Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

Kararlı "KARARSIZ"lar

Size ait , size özel , mektuplar , denemeler , oyunlar , kompozisyonlar, hikayeler , makaleler... Kısacası düz yazılarınızı buradan paylaşıyoruz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
uzman2769
Durgun Üye
Durgun Üye
Mesajlar: 70
Kayıt: 24 Eyl 2006, 12:28

Kararlı "KARARSIZ"lar

Mesaj gönderen uzman2769 »

Her seçim döneminde siyasi partilerin vazgeçilmez portföyü kararsız seçmenlerdir şüphesiz. Liderlerin seçim beyannamelerinde ki süslü vaatleri, bol keseden atmaları, “o şunu veriyorsa benden bir fazla” şeklindeki kampanya çalışmalarının hedefinde bu kararsızların kendilerinden yana karar vermelerini sağlama çalışmalarıdır. Bizde böyle, önce mağduriyeti doğururlar, sonra da bu mağduriyetlerin istismarını yaparak oy avcılığına soyunurlar. Hatta bu konular öyle istismar edilir ki, devletin bazı kurumlarını rencide edecek, demokrasi dışı bazı icraat ve açıklamalar yapmak zorunda bırakacak kadar ileriye götürülür.
Son 20 yılın seçim vaatlerine bakıldığında; sağ görüşlü partilerin “Başörtüsü Sorunu” en çok malzeme konusu yapıldığı gibi günümüzde de sağlıklı bir çözüme kavuşturulmadığı için yapılmaya devam ediliyor. Bu konuda her partinin de kendine has çözüm şekillerini gördük. Bunlardan, RP, “Rektörler başörtülülere selam duracak” sözü, başörtülülerin daha çok baskı ve zulüm görmesine sebebiyet verirken, “Bu sorunu biz mecliste çözeriz” sloganıyla meclise giren MHP’nin çözüm şekli ise, meclise giren tek kadın milletvekilinin başını açma konusunda ikna edilerek, mecliste çözmüş olduğunu gördük. En son Ak Parti iktidarı ise, “Biz kimseye başörtüsü sorununu çözeceğiz vaadinde bulunmadık!” diyerek, başörtüsünü gündemine bile almadan farklı bir çözüm bulmuşlardı.
Yani geçmişte, kiminin “boyun borcu”, kiminin “erkek sözü” dediği bu sorunun çözümü konusunda bugün de birileri (DP) biraz daha dozunu arttırmış ve “Namus Borcu” olarak görmeye başladıklarına maalesef şahit oluyoruz. Çözebilirler mi? Elbette çözebilirler! Sorun çözümün istenmemesinde! Bunun yerine koyacak yeni ve daha etkili bir yasak bulurlarsa tabi ki bu sorunu gündemden düşürecek ortak kararı alırlar. Aksi halde hukuk devletinde çözümsüz bir sorun olabilir mi?
Şimdi gelelim, “Başörtüsü üzerinden dini istismar ediyorlar” diyen sol görüşe sormamız gereken soruya; size göre bunlar (sağ partiler) dini değerleri istismar ederek siyaset yapıyorlarsa, neden, hukuk dışı uygulamaların doğurduğu bu mağduriyetlerin giderilmesi konusunda atılan hukuki adımlara şiddetle karşı çıkıyorsunuz? Bu durumda, istismar alanlarını bu çevrelere açan, buna imkân sağlayan sizler değil misiniz?
Söylemlerinizde samimi iseniz, bu ülkenin bir gerçeği olan dindar kesimi neden sağ görüşlü partilerin politikalarına mahkum ediyorsunuz? Elin oğlu, Ay’da hayat arama, Mars’a seferler düzenleme, orada arsa satışı yapmakla meşgul iken, bizimkilerin yaptığı, yapmaya çalıştığı, “Ucuz siyasetle ucuz kahramanlık!” değil de nedir Allah aşkına?
Her politikacının ağzında işsizlere verecekleri maaş var. Belli ki, siyasi anlayışları işsizler ordusunu bitirmeye değil, çoğaltmaya yönelik. Hiç birinin ağzından, Cumhuriyet tarihinden bu yana, silah, malzeme ve teçhizat bakımından, dışa bağımlı hale getirilen Ordumuzun Tankı’nı Topunu, Silahını, malzeme ve teçhizatını karşılayacak yerli savunma sanayinin geliştirileceği, destekleneceği sözü çıkmıyor. Yerli uçağın adını bile ağzına alan yok!
Varsa yoksa, milletin kıyafeti ve inancı.
Varsa yoksa, milleti kutuplara, kamplara ayırmak suretiyle kendilerine siyaset yapacak ucuz malzeme arayışı.
Varsa yoksa yalan, dolan üzerine kurulmuş senaryolarla köşe ve koltuk kapmaca sevdası.
Işte bu kararsız ve kararsızlıkların baş aktörü de günümüz siyaset biliminin bir parçası ve oyunu! Siyasi Partiler Iktidarlarında genelde üç yanlış bir doğruyu yaparlar. Muhalefet bu üç yanlış üzerinden iktidara yüklenirken, iktidar miting meydanlarında üç yanlışlarına altı doğru kılıf uydurur ve yaptıkları bir doğruyu da vaat ettikleri doğrulara referans gösterip halkın duygularını karmaşık hale getirip kararsızlığı doğururlar! Sonuçta da kim iktidar olursa olsun aynı oyun ve düzen devam eder.
Yapılan kamuoyu araştırmalarının anket sonuçlarına dayandırılarak tespit edilmeye çalışılan KARARSIZLAR’ın liderlerin iştahını kabarttığı şu güne bakıldığında, gerçekten kararsız mıdır bu kararsızlar? Diye sormadan da edemiyoruz kendi kendimize. Hani yeni kurulmuş bir yâda birkaç siyasi parti olsa, bunların nasıl bir politika güdeceği, bu politikaların benim fikrimle ne kadar örtüşeceği konusunda bir kararsızlık olsa buna ben de inanacağım ama yok!
Yaşı en küçük parti bile 6-7 yaşlarında… son 6-7 yıllık bir geçmişe bakıldığında her partinin her konuda, neredeyse günübirlik açıklamalarından, izlediği politikalardan, siyasi çizgilerinden, savundukları ve karşı oldukları konulardan kime oy vereceği konusunda hala kararsızlık içinde olan birileri varsa, kimse kusura bakmasın, ben de onların akli selim olup olmadıkları konusunda kararsız olurum…
“En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir” der büyüklerimiz. Dolayısıyla her ferdin kendine göre kötü de olsa bir kararı vardır. Fakat siyasi liderlerin, yapacağı inandırıcı ve yaşam tarzına, inancına uygun politikalarını görüp, güven duyduğunda kararında bir değişiklik söz konusu olabilir. Işte kararsız dedikleri bu kitle aslında kararlı Kararsızlardır. Haydi bakalım sevgili liderler! Meydan sizindir şimdi. Atın atabildiğiniz tutun tutabildiğiniz kadar. Merak etmeyin, bu millet hiçbirinizin hakkını bırakmaz kendisinde! Hanginizin ne kadar hakkı varmış, hanginiz ne kadar milletin duygularını okşamış, hanginizin neyi hakkettiği sandığa yansıyacaktır.
Eeee artık, sizin aylarca meydanlarda atıp tuttuğunuza tahammül eden milletin sandığa yansıyan iradesine tahammül etmek de size düşüyor değil mi? Unutmayın ki sandıktan çıkmanın yada kaybolmanın tek müsebbibi sizsiniz…
Zira milletimiz, kimin ne dediğinden çok ne yaptığına dikkat eden, sarsılmaz bir karakterin sahibi olduğu inancındayım!...

http://www.alsatgazetesi.com/a_article_view.php?idx=83
Kullanıcı avatarı
BIDIBIDI
Web Master
Web Master
Mesajlar: 8611
Kayıt: 01 Haz 2006, 03:01
İletişim:

Mesaj gönderen BIDIBIDI »

iki yanı keskin bıçak...

yapılanlar , yapılacakların teminatı derler...

söz çok , düşünce çok , vaat çok... icraat yok

sorun çözmesi gerekenler sorun yaratıyor,

çözülmesi gereken belli sorunlarımız var , terör, sosyal refah, sosyal adalet ... vs

vaatlerde çözüme yönelik olsa gam yemicem,

senin zamanında şu kadar şehit benim zamanımda bu kadar şehit...
sen varken ne yaptın ben varken böyle yaptım...
uzman2769 yazdı:Ucuz siyasetle ucuz kahramanlık!”
Başa Gelen Çekilir Derler, Umarım Daha Fazla Çektirmezler.

Kaleminize sağlık.
Cevapla

“Mektuplarınız-Denemeleriniz-Makaleleriniz” sayfasına dön