1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Ne söylemek lazım, susturandır gönül sızım!

Gönderilme zamanı: 30 Ağu 2010, 12:15
gönderen Mustafa Cilasun
Söyleyemiyorum, bilmem ki niye direniyorum...
Ruhumu serinletemiyorum, kalbime söz geçiremiyorum, an bean kimi bekliyorum
Nefes bitiyor, yüreğim titriyor, gözlerimin yaşı dinmiyor, avdet etmem gecikiyor
Sabretmem yetmiyor, kanaati nefeslenmem kesmiyor, niye umudum filizleniyor






Yıllardır dilerim, kuytu köşemde beklerim...
Sinemin senasına kefilim, dilimin lahzasınden eminim, gönlüm için edebi isterim
Hazzın hücresinde, keyfiyetin bizar bırakan lehçesinde, şayet umut etmek bu ise
Hali melelimle dertleşirim, bahtım için ya sabır derim, umman için neler söylerim






Yüreğimin ıssız çeperlerinde, derinlik ali perde...
Hüzün var her yerinde, bir hicran deminde, yalnızlık aşikar imiş makus talihimde
Şimdi elem sinemin her payesinde, efkar dinmiyor içimde, derdim var bilmesende
Işte göçüyorum yadellerde, dizlerim çekmiyor iyi dinle, kabir sancısıdır yüreğimde






Bakıyorum, mahzun penceremden, ümit var iken...
Artık belli bir yolun yolcusuyken, hücrenin bendindi inlerken, sabrı nefeslenirken
Ses yok, ahenk sanki sinemi dağlayan bir ok, artık beklentiler içinde karnım tok
Yol yordamsız, insan hatasız, kalp yarsız, ruh insicamında başlıyor ruhsatsız şok






Ey gül-ü nihal, vicdan yadında ülfetli yar...
Aklın cenahında, idrakin ilgasında, nefsin nizama muhtaç ağıdında elbet diken var
Çile nefesle başlar, hüzün ezgisi ninniyle yüreğe akar,kan damarda durmaz çıkar
Kader niye esrarıyla en ulvi bir bahar, aşk ruhumu meftun eden ilkbahar söyle yar






Mustafa CILASUN