Elbirliği Ile Başardık!...
Gönderilme zamanı: 25 Tem 2007, 14:20
Seçim sonuçları bazılarınıza sürpriz gelebilir. Seçmeni bilinçsiz diye suçlayabilirsiniz, farklı komplo teorileri de üretebilirsiniz. Ama inanın bu sonuç bana sürpriz gelmedi. Seçmenin de düşünülebilineceği gibi bilinçsiz değil, aksine çok bilinçli oy kullandığına inanıyorum. Neden mi?
Bu soruya sağlıklı yanıt bulmak için seçim öncesine gidelim. Hatta Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine gidelim.
Cumhurbaşkanı adayını açıklaması konusunda muhalefetin saldırısıyla start alan Iktidar partisinin masumiyeti ve mağduriyeti muhalefetin, Cumhurbaşkanı seçimi için meclise gitmeyerek gün yüzüne çıktı. Bununla kalmayıp Anayasa mahkemesine olayın taşınması ve beraberinde e-muhtırayla ayyuka çıktı. Anayasa mahkemesinin de kamu vicdanını rahatlatmayan iptal gerekçesi aslında bugünlerin habercisiydi.
Iktidar partisinin seçim kararını almakla ne kadar isabetli bir karar verdiğini alınan sonuçlarla bir kere daha anlıyoruz.
Sandığa yansıyan millet iradesinin başarısı tek başına Ak Parti’nin olduğunu düşünenlerin, başta muhalefet partilerine, Askere, Yargıya, YÖK’e ve bazı rektörlere büyük haksızlık olacağı göz ardı edilmemelidir. Bu başarı bana göre, Ak Partinin değil, elden gidiyor naraları atıp, Cumhuriyet mitinglerini organize eden STÖ’ler ve oraya iştirak edip, ön sıralarda yüksek sesle marş okuyup slogan atan etiket sahibi zatlarındır.
Bu başarı; Üniversite sınavını iptal edip, öğrencilerin mevcut yoklamasını miting alanlarında alan rektörlerindir…
Bu başarı; Deniz Baykal’ın; Cumhurbaşkanı seçimlerinin birinci turu için açtığı dava henüz karara bağlanmadan, “Anayasa Mahkemesi iptal kararı vermelidir. Yoksa ülkede iç çatışma çıkar” tehdidinindir…
Bu başarı; Devlet Bahçeli’nin Erzurum’da miting alanında kalabalığın üzerine ip atmasınındır…
Bu başarı; seçim kampanyalarına “olmayacak duaya amin” dedirtmeye çalışan, birbirinin kopyası sloganlar kullanan muhalefet partilerinin ve bunlara alkış tutan seyircilerinindir…
Bu başarı; son günlerde vatan için kanını bu topraklara akıtan şehitlerin üzerinde yapılan çirkin siyasetin başarısıdır…
Bu başarı; Irak’ın kuzeyine askeri bir operasyonun gerekliliğine inanan Genel Kurmay’ın siyasi karar talebini fırsat görüp, ülkeyi maceralara sürüklemek isteyen çevrelerin, bu iktidardan kurtulmak için savaş çığırtkanlığı yapmaktan çekinmeyenlere karşı duranlarındır…
Bu başarı; Mesnetsiz birçok siyasetine, muhalefet partilerini dahi kendilerine muhalefet etme zorunda bırakan ana muhalefetin başarısıdır.
Ve en önemlisi bu başarı; halkın iktidarıyla genleri bir türlü uyuşmadığı, hükümetin çıkardığı yasaların ve atamaların birçoğunu keyfi veto ederek, Cumhur’dan uzak duran Cumhurbaşkanı Ahmet Nejdet Sezer’indir.
Kısacası bu başarı tüm Türkiye’nindir… el birliğiyle kimimiz hizmet ederek, kimimiz çamur atarak, kimimiz saldırarak yeniden daha güçlü bir şekilde iktidara getirdik Ak Parti’yi. Hiç kimsenin kimseyi suçlamasına ve tebrik etmesine gerek duymuyorum. Tebrik edilecek birileri varsa, bu gelişmelere sessiz sedasız hakem olan, söz sırası kendisine geldiğinde hiç tereddütsüz doğruları konuşan halkımızdır…
Aylardır herkes konuştu, halk saygıyla dinledi. 22 Temmuz’da söz sırası kendisine geldiğinde onlarda o gün özgür iradelerinin temsilcisi olan sandığa içini döktüler… şimdi onların kararına saygı duymak hepimizin görevi…
Sandığa yansıtan iradesiyle demek ki halk; iş ve aştan daha çok önem verdiği toplumsal barıştan, halkların kardeşliğinden, daha çok demokrasiden, reformların devamından yana olduğunu ortaya koymuştur. Diğer partilerimiz bunlara karşı mı diye soracak olursanız elbette hayır. Ancak, AB’ye uyum yasalarıyla temelini bu iktidarın attığı demokratikleşme sürecinin devamını da ancak bu iktidarın getireceği kanaati var…
Demek ki, Ak Partiye alternatif olabilecek bir partiyi göremedi halk! Sivri zekalının biri “Mazot 1 YTL. Olacak” dedi. Hemen hemen tüm partiler mal bulmuş mağribi gibi üşüştüler o sloganın etrafında! Iktidarın çıkıp; “Çiftçiye verdiğimiz Doğrudan Gelir Desteği’yle zaten mazot bir YTL’ye düşüyor” cevabıyla mazot bidonları ellerinde kaldı. Şimdi bu sonuçların müsebbibi reel politikalar üretemeyen muhalefet partileri mi? Yoksa birbirileri arasında belirgin farkları görmedikleri için Ak Parti’ye istemeyerek de olsa oy verenler mi? Düşünün ve karanızı verin…
http://www.alsatgazetesi.com/a_article_view.php?idx=93
Bu soruya sağlıklı yanıt bulmak için seçim öncesine gidelim. Hatta Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine gidelim.
Cumhurbaşkanı adayını açıklaması konusunda muhalefetin saldırısıyla start alan Iktidar partisinin masumiyeti ve mağduriyeti muhalefetin, Cumhurbaşkanı seçimi için meclise gitmeyerek gün yüzüne çıktı. Bununla kalmayıp Anayasa mahkemesine olayın taşınması ve beraberinde e-muhtırayla ayyuka çıktı. Anayasa mahkemesinin de kamu vicdanını rahatlatmayan iptal gerekçesi aslında bugünlerin habercisiydi.
Iktidar partisinin seçim kararını almakla ne kadar isabetli bir karar verdiğini alınan sonuçlarla bir kere daha anlıyoruz.
Sandığa yansıyan millet iradesinin başarısı tek başına Ak Parti’nin olduğunu düşünenlerin, başta muhalefet partilerine, Askere, Yargıya, YÖK’e ve bazı rektörlere büyük haksızlık olacağı göz ardı edilmemelidir. Bu başarı bana göre, Ak Partinin değil, elden gidiyor naraları atıp, Cumhuriyet mitinglerini organize eden STÖ’ler ve oraya iştirak edip, ön sıralarda yüksek sesle marş okuyup slogan atan etiket sahibi zatlarındır.
Bu başarı; Üniversite sınavını iptal edip, öğrencilerin mevcut yoklamasını miting alanlarında alan rektörlerindir…
Bu başarı; Deniz Baykal’ın; Cumhurbaşkanı seçimlerinin birinci turu için açtığı dava henüz karara bağlanmadan, “Anayasa Mahkemesi iptal kararı vermelidir. Yoksa ülkede iç çatışma çıkar” tehdidinindir…
Bu başarı; Devlet Bahçeli’nin Erzurum’da miting alanında kalabalığın üzerine ip atmasınındır…
Bu başarı; seçim kampanyalarına “olmayacak duaya amin” dedirtmeye çalışan, birbirinin kopyası sloganlar kullanan muhalefet partilerinin ve bunlara alkış tutan seyircilerinindir…
Bu başarı; son günlerde vatan için kanını bu topraklara akıtan şehitlerin üzerinde yapılan çirkin siyasetin başarısıdır…
Bu başarı; Irak’ın kuzeyine askeri bir operasyonun gerekliliğine inanan Genel Kurmay’ın siyasi karar talebini fırsat görüp, ülkeyi maceralara sürüklemek isteyen çevrelerin, bu iktidardan kurtulmak için savaş çığırtkanlığı yapmaktan çekinmeyenlere karşı duranlarındır…
Bu başarı; Mesnetsiz birçok siyasetine, muhalefet partilerini dahi kendilerine muhalefet etme zorunda bırakan ana muhalefetin başarısıdır.
Ve en önemlisi bu başarı; halkın iktidarıyla genleri bir türlü uyuşmadığı, hükümetin çıkardığı yasaların ve atamaların birçoğunu keyfi veto ederek, Cumhur’dan uzak duran Cumhurbaşkanı Ahmet Nejdet Sezer’indir.
Kısacası bu başarı tüm Türkiye’nindir… el birliğiyle kimimiz hizmet ederek, kimimiz çamur atarak, kimimiz saldırarak yeniden daha güçlü bir şekilde iktidara getirdik Ak Parti’yi. Hiç kimsenin kimseyi suçlamasına ve tebrik etmesine gerek duymuyorum. Tebrik edilecek birileri varsa, bu gelişmelere sessiz sedasız hakem olan, söz sırası kendisine geldiğinde hiç tereddütsüz doğruları konuşan halkımızdır…
Aylardır herkes konuştu, halk saygıyla dinledi. 22 Temmuz’da söz sırası kendisine geldiğinde onlarda o gün özgür iradelerinin temsilcisi olan sandığa içini döktüler… şimdi onların kararına saygı duymak hepimizin görevi…
Sandığa yansıtan iradesiyle demek ki halk; iş ve aştan daha çok önem verdiği toplumsal barıştan, halkların kardeşliğinden, daha çok demokrasiden, reformların devamından yana olduğunu ortaya koymuştur. Diğer partilerimiz bunlara karşı mı diye soracak olursanız elbette hayır. Ancak, AB’ye uyum yasalarıyla temelini bu iktidarın attığı demokratikleşme sürecinin devamını da ancak bu iktidarın getireceği kanaati var…
Demek ki, Ak Partiye alternatif olabilecek bir partiyi göremedi halk! Sivri zekalının biri “Mazot 1 YTL. Olacak” dedi. Hemen hemen tüm partiler mal bulmuş mağribi gibi üşüştüler o sloganın etrafında! Iktidarın çıkıp; “Çiftçiye verdiğimiz Doğrudan Gelir Desteği’yle zaten mazot bir YTL’ye düşüyor” cevabıyla mazot bidonları ellerinde kaldı. Şimdi bu sonuçların müsebbibi reel politikalar üretemeyen muhalefet partileri mi? Yoksa birbirileri arasında belirgin farkları görmedikleri için Ak Parti’ye istemeyerek de olsa oy verenler mi? Düşünün ve karanızı verin…
http://www.alsatgazetesi.com/a_article_view.php?idx=93