Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

Nur Suresi 31. Ayeti Nasıl Anlamalıyız.

DINIMIZI ÖĞRENELIM, ÖĞRETELIM ; ANLAYALIM, ANLATALIM.
Cevapla
halukgta
Durgun Üye
Durgun Üye
Mesajlar: 98
Kayıt: 11 Eki 2014, 22:04

Nur Suresi 31. Ayeti Nasıl Anlamalıyız.

Mesaj gönderen halukgta »

Değerli din kardeşlerim. Bugün Islam toplumları olarak, çok farklı anladığımız, çok farklı anlamlar verdiğimiz Nur suresi 31. ayet üzerinde, birlikte sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum.

Ayeti anlamaya çalışırken, lütfen hiçbir etki altında kalmadan, bizlere öğretilen bilgileri bir kenara bırakarak, ayeti bizler Kur?an bütünlüğünde bizzat Kur?an dan anlamaya çalışalım. Çünkü Allah Kur?an ayetlerini Kur?an da açıkladığını ve nice örnekler verdiğini söylüyor. Diyanet Işleri başkanlığının, yeni mealinden ayeti önce yazalım.

Nur 31: Mü?min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (YÜZ VE EL GIBI) GÖRÜNEN KISIMLAR MÜSTESNA, zînet (yer)lerini göstermesinler. BAŞÖRTÜLERINI TA YAKALARININ ÜZERINE KADAR SALSINLAR. Zinetlerini, kocalarından yahut babalarından yahut kocalarının babalarından yahut oğullarından yahut üvey oğullarından yahut erkek kardeşlerinden yahut erkek kardeşlerinin oğullarından yahut kız kardeşlerinin oğullarından yahut Müslüman kadınlardan yahut sahip oldukları kölelerden yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü?minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!

Ayette geçen, GÖRÜNEN KISIMLAR MÜSTESNA cümlesine, Diyanet kendi anladığını yazmış ve parantez içine, Allah ın hiç bahsetmediği, ayette örneğini bile vermediği bir anlamı vererek, bu müstesnanın YÜZ VE ELLER OLDU?UNU SÖYLEMIŞ. Allah müstesna olan el ve yüzden bahsetmiş olsaydı, bunları da söylemez miydi? Işte ayetleri kendi itikat ve inançlarımıza delil böyle yaratıyoruz. Bu açıklamayı lütfen hiç dikkate almadan, ayeti anlamaya devam edelim.

Allah görünen kısımlar müstesna dedikten sonra, ZIYNET yerlerini göstermesinler diyor. Cümleden anladığımıza göre, Allah görünen ya da görünmesinde sakınca olmayan kısımlar müstesna diyor. Peki, ayette dikkat çekilen konu neydi? Göğsün örtülme emriydi. O ZAMAN ALLAH, GÖRÜNEN KISIMLAR MÜSTESNA SÖZÜNDEN NEYI KAST ETTI?INI DE, BU DO?RULTUDA ANLAMALIYIZ. Ayette hiç bahsedilmeyen bir konuyla bağlantı kurarsak, yanlış anlamış oluruz, kendimizi aldatırız. Diyanet ayeti tercüme ederken, parantez içine eller ve yüz olarak vermiş. Halbuki ki ayetin bahsettiği konu çok farklı.

Dikkat ederseniz cümlede, görünen kısımlar müstesna diyor, ama bu kısmın ne olduğu konusunu, tekrarlama gereği duymuyor ayet. Demek ki cümlenin öncesi ve devamında bu sözler geçiyor ve neresi olduğu anlaşılıyor ki, tekrar söz edilmemiş. Müstesna olanların ne olduğunu anlamaya çalışırken, bunu dikkate almalıyız.

Sizce göğsü örttükten sonra, kendiliğinden görünen kısım ne olabilir? ELBETTE GÖRÜLEN GÖ?SÜN IRILI?I, BÜYÜKLÜ?ÜDÜR. Sizce bunun dışında ne olabilir?

Allah görünen kısımlar hariç, ziynetlerini göstermesinler cümlesinde, ziynet sözüyle göğsün açıklığının, dekoltesinin kapatılmasından bahsediyordu. GÖRÜNEN KISIMLAR MÜSTESNA DERKEN, KADININ ÖRTTÜ?Ü AMA IRILI?INDEN/BÜYÜKLÜ?ÜNDEN DOLAYI GÖRÜLEN, FARK EDILEN KISMININ GÖRÜLMESINDE BIR SAKINCASININ OLMADI?INI AÇIKLIYOR BIZLERE. Çünkü konu göğsün örtülmesi olduğuna göre, müstesna sözünü de bahsedilen konuyla alakalı anlamalıyız ki, doğru anlamış olalım. Dikkat ediniz yukarıda da söylediğim gibi, müstesna olan kısım ayrıca, açıklanmaya, detay verilmeye gerek görülmemiş. Ayeti anlamaya devam edelim.

(BAŞÖRTÜLERINI TA YAKALARININ ÜZERINE KADAR SALSINLAR.)

Yakalarının üzerine neden salsınlar dediği çok açık. Göğüs dekoltesini, göğsün açıklığının kapatılması emrediliyor. Demek ki ZIYNET sözüyle Allah, kadının ilk göze çapan, cinsel bölgesi göğüslerinden bahsediyor. Ayetin devamını da bu bağlamda anlamaya devam etmeliyiz, doğru anlamak istiyorsak.

Peki, ayette Allah bu sözleriyle bizlere nasıl bir hüküm veriyor. Şöyle diyebilir miyiz? Allah başında mutlaka başörtüsü olsun ve onunla da göğüs açıklığını da ört emri veriliyor. Bunu söyleyebilir misiniz? Yoksa zaten Kur?an ın indirildiği toplumda, kadının başı örtülüydü, o örttüğünüz başörtülerinizle, açıkta bıraktığınız, dikkat çeken göğüs dekoltenizi de örtününüz, kapatınız mı diyor?

Söylediklerimin daha iyi anlaşılması için, bir örnek vermek istiyorum. Diyelim ki Kur?an ın indirildiği toplumda, kadının çok kısa etek giydiğini ve öyle dolaştıklarını farz edelim. Tıpkı başlarını örtüp göğüslerini daha dikkatsiz örten kadınlar gibi. Allah yapılan bu yanlışa dikkat çekmek için, şöyle bir ayet indirdiğini farz edelim.

( Ey Mümin kadınlar, eteklerinizi aşağıya doğru salınki dikkat çekmesin, mümin kadına da yakışan budur.)

Bu durumda siz bu uyarıdan, nasıl bir sonuç çıkartırdınız? Kadınlarda etek giymek farzdır ve bu eteğin boyu da uzun olacaktır diye mi anlardınız? Yoksa yapılan yanlışa Allah dikkat çekerek, etek giyecekseniz kısa etek giymeyin diyor, diye mi anlardınız? Işte yaptığımız yanlışa örnek. Bizler ayetlerin ne anlattığını, neye hükmettiğini değil, AYETLERI TÖRE VE ITIKATLARIMIZA NASIL DELIL YAPARIZ, ONUNLA BA?LANTI KURARIZ ONA BAKIYORUZ. ÖNEMLI OLAN HÜKÜMDÜR, HÜKMÜ YERINE GETIRMEK IÇIN KULLANILAN ARAÇ YA DA GEREK, ZAMANA MEKÂNA GÖRE DE?IŞEBILIR.

Hatırlayınız Allah elçisine Hac suresi 27. ayetinde ne diyordu?

Hac 27: Insanlar arasında haccı ilan et ki, GEREK YAYA OLARAK, GEREK UZAK YOLLARDAN GELEN YORGUN DEVELER ÜZERINDE sana gelsinler.

Bakın Allah o devrin koşullarında ayeti indirmiş ve Hacca yaya ya da deveyle gidilebileceği örneğini veriyor. Şimdi bizler bu ayetten, Hacca yalnız yaya, ya da deveyle gidilmelidir diyebilir miyiz? Elbette hayır. O zaman Nur suresinde geçen, HIMAR kelimesine başörtüsü anlamını dahi versek, ayette başın örtülme emrini de dolaylı Allah veriyor diyemeyiz.

Nur suresi 31. ayeti anlamaya devam edelim. Ayetin devamında çok ilginç ve dikkatle düşünmemiz gereken bir liste verilerek, ziynetlerini bu kişilerden başkasına göstermesinler açıklamasını yapıyor. Sayılanlara baktığımızda, çok yakın akrabalar ve aile içinde yaşayan, erkekliği kalmamış köle ve hizmetçilerden, birde henüz kadınların MAHREM YERLERINE vakıf olmayan, erkek çocuklardan bahsederek, bunlardan başkasına göstermesinler diyordu.

Peki, bu sözleri nasıl anlamalıyız? Eğer bu saydıklarımıza, kadının göğüslerini serbestçe gösterebilir diye anlarsak, elbette büyük hata yaparız. Ahzab Suresi 59. ayeti tekrar hatırlayınız lütfen. Ne diyordu Rabbimiz? Mümin kadınlara söyle, dışarıya çıkarken, üzerlerine dış giysilerini alsınlar ki tanınsınlar, bilinsinler incitilmesinler diyordu. Demek ki bahsettiğimiz konuyu bu ayet doğrultusunda anlamalıyız.

Nur 31. ayette sayılan kişiler, evde her zaman olabilecek insanlar. Kadın töresi, geleneği gereği evinde nasıl yaşıyorsa, hangi rahatlıkta dolaşıyorsa, evin içinde o rahatlıkla giyinip, o sayılan kişilerle birlikte EK ÖNLEM ALMADAN dolaşabileceği anlaşılıyor. Yoksa herhangi bir yerini açması söz konusu değil. Ev içinde her zaman bulunabilecek yakın akrabalara lütfen dikkat ediniz. BU SAYILANLARIN ÇO?UNDA ZATEN KUR? AN DA, EVLENME YASA?I VARDIR.

O günkü devri hatırlayınız. Tek bir oda ve kadın hem evin işi, hem de ÇOCUKLARINI EMZIRMEK, DOYURMAKLA MEŞGUL BIR DURUMDA. GEREKLI ÖNLEMLERI ALARAK, EVINDE YAKINLARI, AKRABALARI YANINDA, DAHA RAHAT HAREKET EDEBILMESINE RUHSAT TANINIYOR AYET. Bu ayete öyle anlam veriliyor ki bir kısım düşünce, kadın saçını bu kişilere ancak gösterebileceği, başkalarına gösteremeyeceği söylenmektedir. Iyi ama bu anlam verilecek tek kelime bile yok ayette.

Şimdide ZIYNET sözcüğünü farklı anlamlarda düşünelim. Allah ziynet sözünden, kadının taktığı takılardan bahsettiğini var sayalım, çünkü böyle düşünenler de var. Böyle düşünürsek, bu kelimenin bir cümle önce tekrarlandığı ve Allah başörtüleri ile göğüs açıklıklarını örtsün diye uyardığı, sözleriyle ters düşer. Göğüste takı var onun için kapatılmalıdır tezi, ayetin bütünlüğüne uymaz.

Biz yinede ziynet kelimesini, takılan süs eşyası olarak anlamaya devam edelim ve bu konu üzerinde düşünelim. Amaç en doğruya düşünerek ulaşmak değil mi? Allah süs eşyası/ziynet takan bir kadının, taktığı takıları, ayette saydığı en yakınlarının dışında, kimseye göstermesini haram kılmış, yasaklamış diye anladığımızı düşünelim. Dikkat ediniz bu konudan bahsederken, bir cümle var hatırlatmak istiyorum.

(ERKEKLI?I KALMAMIŞ HIZMETÇILERDEN YAHUT DA HENÜZ KADINLARIN MAHREM YERLERINE VAKIF OLMAYAN ERKEK ÇOCUKLARDAN BAŞKALARINA GÖSTERMESINLER.)

Dikkat ederseniz, kadınların mahrem yerlerinden bahsettiği gibi, erkekliği kalmamış hizmetçilerden bahsediyor. Bu sözlerden anlıyoruz ki, ZIYNET kelimesi ile Allah takılan süs eşyasından bahsetmiyor. Hatta bundan bahsetmesi hiç mümkün değil, çünkü Allah ne diyordu süslü giysi ve süs eşyası ile ilgili? Araf. 31. ayette, Ey âdemoğulları! TÜM MESCITLERDE SÜSLÜ, GÜZEL GIYSILERINIZI KUŞANIN. Araf 32. ayette ise bu konuda, çok daha güzel bir açıklama yapıyor ve bakın ne diyor.

(De ki: "Allah'ın kulları için çıkardığı SÜSÜ, GÜZEL, TEMIZ VE TATLI RIZIKLARI KIM HARAM ETMIŞ?" De ki: "Dünya hayatında onlar, INANANLAR IÇIN DE VAR. KIYAMET GÜNÜNDE ISE YALNIZ INANANLAR IÇINDIR ONLAR." Bilgiden nasipli bir topluluk için biz, ayetleri böyle ayrıntılı kılıyoruz. )

Buradan da anlıyoruz ki süslenmek ve süslü güzel giyinmek yasak değil. Bu örneği verdiğimizde, kadın yalnız kocasına süslenir, süslenerek dışarı çıkamaz, takılarını gösteremez demek, Kur?an a göre yanlış olur. Çünkü Allah böyle bir yasaklayıcı hüküm vermemiştir. Tam tersine mescitlere giderken süslü, güzel giyinmemizi emretmiştir, hiçbir ayrım yapmadan.
Bizler kendimiz karar veriyor ve kadın kocasından başka kimseye güzel, süslü görünemez diyoruz. Ayetlerde Allah açıkça söylemediği, kadına asla böyle bir yasak getirmediği halde, bizler nefislerimiz doğrultusunda imanımıza yön veriyoruz.

Acaba hüküm vermediği halde, neden yalnız kadın süslenip, süs eşyası takıp gezemez deniyor da, erkekler kendilerine böyle bir yasak getirmiyor? Buda düşündürücü değil mi? Kadın süslenip gezemezse, erkekte bunu yapamaz. Ama erkekten bahseden bile yok. Demek ki ayette geçen ziynet sözünden, takılan takılar anlamamız Kur?an a göre doğru olamaz. Gelelim ayetin son kısmına. Ayette geçen cümleyi tekrar hatırlayalım.

(GIZLEDIKLERI ZIYNETLER BILINSIN DIYE, AYAKLARINI YERE VURMASINLAR.)

Bu cümleyi her iki şekliyle de düşünelim. Eğer ziynet kelimesinden takılan takı, altın, bilezik süs eşyası olarak algılamış olsaydık, bu takıların görünmesi için kadın hızlı, sert yürümesi, ayette geçen sözlerden yola çıkarak, ayakların sertçe hareket etmesi ile süs eşyaları belli olmaz. Çünkü süsler/takılar görünür vaziyettedir zaten. Ayağına takılan hal halı örnek vererek, ayeti anlamaya kalkarsak, ayeti bütünlüğünden uzaklaştırmış oluruz.

Şimdi lütfen bu konu üzerinde daha dikkatle düşünelim. Evin kadını için, ziynetlerini saklama konusunda, daha rahat edecekleri kişiler sayılmıştı hatırlarsanız. Ayeti tercüme ederken, ziynetlerini gösterebilecekleri kişiler diye sayılmıştı. Lütfen ayetin sonundaki bu cümle üzerinden düşünelim şimdide. Evin ahalisine, YAKINLARINA GIZLEDIKLERI ZIYNETLER BILINSIN DIYE, AYAKLARINI YERE VURMASINLAR DIYOR. Demek ki ziynet yani kadının göğüs bölümü açık değil. Yine gizleniyor ve örtüldüğü halde, KENDILI?INDEN GÖRÜLEN IRILI?I, hızlı hareket ederek, cazibeli davranışlarla, dikkatin bu kısma çekilmemesi gerektiği uyarısı yapılıyor özellikle ayette.

Kadın evin içinde hızlı hareket ederek, kırıtarak yürüdüğünde en çok dikkat çeken kısmı, özellikle Arap kadınlarının büyük, iri göğüsleridir. Bu cümleden de anlıyoruz ki, kadın evin içinde belki akrabaları ve ev halkı için daha rahat giyinebilecek ama ev halkının dikkatini, kendi cinsel objelerine dikkat çekecek hiçbir şey yapmamaya da özen gösterecek.

Ben Kur?an bütünlüğünde, hurafenin etkisinde kalmadan bu ayetten bunları anladım. Hatalarım varsa, Rabbim affetsin ve gerçekleri görmem içinde, gönül gözlerimi açmayı nasip etsin bana ve cümlemize inşallah.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
http://halukgta.blogcu.com/
Cevapla

“Temel Din Bilgileri” sayfasına dön