Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

Atatürk'ün Tabutunun Açıldığı Gün (9Kasım 1953)

ULU ÖNDER, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'E DAIR HER ŞEY...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
*ŞeKeRŞeY*
Mesajlar: 256
Kayıt: 25 Eyl 2006, 15:04
Konum: belli olmuyo evden, bürodan, cafeden.....:)

Atatürk'ün Tabutunun Açıldığı Gün (9Kasım 1953)

Mesaj gönderen *ŞeKeRŞeY* »

https://galeri.bidibidi.com/bidibidi_kucuk-11.html
Kefen sıyrıldı ve...

Özel solüsyonla ıslatılmış pamuk kitlesi kaldırılınca
Ata'nın yüzü ortaya çıktı. Derisi kahverengi bir hal almış, ama hatları
bozulmamıştı.Sanki uyuyordu...

8 Kasım 1953 Pazar gecesi saat 23.00'da Prof. Dr. Kamile
Şevki Mutlu'nun ev telefonu çaldı. Prof. Mutlu, Ankara Tıp Fakültesi
Histoloji ve Ambriyoloji Kürsüsü Başkanı'ydı.Patalogdu. Arayan
ise Ankara Valisi Kemal Aygün'dü...
Aygün, "Hocam" dedi, "10 Kasım günü Atamızın naaşını
Anıtkabir'e taşıyacağız. Bunun için bir komite kurduk. Naaşı
geleneklere uygun olarak toprağa defnedeceğiz. Ancak bozulmadan
korunduğunu belgelemek için muayene etmenizi rica
ediyoruz."Prof. Mutlu
önce reddetti. Mutlu, o sırada 40 derece ateşle yatıyordu.
Hastalığını gerekçe göstererek bu görevi bir başka meslektaşının yapmasını
rica etti.Ancak Vali Aygün ısrarcıydı: "Ben sizi sarar sarmalar
g*t ürürüm, bu tarihi bir görev" dedi. Mutlu kabul etti ve 9 Kasım sabahı
Etnografya Müzesi'ne gitti. Başbakan Adnan Menderes oradaydı.
Meclis Başkanı Refik Koraltan ve eski başkan Abdülhalik Renda
da...Mutlu, görevden affını istemekle ne büyük hata ettiğini o zaman anladı.
Gerçekten tarihi bir tanıklıktı bu...
Ata'nın gül ağacından tabutu, 4 Kasım günü, geçici
kabrinden çıkarılıp müzenin holündeki mermer katafalka konulmuştu. Bir
hafta boyunca sırayla öğrenciler, subaylar ve generaller katafalk
başında nöbet tutmuştu. Nihayet tabutun açılma günü gelip de komite
üyeleri tamam olunca Prof. Kamile Mutlu "Başlayın" talimatını verdi.
Bunun üzerine tabutun vidaları söküldü. Tahta tabutun içinde madeni
bir sanduka bulunuyordu. Bu sandukada gaz birikmiş olma ihtimali
düşünülerek önce bir burgu ile delik açıldı. Gaz ya da koku
çıkmadı.Sanduka talaş doluydu.
Sandukanın içi, muhafaza solüsyonu ile ıslatılmış tahta talaşı
doluydu.
Bu talaş, naaşın ayak yönüne doğru toplandı. Talaşın arasında,
ağzı kapalı ve içi sıvı dolu bir şişe bulundu. Bu,cesedi muhafaza
için kullanılan solüsyondan bir numuneydi. Üzerinde terkibi
yazılıydı.Ata'nın naaşı beyaz kefene sarılmış, sonra kahverengi
bir muşambayla kaplanmıştı.Sargıları açmaya başladılar. Herkes
nefesini tutmuştu. Çünkü, "Naaş çürüyüp bozulmuş, çıkan gazlar tabutu
patlatmış, nöbetçi er, kokudan bayılmış" diye bir sürü söylenti
geziniyordu. Ve 15 yıl sonra ilk kez Ata'nın yüzünü göreceklerdi.Kefenin sargıları
aralanınca Prof. Kamile Şevki Mutlu, orada bulunanların yardımıyla
katafalka çıktı ve Atatürk'ün yüzüne baktı. Ata'nın derisi
kahverengi bir hal almış, ama yüz hatları bozulmamıştı. Menderes sapsarı
olmuştu
Prof. Mutlu, gördüğü tabloyu daha sonra şöyle
anlatacaktı:"Yüzünü örten
ıslak pamuk kitlesi kaldırılınca Ata'nın heykel gibi duran yüzü
ile karşılaştım. Uzun sarı saçlarından ince bir tutam, sol göz
kapağının üzerine düşmüştü. Atatürk, Dolmabahçe Sarayı'ndaki yatağında
uyuyor gibiydi."
Prof. Mutlu, kenarda bekleyen komite üyelerini tabutun
başına çağırdı. Onlar da tek tek tabutun içine baktılar.En başta
Başbakan Adnan Menderes vardı. Koyu renk takım elbisesi içindeki Menderes
de yanındakilerin yardımıyla katafalka çıktı,ürkek bir şekilde
aşağı, tabuta doğru baktı. O an ne olduğunu Prof. Kamile Mutlu'dan
aktaralım: "Menderes çok heyecanlandı.Rengi sapsarı oldu. Bir de
baktım ki, müzenin kapısına doğru gidiyor. Atatürk'ün yüzüne bakmadı.
Tahmin ediyorum, kendinde o kuvveti bulamadı. En sona Abdülhalik Renda
kalmıştı. O da Ata'yla karşı karşıya gelir gelmez tabutun yanına
yığılıverdi.
Salondaki herkes Atatürk'ü tek tek gördükten sonra naaş,
tekrar solüsyonla ıslatıldı. Ata'nın başı pamuklarla örtüldü ve vücudu
beyaz kefenle sarıldı. Bu sırada bir komiser,orada görevli adli tıp
doçenti Dr. Cahit Özen'in yanına yaklaşıp avucunda taşıdığı bir kâğıdı
gösterdi ve şöyle dedi:"Bu kâğıdı,Atatürk'ün hemşiresi Makbule Hanım
gönderdi.Kefenin içine Atatürk'ün göğsü üstünekonmasını
istiyor."Doç. Özen, kâğıda bir göz attı. Eski Türkçe bir şeyler yazılıydı.
"Böyle bir kâğıdı Atatürk kabul etmez. Bize kızar, darılır" dedi.Komiser
kâğıdı katlayıp cebine koydu ve uzaklaştı. Bütün işlemler bittikten
sonra salonda bulunanlar naaşın iki yanından geçip hep bir ağızdan
besmele çektiler ve cesedi yeni tabuta yerleştirdiler. Bu tabut da 15
yıl içinde yattığı büyük gül ağacı tabutun içine konuldu. Üzeri
bayrakla örtüldükten sonra kapağı kapatıldı.
Ve 10 Kasım sabahı, Ata'nın naaşı 15 yıl önce onu
Dolmabahçe'den Ankara'ya taşıyan top arabasına yerleştirilip son
durağı olacak Anıtkabir'e taşındı. Artık ebediyen orada kalacaktı...
Atatürk'ün tabutu, Menderes'in huzurunda açılmıştı
Ata'nın 15 yıl Etnografya Müzesi'nde bekletilen naaşı,12
askerin omuzları üzerinde oradan alınmış ve 136 asteğmenin çektiği bir
top arabası ve matem marşı eşliğinde Anıtkabir'e taşınmıştı.Radyodan
naklen yayımlanan o görkemli tören, en az 15 yıl önceki kadar
hüzünlüdür.Ancak o törenden hemen önce yaşananlar, tarihçilerin pek ilgisini
çekmemiştir. Bilindiği gibi, Anıtkabir yapılana dek, Atatürk'ün
naaşının korunabilmesi için "tahnit" denilen bir işlem
yapılmıştı.
Gülhane Patolojik Anatomi profesörü Dr. Lütfi Aksu tarafından
gerçekleştirilen bu işlem sırasında naaşa, şırıngayla özel bir
formül enjekte edilmiş ve üzerine formüllerin yapıştırıldığı iki küçük
ilaç şişesi, Ata'nın koltuk altlarına yerleştirilmişti. Bu işlem
sayesinde Ata'nın naaşı da -diyelim bugün Lenin'in mozolesinde olduğu gibi
öldüğü günkü haliyle korunabilirdi. Ancak Islam dini, ölünün defnini
şart koştuğundan,geçici tahnitin bozulması şarttı.
Nakilden önce, bu işlem için bir komite kuruldu. O
komite,törenden bir gün önce, Başbakan Adnan Menderes'in
huzurunda Atatürk'ün tabutunun açılmasını kararlaştırdı.Tabut açılınca
tahnit bozulacak ve ceset çürümeye başlayacaktı.Bir başka deyişle
Atatürk'ün (mumyalanmış gibi) korunmuş naaşını son görenler, o törene
katılanlar olacaktı. Atatürk'le ilgili belgesel çalışmaları sırasında o
törene katılanların bir kısmıyla konuşmuştuk.Bu yazıda yer alan
bilgilerin bir kısmı o tanıklıklara, önemli bir bölümü ise değerli Atatürk
araştırmacısı Prof. Dr. Utkan Kocatürk'ün, Prof.Dr. Kamile Şevki
Mutlu ile yaptığı sohbetten aktardıklarına dayanıyor.
Ata'nın yarım asır önceki son yolculuğu, sanırım bu
ayrıntılarla daha da ilginç bir boyut kazanıyor.

Atatürk'ü son görenler anlatıyor:

'Yüzünde iki günlük sakal vardı'

Osman Ersoy ve Halide Intepe, 10 Kasım 1953'te
Etnografya Müzesi'nde asistan olarak çalışıyorlardı. O yüzden 50 yıl önceki
o töreni ve tabutun içindeki Atatürk'ü son kez görme fırsatı
buldular.
Izlenimlerini şöyle anlattılar:
• OSMAN ERSOY: "Sağlığında görmemiştim Atatürk'ü... Korkunç
heyecanlıydım. Biz çalışanlar, asistanlar, memurlar sıra ile
katafalka çıktık. Oldukça sararmış ve küçülmüş bir çehre... 1 - 2 günlük
sakalı vardı. Kaşları fevkalade iyi şekilde fark ediliyordu."

' Gözleri aralıktı'

• HALIDE INTEPE: "Tabut kapanmadan en son gittim baktım.
Başı yana doğru eğikti. Yüzü hiç bozulmamıştı. Azıcık sakalları çıkmıştı.
Hani insan hasret giderek ölürse, gözleri aralık kalırmış ya, öyle
aralıktı gözleri... Ama bir ölü yüzü yoktu. Uyuyor gibiydi."
Kullanıcı avatarı
BIDIBIDI
Web Master
Web Master
Mesajlar: 8611
Kayıt: 01 Haz 2006, 03:01
İletişim:

Mesaj gönderen BIDIBIDI »

baştan sona kadar büyük bir dikkatle ve şaşkınlıkla okudum.. ellerine sağlık şekerşey,

Allah rahmet eylesin.

Biz unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız..

resim çok ilginç. :!:
Kullanıcı avatarı
sessiz_firtina
Bilinen Üye
Bilinen Üye
Mesajlar: 1161
Kayıt: 09 Tem 2006, 12:28
Konum: Alisamiyenden

Mesaj gönderen sessiz_firtina »

ben bu resımı ılk defa goruyorum keske bıraz daha net olsaydı

ALLAH rahmet eylesın

tesekurler
Kullanıcı avatarı
*ŞeKeRŞeY*
Mesajlar: 256
Kayıt: 25 Eyl 2006, 15:04
Konum: belli olmuyo evden, bürodan, cafeden.....:)

Mesaj gönderen *ŞeKeRŞeY* »

bu en net hali daha fazla netleşmiyor
yinede herşey net görünüyor
[img]http://img442.imageshack.us/img442/6037/desiiiisq1.png[/img]
Kullanıcı avatarı
sTRaLiS
Paylaşımcı Üye
Paylaşımcı Üye
Mesajlar: 3803
Kayıt: 24 Haz 2006, 18:08
Konum: SS.Çapa'dan
İletişim:

Mesaj gönderen sTRaLiS »

cok ılgınc,ne yasıcamı sasırdım valla...

tesekkurler ...
Resim Resimler Konusmaz Derler YALAN..O Gozler neler Anlatıyor Anlayana..Anlamak isteyene..
Resim


Vazgeçersen Kaybedersin
Cevapla

“Atatürk ve Türkiye” sayfasına dön