Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

Atatürk'e Aşık Bir Kadın; Fikriye...

ULU ÖNDER, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'E DAIR HER ŞEY...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
*CICIKIZ*
Daimi Üye
Daimi Üye
Mesajlar: 2486
Kayıt: 03 Ağu 2006, 17:03
Konum: napacan yanıma mı gelecen? ;)

Atatürk'e Aşık Bir Kadın; Fikriye...

Mesaj gönderen *CICIKIZ* »

Ata'nın resmiyle öldü

Resim

Atatürk'ten ayrılınca yalnızlığa gömülen Latife Hanım, bile bile ölüme gitti. Ölürken
göğsünde O'nun resmini taşıyordu

Fikriye Hanım (1887 - 1924)

/>
Fikriye Hanım 1887 yılında Selanik'de doğdu. Fikriye Hanım Zübeyde
Hanım'ın ikinci eşi Galip Bey'in kardeşinin kızıdır. Genç yaşta bir Mısırlı ile evlenmiş
fakat bu evliliği yürütemeyerek, ailesinin yanına dönmüştür.
1923 yılına değin Çankaya
Köşkünde Mustafa Kemal'e yardımlarda bulundu. Bu arada ciğerlerinden rahatsızlandı.
Münih'e gitmek zorunda kaldı. Mustafa Kemal'in Latife Hanımla evliliğini
öğrenince Türkiye'ye geri döndü. Birkaç gün Çankaya Köşkü'nde misafir edildi.
Istanbul'a yerleşmeye karar verdi. 1924 yılında Ankara'dan ayrılmadan önce
Münih'ten Mustafa Kemal'e getirdiği hediyeyi vermek üzere Çankaya
Köşkü'ne gitti. Fakat başyaverin, Mustafa Kemal'i görmesini engellemesini
kendine yediremeyen Fikriye Hanım Köşkün önünde tabanca ile kendini vurarak intihar etti.
/>
Işte Fikriye'nin Ata'ya duyduğu büyük aşk için söylenilenler:

/>Latife Hanım'ın erkek kardeşi Ömer Uşşaki'nin torunu Dilek Bebe,
"Yüzyılın Aşkları" belgeselinde, halasının Atatürk'le evlilik hayatını anlattı.
/>Anlattıklarından, bugüne dek Atatürk'ün yakın çevresi tarafından "huysuz
gelin" diye nitelenen Latife Hanım'ın bu evliliğe ve boşanmasına nasıl baktığı
anlaşılıyor.


Fikriye Hanım'ın Köşk'e gelmesiyle ilk ciddi kavgayı
yaşadıkları doğru mu?



Bunu şöyle düşünün: Sizin eskiden birlikte yaşamış olduğunuz bir
hanım gelip kapınızı çalsa ve sizin evde kalmaya kalksa eşiniz ne der? Ben de olsam
sinirlenirim. Kaldı ki Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ndesiniz. Bu, çiftin arasındaki ilişkiyi de
bozar, Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne olan saygıyı da bozar. Çünkü normal bir durum değil.
Halam, bütün nezaketine rağmen bazı şeyleri anlatamayınca herhalde bir gün kapısının
önünde, 'Bu hanım hâlâ burada mı?' demiş. Ve bunu da Fikriye Hanım duymuş ve
gitmiş zaten...

Fikriye Hanım'ın ölümü ve Kemal Paşa'nın bir gün
dalgınlıkla Latife Hanım'ı "Fikriye" diye çağırması...?


Bence Mustafa
Kemal Paşa Fikriye Hanım'ın ölümü nedeniyle vicdan azabı çekmiştir. Sonra yanlışlıkla
onun adını söylemesi kasıtlı bir şey değildir, ama halam herhalde çok üzülmüştür buna. Bildiğim
kadarıyla o olayın ardından Izmir'den annesiyle babasını çağırır, evi terk etmek istediğini
söyler. Muammer Bey ve Adviye Hanım da 'Evlilikte olur bunlar' diye onu ikna
ederler.

Ama bir gün Mustafa Kemal Paşa, "Evine git" deyiverdi.
/>O korkunç, acı bir şey. O ayrılış şekli, evliliğin Atatürk tarafından görünüş şeklini ifade
ediyordu bence...

Ayrıldıktan sonra pişman oldu mu Latife Hanım?
Halamı,
hiçbir şeyden pişman olmuş olarak görmedim. Elbette hataları olmuştur. Ama Kemal
Paşa'nın yok mudur? Halamda gençliğin verdiği bir fevrilik de var tabii...


/>Atatürk'ün Yaveri Salih Bozok'un anılarını içeren ''Latife &
Fikriye / Iki Aşk Arasında Atatürk'' isimli kitap, Mustafa Kemal'in özel
hayatına ışık tutuyor. Ismet Bozdağ'ın derlediği ve Truva Yayınları'ndan çıkan kitapta Bozok, Atatürk'ü, ''Ben, Mustafa Kemal
Paşa'nın sadece arkadaşı, dostu değil, hayranı idim... Bakışları başkaydı, düşünceleri
başkaydı, insan münasebetleri başkaydı; velhasıl o kadar başkaydı ki, tanıyanlar ya
ateşböcekleri gibi ışığına pervane kesiliyorlar ya da çekilip gidiyorlardı. Ben, pervane
kesilenlerdendim'' diye anlatıyor. Kitaptan bazı bölümler şöyle:

/>'Fikriye, Atatürk'ü oyalamayı biliyordu'

''Fikriye,
ortadan az uzun, ince, kara gözlü, kara kaşlı, aydınlık yüzlü bir kadındı. Güzelden fazla, alımlı
idi... Istediği zaman kişiliğini insana duyurur, istediği zaman odanın içinde varlığı fark edilmezdi
(...) Paşa, sabahları Fikriye'yi alarak yürüyüşe çıkar ve bu yürüyüşlerden çok hafiflemiş
olarak dönerdi. Demek ki Fikriye, Paşa'nın canını sıkmamayı ve onu oyalamayı
biliyordu.''

'Beni niçin eşime gammazlıyorsun?'

/>''Paşa, cephedeydi. Rakı içiliyormuş. Makbule Hanım'ın kadehi boş
olduğu için Fikriye Hanım:

- Sen niye içmiyorsun abla?.. diye sormuş...

/>Vay, sen misin soran!.. Makbule Hanım alı alına, moru moruna karışıp ateş püskürmüş:
/>
- Vay sen benim rakı içtiğimi kocama niçin gammazlıyorsun? diye.

Sofra
altüst olmuş, yemek herkesin burnundan gelecek... Mustafa Mecdi Bey dayanamamış ve bir
kâğıda, 'Ya şimdi susarsın ya da 'boş' kâğıdını yazarım' notunu
yazmış... Makbule Hanım susmuş''


Atatürk'ün manevi
kızı Ülkü Adatepe, ! "Ata'nın Fikriye ile ilişkisi gerçek bir aşktı. Bunu da herkes
biliyordu" diyor ve ekliyor:
Latife Hanım çok hırçın ve sinir hastasıydı. Zübeyde
Hanım da Atatürk'ün yakın çevresi de Latife Hanım'ı hiç sevmemişti...

/>* Ya Fikriye Hanım...


Ona aşıktı. Hatırlamıyorum ama annem ve Sabiha Hanım
anlatırdı. Fikriye Hanım, Ata'nın çevresindekilerin de beğenisini alan güzel bir kadınmış.
Herkes hayranmış.

- Latife Hanım 'first leydi'liğe daha mı uygun
bulunmuş?


Şöyle anlatılmıştı bana. Zübeyde Hanım hastalandığında Ata'ya
bir mektup yazarak, evlenmesini istemiş. O sırada Latife Hanım yetiştiriliş tarzı, ailesi bakımından
beğenilmiş. Ancak görünen gibi olmamış.

* Yurtdışında okuyan Latife
Hanım'ın neyi uymamış Ata'ya?


Bir kere Zübeyde Hanım bu mektubu
yazdıktan kısa bir süre sonra fikir değiştirmiş. Ata'nın yaveriyle haber gönderip,
"Sakın evlenme" demiş. Ancak o sırada Ata'nın çevresindekiler de evlilik için
bastırınca evlilik gerçekleşmiş. Bana anlatılanlar Latife Hanım'ın hırçın, hırslı ve şımarık
olduğu. Aileden gelen bir sinir hastalığı da varmış. Ata'nın yakın çevresindekiler onu
sevmemiş. Sonuçta Ata öldükten sonra da kendini odaya kapattı. Kimseyle görüşmedi.
/>
* Ya Fikriye Hanım'ın ölümü?

Çok acıklı. Onunla ilgili anlatılanlardan
çok etkilenirim. Fikriye Hanım döndüğünde eve alınmamış. Bu Ata'nın onun gelişinden
habersizliğinden kaynaklanıyor. Fikriye Hanım buna çok içerlemiş. Latife Hanım'ın,
Atatürk'ün Fikriye Hanım'la ilişkisini kesmesinde büyük etkisi var. Bana kalırsa,
anlatılanlardan bildiğim Fikriye ve Ata'nın ilişkisi gerçek bir aşktı. Fikriye'nin
hastalandığı da doğrudur. Paris'te tedavi görmüş.
Keşke Fikriye Hanım'la
evlenseydi.
Resim

ALışma bana,ne yapacağım beLLi oLmaz,bugün varım,yarın birden yok oLurum
Dokunma bana,kapanmamış yaraLarLa doLuyum
Sevme beni,yoğun duyguLarımda kayboLursun
Çözmeye çaLışma sakın,seninLe karışır iyice kördüğüm oLurum
Güveniyorsan kendine inandır beni aşkın varLığına,sonucunda öyLe bir aşk yaşatırımki,vazgeçemezsin,tutkun oLurum ..
YıkabiLirsen duvarLarımı,sakin bırakma beni,tüm tutkuLarım ve gücümün arkasında
haLa minik bir çocuğum,büyütemezsen kayboLurum

Resim
ResimTAKLITLERIMDEN SAKININ Resim
Resim
Cevapla

“Atatürk ve Türkiye” sayfasına dön