(((Hakikaten üzücü bir hikaye olmuş ,hatta bu hikayenin altında birde bir kızkulesi resmi vardıkı sormayın arkadaşlar; buraya ekleyemedim malesef.Hamsi Palamut'a
Palamut Kız Kulesi'ne Vurgun
Kız Kulesiyle başlıyor hikayemiz
Bilirsiniz biraz hırçın biraz da sessiz!
Sıcak bir ilk bahar sabahı
Salacak kıyısının köpüklü sularında
Bir çingene palamudu dünyaya geldi yumurtasını çatır çatır çatırdatarak
Gözlerin açar açmaz da
Başının üstünde yükselen Kız Kulesi'ne gönül verdi.
Aylar yıllar geçti palamutla birlikte sevdası da büyüyüp serpildi
Günün birinde Karadeniz'den süzüle süzüle
Sonbaharın asi rüzgarına meydan okuyan
Sürüsünün en sonuna takılmış
Kendi minik gönlü büyük bir hamsi çıka geldi.
Tam sürüsüyle boğazı geçecekken
Kız Kulesi eteklerinde
Akını, kuyruğunu, gönlünü, yüzgecini her bir şeyini palamuda verdi.
Göz süzdü,
Cilve yaptı
Olmadı
Palamut anlamadı
Hamsi yaklaştıkça, palamut Kız Kulesi'ne yanaştı...
Geçmek bilmeyen günler nasıl olduysa geçti.
Gece oldu, sabah oldu...
Sonra,
Bir daha, bir daha...
Günü bilinmeyen bir sabah
Küçücük bir su kabarcığı yükseldi Salacak Kıyısı'ndan
Sonrada kocaman bir dalga karaya vurdu ayakkabı ıslatan
Seni seviyorum diyebilmek için,
Çok yaklaşmış olacak ki
Korkuya kapılıp o gün o saat yutmuş bir çırpıda palamut hamsiyi
Hiç bilememişti ki sevmeyi kendini sevenleri
Ya da sevilmeyi...
Işte o gün bu gündür hiç bir hamsi sürüsü geçmez Kız Kulesi eteklerinden
Bir palamutta ne zaman bir hamsiyle göz göze gelse, için için feryat eder bu yazgıya...
Ve her gece
Hamsi palamuda,
Palamut Kız Kulesi'ne vurgun...
Diye fısıldar boğaz sevenlere...
(Gerçek aşkın kıymeti belki bir gün bilinir ümidiyle...)
Eğer sizin pc de kayıtlı varsa bu yazıyı okuduktan sonra açıp bir bakın,inanın ozaman daha etkileyici oluyo hikaye.))))
