Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

Yalan Söyleyenler, Doğru Söyleyenlere Inanmazlar.

DINIMIZI ÖĞRENELIM, ÖĞRETELIM ; ANLAYALIM, ANLATALIM.
Cevapla
halukgta
Durgun Üye
Durgun Üye
Mesajlar: 98
Kayıt: 11 Eki 2014, 22:04

Yalan Söyleyenler, Doğru Söyleyenlere Inanmazlar.

Mesaj gönderen halukgta »

Bir söz vardır ?Yalan söyleyenler, doğru söyleyenlere inanmazlar.? Gerçekten de hayatımızda çok karşılaştığımız bir durumdur, yalan söyleyenlerin kolay ikna edilemeyeceği konusu. Çünkü bazı kişiler yalan yanlış sözler söylediğinin, farkında bile değillerdir. Böyle kişiler nefislerinin baskısı altındadırlar.


Gelin bu sözlerin ardında yatan mantığı, birlikte düşünelim. Insanlar neden yalan söyler, ya da söylemek durumda kalır. Hayatımızda bu durumla hepimiz karşılaşmışızdır, az ya da çok. Genelde hepsinin ardında yatan ana etken, nefsimizin etkisidir. Belki de hepimiz hayatımızın bazı dönemlerinde, yalan söylemiş ya da söyleme gereğini duymuşuzdur. Bazen yalan söylediğimizde buna kılıf bularak, bunlar beyaz yalanlar, ya da bu yalanlar insanların iyiliğine yalanlardır diyerek, yaptığımız yanlışları aklamaya çalışmışızdır. Bu tür yalanların bile, bir zaman sonra çok farklı koşullarda, bizlere zarar verecek konuma dönüştüğüne şahit oluruz. NEFSIMIZI IKNA ETMEK KOLAYDIR. AMA AKLIMIZI IKNA ETMEK ÇOK ZORDUR. Onun için her işimizi düşünerek yapmalıyız.


Insanın nefsi ile hareket etmesi, onun baskısı altında yaşaması çok sakıncalıdır. Hatta öyle istenmeyen olaylar duyarız ki, nefsime yenik düştüm derler. Aslında yenik düştüğü insanın doyumsuz duygularıdır. Işte şeytanda bizleri her zaman nefsimizle aldatmaya çalışır. ÇÜNKÜ BILIR KI INSANIN EN ZAYIF NOKTASI NEFSIDIR.


Allah yarattığı kulunun özelliklerinden bahsederken, zayıf yaratıldığından, aceleci tabiatta olduğundan, çok daha ilginci tartışmaya meyilli olduğundan bahseder. Tüm bunları veren Yaradan, bizlere öyle bir güç vermiştir ki, bu özelliğimizle hata yapmaktan kurtulabilelim. Oda AKIL, DÜŞÜNME ve özgür irademizle karar verebilme yeteneğimizdir. Eğer bu özelliğimizi kullanamıyorsak, öyle hatalar yaparız ki, beyazı siyan görmek işten bile değildir. Onun için Allah bizleri, mutlaka düşünerek iman etmemizi ister.


Yalan söylemenin, nefsimizin karşı konamaz dürtüsü olduğunu önce bilmeliyiz. Ne kadar az yalan söylüyorsak, o kadar nefsimize hâkim olduğumuzu gösterir. Nefis öyle bir duygudur ki, bizlere yalanı bile savunmamızı sağlar. Onun içindir ki söylediğimiz yalanı, doğru diye savunma gereği bile duyarız, bundan da hiç üzüntü duymayız. Tabi bunu yaparken aklımız devre dışı bırakılmıştır. Eğer aklımız nefsimize baskın çıkıyorsa, zaten yalan söyleme gereği de duymayız, olayı bir şekilde anlatmanın yolunu buluruz. YARADAN DA BIZLERI NEFSIMIZLE HER AN IMTIHAN ETMEKTEDIR. Onun içindir ki Kur?an da, birçok ayetinde bizleri, düşünerek iman etmeye yönlendirir.


Sürekli yalan söyleyenler, nefislerinin esiri olanlardır. Bunlar yalanın, yanlışın ardı sıra gittiğini fark edemezler. Çünkü akılla, düşünerek sorgulama refleksleri gelişmemiştir bu tür insanların. Böyle olunca da yaptıkları yanlışı ikaz edenleri, bir türlü kabul etmezler. Allah da Kur?an da aklını kullanamayanlara, bakın nasıl bir son beklediğinin uyarısını yapar.


Yunus 100: Allah'ın izni olmadıkça hiç kimse inanamaz. O, AKLINI KULLANMAYANLARA KÖTÜ BIR AZAP VERIR.


Bu ve buna benzer birçok ayet vardır ki, Allah bizleri sorgulayarak, düşünerek iman etmemizi ister. Çünkü sorgulamadan, düşünmeden yaşayan insanların, yanlış bilgilerin ardına düşerek, farkında olmadan yalancıların safında olacağını anlatır bizlere. Ayette söylediği gibi düşünmeyen insanlar yanlışın, yalanın ardı sıra gideceği için, Allah tarafından cezalandırılacağı belirtiliyor.


Bizler bu hatayı ne yazık ki, inancımızı yaşarken de yapıyoruz. Yaradan Kur?an ın ipine sarılın, sizleri KUR?AN DAN HESABA ÇEKECE?IM dediği halde hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur?an ın sınırlarını aşarak, doğruluğundan emin olamadığımız, bizlere söylenen rivayet ve sanı bilgilerin ardına düşüyoruz. Böyle olunca da söylenen yalan ve yanlışları ayırt edemiyoruz. Öyle bilgilere inanıyoruz ki, Kur?an bu bilginin tam tersini söylüyor. Kur?an ayetleri örnek verilip, doğruya davet ettiğinizde, sen sünnet inkârcısı mısın, peygamberimizi devre dışı mı bırakmak istiyorsun, türünden karşı savunmaya geçtiklerini görüyoruz. Bu sözleri söyleyenler, Kur?an gerçeklerini bir kenara ittiğini, hatta neredeyse Kur?an ın ayetlerini inkâr eder duruma düştüklerinin, farkında bile olamadıklarını üzüntüyle görüyoruz. Unutulan gerçek, peygamberimizin asla Kur?an ın dışına çıkmadığı ve Kur?an ın onay vermediği hiçbir sözü söylemediği gerçeğidir.


Çok daha kötüsü, düşünme ve sorgulama melekemizi geliştirmediğimiz, devre dışı bıraktığımız içinde, yaptığımız yanlışları Kur?an ile uyaranların doğrularını göremiyor, fark edemiyoruz. BIR NEVI NEFSIMIZ A?IR BASIYOR VE BU GÜNE KADAR DIN VE IMAN ADINA YAPTIKLARIMIZIN, BOŞA GIDECE?I KORKUSUYLA SÖYLENENLERI KABULLENEMIYORUZ.


Hâlbuki zararın neresinden dönersek kardır mantığından yola çıkmış olsak, kaybettiklerimizi telafi etmenin çabası içinde oluruz. Ne yazık ki günümüz Islam toplumları, bu gerçeğin çok uzağında Islam ı yaşıyor. DÜŞÜNME VE SORGULAMANIN, DINDE YERININ OLMADI?I TOPLUMA ANLATILMIŞ BUGÜNE KADAR. Kur?an ı sen anlayamazsın mantığından kurtulmadığımız sürece, farkında olmadan yalan ve yanlışın savunucusu olduğumuzu asla fark edemeyeceğimizin, lütfen artık farkın da olalım.


Gerçeklerin, doğrunun savunucusu olmak istiyorsak, elde Kur?an önce onu anlayarak, düşünerek okumalıyız. Daha sonra harcayacağımız çaba ölçüsünce, gönül gözlerimizin nasıl parladığının farkına varacağız. Bunu yaptığımızda, daha önce ardına düştüğümüz yalan-yanlış söylenen sözlerin farkına varıp, artık asla takipçisi de olmayacağız.


Nefislerimizin esaretinden kurtulmak istiyorsak, gerçeklerle yüzleşmesini bilmeliyiz. Bunu her konuda yapabiliriz. Yaşadığımız gündelik olaylardan tutun, imanımızı yaşamaya kadar, izleyeceğimiz yol ve yöntemi akıl ve mantık süzgecinden mutlaka geçirmeliyiz. Özellikle inanç ve iman şaka götürmez. Onu yaşarken kesin kanıtlar ışığında yaşamalıyız ki, hesabın görüleceği O çetin gün, pişman olanlar safında olmayalım. Allah sizleri Kur?an dan sorgu suale çekeceğim diyorsa, EN KESIN KANITIN KUR?AN OLDU?UNU LÜTFEN UNUTMAYALIM.


Dilerim bu gerçekleri gören ve farkında olan düşünerek, sorgulayarak inancını yaşayan, Allah ın azıklık mutlu kulları arasında oluruz.


Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
Cevapla

“Temel Din Bilgileri” sayfasına dön