Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

İstanbul'U DINLIYORUM - ORHAN VELI KANIK

Haftanın şiirlerini buradan yayınlıyoruz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
BIDIBIDI
Web Master
Web Master
Mesajlar: 8611
Kayıt: 01 Haz 2006, 03:01
İletişim:

ISTANBUL'U DINLIYORUM - ORHAN VELI KANIK

Mesaj gönderen BIDIBIDI »

Resim

Istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Önce hafiften bir rüzgâr esiyor;

Yavaş yavaş sallanıyor

Yapraklar, ağaçlarda;

Uzaklarda, çok uzaklarda,

Sucuların hiç durmıyan çıngırakları

Istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.



Istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Kuşlar geçiyor, derken;

Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.

Ağlar çekiliyor dalyanlarda;

Bir kadının suya değiyor ayakları;

Istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.



Istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Serin serin Kapalı Çarşı;

Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa;

Güvercin dolu avlular.

Çekiç sesleri geliyor doklardan,

Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları;

Istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.



Istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Başımda eski alemlerin sarhoşluğu

Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;

Dinmiş lodosların uğultusu içinde

Istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.



Istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Bir yosma geçiyor kaldırımdan;

Küfürler, şarkılar, türküler, lâf atmalar.

Bir şey düşüyor elinden yere;

Bir gül olmalı;

Istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.



Istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;

Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;

Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;

Beyaz bir ay doğuyor, fıstıkların arkasından

Kalbinin vuruşundan anlıyorum;

Istanbul'u dinliyorum.



Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914’te Istanbul Beykoz’da doğdu. Cumhurbaşkanlığı Armoni Orkestrası şeflerinden klarnetçi Veli Kanık’ın büyük oğlu, Adnan Veli’nin ise ağabeyidir. Orhan Veli’nin çocukluk yılları Cihangir, Beykoz, Beşiktaş gibi semtlerde geçmiştir. Tahsil hayatından söz etmek gerekirse, Orhan Veli, 1925 yılına kadar yani dördüncü sınıfa kadar Galatasaray Lisesi’nde yatılı olarak eğitim görmüştür. Beşinci sınıfı ise Ankara Gazi Ilkokulu’nda okumuştur. Ilkokuldan sonra eğitimine Ankara Erkek Lisesi’nde devam eder ve 1932 yılında Ankara Gazi Lisesi’nden mezun olur. Lise hayatının bitimiyle Ankara’dan ayrılan Orhan Veli, Istanbul’da Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne girer. Üniversite yıllarında sosyal bir genç olan Orhan Veli, fakültede öğrenci grubu başkanlığına seçilir. Felsefe bölümü öğrenciliğinin yanında, bir yandan da Galatasaray Lisesi’nde öğretmen yardımcılığı yapmaktadır. Üç yıl felsefe eğitimi aldıktan sonra, henüz fakülteyi bitirmeden Ankara’ya döner ve 1936’da PTT Genel Müdürlüğü’ndeki memurluk görevine başlar.Oldukça duygusal, bir o kadar da mizahi bir kişiliğe sahip olan Orhan Veli öğrenim hayatı boyunca pek çok kez aşık olmuştur. Ilkokul öğretmeni Sedat Bey, onun edebiyata olan ilgisini fark etmiş ve ona yol gösteren kişi olmuştur. O yıllarda bir hikayesi “Çocuk Dünyası” adlı dergide basılır. Orhan Veli, ortaokul yıllarında Oktay Rıfat ve Melih Cevdet ile tanışır. Çocukluk yılarında başlayan bu arkadaşlık, sanat üzerine yapılan ortak çalışmalarla daha da pekişecek ve ebedi bir dostluğa dönüşecektir. “Garip” ya da “Garipçiler Akımı” olarak adlandırılan sanat akımı daha sonraları bu üç arkadaşın ortak eseri olarak meydana gelecektir.
Orhan Veli Ankara'da bir gece sokakta Belediye'nin açtırdığı bir çukura düşmüş, başından yaralanmış (10 Kasım 1950) , iki gün sonra da Istanbul'a gitmiştir. Istanbul'da bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçirmiş, hastaneye kaldırılmıştır (14 Kasım 1950) . Alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi edilmiş, ancak sonradan beyin kanaması geçirdiği anlaşılmıştır. Aynı gün akşama doğru komaya giren Orhan Veli, geceleyin saat 23.20'de hayata gözlerini yummuştur (14 Kasım 1950) .

ESERLERI

Şiir: Garip, (1941- O. Rıfat ve M. Cevdet ile birlikte), Vazgeçemediğim (1945), Destan Gibi (1946), Yenisi (1947), Karşı (1949), Nasrettin Hoca Hikâyeleri (1949), Bütün Şiirleri (1951). Düzyazı: Nesir Yazıları (1953), Edebiyat Dünyamız (1975), Bütün Yazıları (1982- 1. Cilt 'Sanat Edebiyat Dünyamız', 2. Cilt 'Bindiğimiz Dal').
Kullanıcı avatarı
sTRaLiS
Paylaşımcı Üye
Paylaşımcı Üye
Mesajlar: 3803
Kayıt: 24 Haz 2006, 18:08
Konum: SS.Çapa'dan
İletişim:

Mesaj gönderen sTRaLiS »

cok güzel bi şiir...bıdıbıdı bu şiire,flash anımasyon mu dıyoduk(anladın sen)...yakışır be... :arrow:
Resim Resimler Konusmaz Derler YALAN..O Gozler neler Anlatıyor Anlayana..Anlamak isteyene..
Resim


Vazgeçersen Kaybedersin
masal
Hoş Geldiniz (Acemi Üye)
Hoş Geldiniz (Acemi Üye)
Mesajlar: 2
Kayıt: 17 Ara 2006, 13:56

Mesaj gönderen masal »

ISTANBUL U DINLIYORUM GÖZLERIM KAPALI SACIMDA RÜZGARIN ELLERI BU ŞIIR YAKTI TÜM GEÇTIIGI TENLERI :clap:
Cevapla

“Haftanın Şiiri” sayfasına dön