Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

KURTULUŞ SAVAŞINDA GIRESUN VE TOPAL OSMAN

Giresun tarihine ait bilgiler...
Cevapla
murtaa_28
KARA LISTE
KARA LISTE
Mesajlar: 207
Kayıt: 18 Tem 2006, 23:54
Konum: hayatın savurdugu yerden

KURTULUŞ SAVAŞINDA GIRESUN VE TOPAL OSMAN

Mesaj gönderen murtaa_28 »

Kurtuluş Savaşımızda Giresun'un özel bir yeri vardır.

Birinci Dünya Savaşından önce Giresun nüfusunun yarısı Türk, yarısı Rum Ermeni idi. Rumlar ilin ekonomik hayatında söz sahibi idiler. Bunların, Rum pontus devletini yeniden kurmak gibi gizli bir emelleri vardı. Birinci Dünya savaşı yenilgisinden sonra, bunu açığa vurmakta sakınca görmediler.

Bu savaşta Rusların karşısında, Bayburt cephesinde dövüşen 37. Fırkanın emrinde, Giresunlulardan oluşan gönüllü bir birlik de vardı. Başında Topal Osman Ağa'nın bulunduğu bu birlik, kendinden sayıca ve malzemece çok üstün düşman kuvvetleri karşısında çetin savaşlar vererek Harşit Irmağına kadar çekilmiş, burada mevcudunu artırarak 14 Şubat 1918 tarihine rastlayan Rus saldırısının durdurulmasında başarılı hizmetler görmüştür.

Bu başarıdan sonra Giresunlu gençler yeniden birleşerek Kafkas Cephesine gitmiş çoğu bir-daha dönmemiştir.

Mondros Anlaşması üzerine silah bırakılması olduğu zaman Osman Ağa Giresun'a dönmüştü. 0 sırada Rumlar Pontus Devleti hayaliyle işi azıtmışlar, bugün Ticaret Lisesi olarak kullanılan binaya Yunan bayrağını çekecek kadar ileri gitmişlerdi. Bir zamanlar Giresun belediye başkanlığı yapan Kaptan Yorgi Paşanın oğlu da Avrupa'da Pontus Devleti tezini savunuyor, Ingiliz başbakanı Lloyd George gibi yandaşlar bulabiliyordu. Türkler üzgün ve kızgındı. Bu koşullar içinde Osman Ağa, Giresun Belediye Başkanlığı makamına oturdu.

Çok geçmeden 15 Mayıs 1919 tarihinde Izmir'in Yunanlılar tarafından işgal edildiği haberi geldi. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Giresun şubesi 17 Mayıs 1919 Pazar günü, Giresun'un Çamlı Çarşı mevkiinde büyük bir protesto mitingi düzenledi, ilgili makamlara aşağıdaki telgraflar çekildi:

Osmanlı Sadrazamına,

Dersaadet

Hükümetinizi, idamımızı tebliğe memur görmek istemiyoruz. Size Türk Sadrazamı olarak hitap ediyoruz. Izmir'de mavi mi sallanacak, al mı kalacak? Hükümetiniz buna bigane kalarak boyun mu eğecek? Izmirli kardeşlerimiz Yunan palikaryalarına teslim mi edilecek?

Dar ağaçları bizim de ufkumuzda belirmekte, idam animiz yaklaşmaktadır. Izmir'in Yunana ilhak edildiğini öğrendiğimiz gün, Giresun muhiti akissiz kalmayacaktır. Ve dünyada hiç bir kuvvet bizi mahzun çevirmeyecektir. Cebir, neticeyi tecilden başka birşeye yaramayacaktır!

Dersaadette Amerikan Mümessilliği ile Nasir-i Sulh ve Saadet Vilson'a

Çerağını yükselttiğiniz adaleti sizden bekliyoruz. Türk toprağı Izmir, Yunanlılara veriliyor. Washington'un ruhunu tazip eden bu cinayete nasıl göz yumacaksınız? Sizden adalet bekliyoruz.

Biz Giresun Türkleri, Yunanlıların gaddarlığına mukabele için hazırız. Izmir'de haksiz yere dökülen Türk kanları Türk ilinde akissiz kalmayacaktır. Azmimiz kavidir. Yalnız adalet ve olum bizi yolumuzdan döndürecektir. Milyonlarca insan kanıyla istihsal edilmiş olan hal-i hazır sükunetin ihlaline müsaade etmeyiniz!

Giresun'dan, Istanbul'daki Ingiltere, Fransa ve Italya mümessilliklerine de aynı içerikte telgraflar çekilmiştir.

Osman Ağa, Ermeni tehcirinden dolayı Nemrut Mustafa Pasa Harp Divanı tarafından tutuklanmasına karar verildiğinden, bir süreden beri gönüllüleriyle birlikte Keşap yöresinde bulunuyordu. Bu konuda Istanbul hükümetinden talimat alan kaymakam Nizamettin beyin, Giresun'dan uzaklaşması hususundaki uyarılarına bir süre direnen Osman Ağa, aynı fiilden suçlanan Sarımahmut Zadenin yakalanarak Istanbul'a gönderilmesinden sonra Giresun'dan ayrılmak zorunda kalmıştı.

Silahlı Rum çetelerinin taşkınlıkları bölgede giderek artıyordu. Bundan, en çok etkilenen iller arasında bulunmasına karşın Giresun, gizli veya açık her hangi bir silahlı örgütten yoksundu. Bu durumda Osman Ağa'yı hizmete çağırmaktan başka bir çıkar yol görünmüyordu. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Giresun şubesi yöneticileri, kaymakam vekili Trabzonlu Pertev beyin de iznini alarak Osman Ağa'yı hizmete çağırdılar.

Bundan sonra Osman Ağa, bir sure Abacıbükü Mahallesi yakınlarında gizli çalıştı Padişahın affına uğradıktan sonra da daha serbest hareket etme imkanına kavuştu.

Bu sırada Giresun Askerlik şubesi başkanı Tirebolulu Hüseyin Avni Alpaslan da milli güçlerle temasa geçerek Giresun'un verilecek her göreve hazır olduğunu bildirmiştir. Bunun üzerine, oluşturulacak 1000 kişilik bir taburun Kars'ta Kazım Karabekir Paşanın emrine gönderilmesi istenmiş ve bu istek hemen yerine getirilmiştir. Giresun Gönüllü Taburu adını alan bu birlik, oradaki başarılı hizmetlerinden sonra 23 Ocak 1920 tarihinde Kazım Karabekir Paşa tarafından garp cephesine uğurlanmıştır.

Mustafa Kemal Pasa ve yakınları, artık Giresun gönüllüleri hakkında yeter bir fikre sahip olmuşlardır. Bu yüzden koruma görevini yapmak üzere bir gönüllü birliğinin Ankara'ya gönderilmesi istenmiştir. Osman Ağa tarafından Ankara'ya gönderilen bu birlik, zamanla büyüyerek Giresun Gönüllü Laz Müfrezesi adını almıştır.

Osman Ağa Ankara hükümetinden aldığı bir emir üzerine de, Giresun'dan teşkil ettiği bir taburla Koçgiri isyanının bastırılması hareketine katılmıştır. Daha sonra mevcudu artırılan bu tabur 47. Alay adini almıştır. Yine Giresun Gönüllülerinden kurulan 42. Alay da Hüseyin Avni Alpaslan'ın emrine verilmiştir. Bu alaylar, Sakarya ve Dumlupınar meydan muharebelerinde büyük yararlılıklar göstermişlerdir.
Cevapla

“GiRESUN TARiHi” sayfasına dön