Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

..:: Atatürk'ten Alınacak Dersler ::..

ULU ÖNDER, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'E DAIR HER ŞEY...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
scakir16
Mesajlar: 410
Kayıt: 24 Nis 2008, 21:56
Konum: Bursa
İletişim:

..:: Atatürk'ten Alınacak Dersler ::..

Mesaj gönderen scakir16 »

Atatürkr17;ün sözlerinden ve yakın tarihimizdeki olaylardan alınacak çok şey vardır. Ne yazık ki, toplumun bazı kesimleri tarih bilincinden ve bilgisinden çok yoksundur. Okumadan, düşünmeden, kulaktan dolma bilgilerle kendilerince bilgiçlik taslar ve ona göre de yorum yapmaya çabalarlar. Bunun tipik örneklerinden birini yakınlarda ortaya atılan Vahdettin hain miydi değil miydi tartışmalarında yaşadık.

Hemen herkes bu konuda konuştu yorumlar yaptı. Söylenenleri izledikten sonra konuşanların Osmanlı Imparatorluk tarihini uzaktan yakından bilmediğini, özellikle Sultan II. Abdülhamit dönemini, Ittihat ve Terakki Fırkasır17;nın kuruluşunu, gelişmesini, I.Dünya Savaşır17;nın çıkış nedenlerini bilmediklerini, kulaktan dolma bilgilerle yetindiklerini üzülerek gördüm. Oysa bu konuda okunacak ve yakın tarihimize ışık tutabilecek öylesine çok yayınlanmış kitap var ki...

Örneğin Şevket Süreyya Aydemirr17;in Tek Adam, II. Adam, Enver Paşa isimli kitaplarının yanı sıra Atatürkr17;ün Nutku bunların başında gelmektedir. Yakın tarihlerde yayınlanan Turgut Özakmanr17;ın r0;Şu Çılgın Türklerr1; ve Soner Yalçınr17;ın r0;Efendir1; isimli kitapları da yakın tarihimizle ilgili bazı gerçekleri açıkça gözler önüne seriyor. Kuşkusuz, bunları okuduktan sonra kendi kendinize düşündüğünüzde Osmanlının neden çöktüğünü, Imparatorluğun I. Dünya Savaşır17;na nasıl sürüklendiğini, Istanbulr17;un işgalinde Vahdettinr17;in kendi saltanatını kurtarabilmek için nasıl küçüldüğünü, Ankara hükümeti ile ilgili bazı bilgileri Ingiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzonr17;a nasıl ulaştırdığını, Ankara hükümeti temsilcisi Yusuf Kemal Beyr17;e Osmanlı hükümetinden Sadrazam Tevfik Paşa ile Hariciyi Vekili Ahmet Izzet Paşar17;nın nasıl oyun oynadığı bugün açıkça yazılmış ve belgelerle ortaya konulmuştur. Bütün bu bilimsel belgelere dayalı gerçeklere rağmen, hala onları savunanların ortaya çıkması bilgisizliğin, gerçekleri öğrenmemenin tipik örnekleridir.

Bütün bunlar bir yana günümüze kıssadan hisse veya alınacak dersler olur mu, bilemem ama Atatürk ile ilgili birkaç anıyı yinelemek istiyorum.

Atatürkr17;ün köylülerle ilgili anılarında da alınacak dersler bulunmaktadır.Hadi Besleyicir17;nin Atatürk ile ilgili bazı anıları r0;Atamız Atatürkr1; isimli kitabında bulunmaktadır:

''Atatürk'e hakaretten sanık bir köylü hakkında kovuşturma yapılıyordu.
Dönemin bakanlarından biri durumu Atatürkr17;e duyurmuştur.

-Size küfreden bir köylüyü mahkemeye veriyoruz.
Atatürk sormuş:
-Ben ne yapmışım ona?

Soruşturma evrakını inceleyenler açıklamışlar:

- Gazete kâğıdı ile sardığı sigarayı yakarken kâğıt tutuşmuş da ondan!..

Atatürk, Bakan'a şu soruyu yöneltmiş:

- Siz hiç gazete kâğıdı ile sigara içtiniz mi?..
- Hayır!..
- Ben Trablus'ta iken içmiştim. Pek berbat şeydir. Köylü gene bana az
küfretmiş. Siz bunun için mahkemeye vereceğiniz yerde, ona insan gibi
sigara içmeyi sağlayınız.''

Atatürk, 1930'larda yapmış olduğu yurtiçi gezilerinde çiftçi, işçi, sanatkâr, esnaf ile memleket sorunlarını konuşuyor, sonra da onları Meclisr17;e getiriyormuş. N. Rogerr17;in ''Olaylar ve Atatürk'' kitabında, Atatürk'ün, tarlasında çift süren Halil Ağa isimli bir köylü ile konuşmasına yer vermiş:

- Kolay gele, bereketli ola Ağa.
- Allah razı olsun Bey...
- Hayrola Ağa, öküzün teki ne oldu?
- Devlete borcumuz vardı Bey; icra kapımızı çalınca çaresiz kaldık, koca
öküzü satıp borcumuzu ödedik.

Atatürk 'Sağlık olsun Ağa' dedikten sonra Içişleri Bakanı Şükrü Kaya, Salih
Bozok, Kılıç Ali,Hüsrev Gerede, Emir Subayı Resuhi Beyr17;in yanında yaveri Salih Bozokr17;a şunları söylemiştir:
- Salih, yarın sabah git, Halil Ağa'yı bul, getir. Kim olduğumu sorarsa,
bizim Bey seni bir kahve içmeye çağırıyor de...

Ertesi gün Salih Bozok, Halil Ağa'yı bulmuş ve Atatürk'ün yanına getirmiştir.
Atatürk ayağa kalkarak r0;Buyur Halil Ağar1; deyip bir sandalye göstermiştir.
Zamanın başbakanı Ismet Inönü de salonda bulunuyordu ve olanlardan
habersizdi. Atatürk Halil Ağa'ya dönerek:

- Halil Ağa, anlat şu vergi işini bir daha...
Halil Ağa, vergi borcunu, başına gelen icra olayını, satılan öküzünü tekrar anlatmıştır.Bundan sonra. Atatürk, Ismet Paşa ve Şükrü Kaya'ya dönerek:

- Arkadaşlar, biz Istiklal Savaşı'nı Halil Ağa'nın öküzünü icra yoluyla satalım diye yapmadık. Bu memlekette adaleti böyle mi kuracağız. Vatandaşı böyle mi koruyacağız, gerekirse vergi borcu ertelenebilir. Köylünün çift sürdüğü öküzü elinden alınmaz.

Halil Ağa, 'Sen Atatürk Paşamsın galiba, beni bağışla, kusur ettim' diye yalvaracak olmuşsa da; Atatürk 'Sana güle güle Halil Ağa, sen bizim gözümüzü açtın' diyerek Onu ayakta uğurlamıştır

Bundan sonra Atatürk Türk köylüsünün borcu konusunda çok titiz davranmıştır.

Çok eski yıllarda tanıma mutluluğuna eriştiğim gazeteci Hikmet Bilr17;in de Atatürk ile ilgili bir anısına sırası gelmişken yer vermek isterim:

Yunanlıları denize döken Gazi Mustafa Kemal Paşa 10 Eylül 1922 günü Izmirr17;e gelmiş ve Istanbullu gazetecilere Kramer Palas Otelinde buluşalım demiştir. Atatürkr17;ün Izmir Kordonboyur17;nda Ege Denizini seyrederek sohbet etmek niyetinde olduğu açıktı. Atatürk, üniformasız, korumasız sivil bir elbise ile yanındaki birkaç arkadaşı ile Kramer Palas oteline gelmiş, ancak içerisi yabancı ve yerli Hıristiyanlarla doluymuş. Salona gireceği sırada Onu tanımayan bir Rum garson karşısına dikilmiş:

-Yerimiz yoktur efendim!..
-Canım şöyle bir köşeye sıkışsak?
-Mümkünsüzdür! Efendim, yerimiz yoktur.

O sırada salondaki müşterilerden biri onu tanır ve r0;Mustafa Kemal Paşar1; diye bağırınca, herkes yerlerinden fırlar, alkışlar, çığlıklar yükselir...
Bu sefer Onu tanımayan Rum garson koşar, Atatürkr17;ü körfeze bakan bir masaya oturtur ve r0;Emriniz Paşar1; der...

Atatürk, özlemini çektiği halkçı demokrasiyi, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Fırka örneklerini denemiş olmasına rağmen, gerçekleştiremeden aramazdan çok erken ayrıldı.

Geçen yüzyılın dahisi Atatürk, böylesine büyük bir devlet adamı idi. Ondan alınacak daha çok dersimiz var. Atatürkçüyüz demekle, Onun ilkelerini benimsemekle bu iş olmuyor. Atatürkçü olunacaksa gerçekçi olunmalıdır!...
Cevapla

“Atatürk ve Türkiye” sayfasına dön