YAŞLILARA HÜRMET
Gönderilme zamanı: 11 Haz 2006, 17:05
Bir toplumun huzurlu olabilmesi için ilk şart saygıdır. Bilhassa toplumun büyük bir kısmını teşkil eden yaşlılara gösterilecek hürmet, toplum huzurunun temel esaslarındandır.
“ Küçüklerine şefkat, büyüklerine hürmet göstermeyen bizden değildir ” buyuran Resulullah, İslam’da hürmet ve şefkatin temel bir esas olduğunu belirtir.
İhtiyarlar bir toplumun manevi direkleridir. Toplumun oluşmasında en büyük tesir onlarındır. İhtiyarlar, gençlerin yetişmesine çalışmış, ömürlerini kendilerinden sonraki nesle daha güzel bir dünya bırakmak için harcamışlardır. Bu bakımdan toplumun temelinde harçları bulunan yaşlılara, bilhassa anne-babalara hürmet, her şeyden önce vicdani ve insani bir görevdir. Kalbi iman nuruyla nurlanmış, Ahireti düşünen bir insan, yaşlılara manevi değerleriyle takdir eder. Onların kendi güçleriyle karşılayamayacakları ihtiyaçlarını yerine getirir. Tedavileri için elinden geleni yapar. Hassaslaşan ve çocuklaşan kalplerini incitmeden onlara en güzel şekilde davranır. Hediyelerle ve ikramlarla gönüllerini alır.
Cenâb-ı Hakk’ın yarattığı mahlûkat arasında en kıymetli varlık insan olduğundan ve insanların da en hürmete layık olanları yaşlılar olmasından, ihtiyarlar Cenâb-ı Hak katında büyük ehemmiyet arz ederler. Allah (c.c.) onların hürmetine “belaları def “ ettiği gibi “ rızkta bereket “ ihsan eder.
Nitekim bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v.) , şöyle buyururlar: “ Dilsiz hayvanlar, süt emen masum yavrular ve ‘beli bükülmüş ihtiyarlarınız’ olmasaydı, belalar sel gibi üzerinize dökülecekti.” 1
O halde, yaşlıların rızkı bir aile için yük değil, aksine berekete vesiledir. Bu cihetle geçim sıkıntısını bahane göstererek, yaşlılardan kurtulmaya çalışmak, hadisin müjdesine kulak vermemek rahmeti tekzip manasını da taşır. Hele yaşlılar “ anne-baba “ ise durum daha da vahimleşir. Zira, insanın en kıymetli varlığı kendi hayatı olduğu halde, anne ve babalar gerektiğinde hayatlarını evlatlarına feda etmekten çekinmezler. Küçüklüğünde kendisine anne ve babasının çektikleri zahmeti düşünen bir insan, hiç değilse bunun için ihtiyarları düşünmeli, gereken hürmeti göstermelidir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) , bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “ Halkı içerisinde ihtiyar, ümmeti içerisindeki peygamber gibidir.” 2
İnsan başkasına nasıl davranırsa, ona da öyle davranılır. Bu dünya ”etme-bulma” dünyasıdır. Bu konudaki Peygamber Efendimizin şu tavsiyesini hatırımızdan çıkarmamalıyız: “Bir ihtiyar insana yaşlılığına hürmeten saygı gösteren kimseye, Cenâb-ı Hak da kendisine hürmet edecek bir kimseyi mutlaka gönderecektir.”
Evet, yaşlılara hürmet için bu hadisin teşviki bizlere yeterlidir. Toplumumuzun büyük çoğunluğunu teşkil eden masum ve fedakâr yaşlılarımıza hürmette kusur etmeyip hayır dualarını alalım…