında, olayın düzmece olduğu ortaya çıkınca da CHP'li Önder Sav'ın çıkıp, “Bu çalışma bilgimizin dışındadır. Kampanyayı yürüten ajansın sorumluluğundadır.” Dediğinde, kimin yalanını alıp gitmesi gerektiğine halkın o gün karar verdiğini tahmin etmeniz gerekmez miydi?

Savaş yorgunu bir neslin devamı olan Türk halkı, aynı zamanda toplumsal çatışmaların yerini barış ve kardeşliğe bırakmanın henüz rahatlığını yaşamaya başlamış ve terör örgütü pkk ile mücadelenin sadece silahlı mücadeleden ibaret olmadığı, silahlı mücadelenin yanında kaynaklarını kurutmak için siyasi mücadelenin de en az silahlı mücadele kadar önemli olduğu gerçeğini göz ardı edip, ırak'ın Kuzeyine askeri müdahalenin önünü arkasını düşünmeye bile fırsat tanımadan siyasi rant uğruna savaş çığırtkanlığı yapmaya çalışan her kim olursa olsun, bu milletin iktidar ruhsatı vermeyeceğini, sandığa yansıttığı iradesiyle teyit etmiş olmuyor mu?

Hal böyle iken, Baykal'ı istifaya zorlamanın CHP'nin geleceği konusunda nasıl bir gelişme bekleniyor? CHP'ye gönül ve oy verenlerin her biri bir Baykal değil mi? Kişiler isme değil, icraatlara taraf yada karşı olur. Gelecek başka bir isim de aynı yolda siyaset yapacaksa, kendi alanında ihtisas yapmış Deniz Baykal'a 70'inden sonra yapılmak istenen bu eziyet ne?

CHP’nin Gerçekten başarılı olma gibi bir arayışı varsa ki vardır.
O halde değiştirilmesi gereken şahıslar değil, kafalar olmalı… Kafaların içi olmalı...
Baykal çıkıp, “Bizim için, ilkeli davranmak,ilkelere sahip çıkmak iktidar olmaktan daha önemli ve önceliklidir. Biz görevimizi layıkıyla yaptık. Oyumuzu da 1,5 puan arttırdık. başarılıyız, istifa etmiyorum!” Dedi.
Bana göre de Baykal bu söylemlerinde sonuna kadar haklı. Çünkü sayın Baykal’da çok iyi biliyor ki, bu politikayla alınabilecek en yüksek oyu almış zaten. Baykal’ın istifaya davet edilmesi değil, taçlandırılması lazım. Umarım, bu konuda herkes kendini bir kere daha sorgulama gereği duyar ve 70 yaşındaki Baykal’a daha fazla eziyet etmezler.