Bidibidi Yenileniyor !
23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com
[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü
[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler
KAYDOL
23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com
[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü
[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler
KAYDOL
Hesap Vermek Zor
Hesap Vermek Zor
Kasabanın zengin ağası ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Bir çok doktor tedavi için gelmiş fakat hepsi de aynı şeyi söylemiş "en fazla iki aylık ömrünüz var" Aslında ağanın ölümden korkusu yokmuş, sadece mezardaki ilk geceden, Münker ve Nekir'den çok korkuyormuş. Sonunda kararını vermiş ve kasabaya tellallar çıkartmış. Tellallar şöyle bağırmış "Ey ahali ağamız muzdarip olduğu hastalıktan yakında ölecek, her kim ki mezardaki ilk gecesini onunla birlikte geçirir, tüm servetinin yarısı kendisine bağışlanacaktır." Halk hayretle dinlemiş ve önce hiç kimse talip olmamış. Sonradan köyün en fakir oduncusu "Kaybedecek neyim var, bir kuru canımı zor yaşatıyorum, ya onunla birlikte ben de ölürüm ya da vaad edilen servete kavuşurum" diyerek ağayla birlikte bir gece için mezara girmeyi kabul etmiş. Gel zaman git zaman ağa ölmüş. Yıkanmış, namazı kılınmış, omuzlarda mezara getirilmiş ve gömülmüş. Ağanın mezarının içine ayrıca bir bölüm yapılmış ve bizim fakir oduncu da ölmeyecek şekilde buraya yerleştirilmiş. Dualar edilmiş, talkınlar verilmiş, velhasılı halk çekip gitmiş, onları yalnız bırakmışlar. Gece olmuş, sorgu sual melekleri Münker ve Nekir gelmiş. Bakmışlarki mezarda iki kişi var, biri ölü biri diri. "Nasılsa ölü bir yere gidemez, önce dirinin hesabını görelim" demişler ve başlamışlar sorgu suale. Önce klasik Rabbin kim, peygamberin kim? sorularından sonra sıra gelmiş dünya hesaplarına, nereden buldunlara. Oduncu anlatmaya başlamış. "Ilk önce hiç bir şeyim yoktu, aç biilaç sokaklarda dolaşıyordum. Sonra yaşlı bir adamın verdiği tavsiyeye uyarak tepelerdeki ormanlara gittim, taşıyabileceğim kadar odun toplayıp kucakladım ve kasabaya getirip sattım. Kazandığım paranın bir kısmıyla ekmek aldım, bir kısmıyla da ip aldım. Tekrar ormana gittim, odun topladım. Aldığım iple büyük bir denk yaptım, kasabaya getirip sattım. Kazandığım parayla bir küfe aldım, daha fazla odun taşıdım. Sonra bir balta aldım, biraz kap kacak, tahta bir kaşık, daha sonra bir eşek ve bir küfe daha aldım. Sonra kendime tahtadan küçük bir kulube yaptım, zamanla yatak yorgan aldım" diyerek ne yapmış ne etmişse hepsini birer birer anlatmaya çalışmış. Ipi nasıl aldın? küfeyi nasıl aldın? derken sabah olmuş. Gelip mezarı açmışlar ve zavallı oduncuyu çıkarmışlar. "Sen vasiyete uydun bir geceyi mezarda geçirdin, vaad edilen parayı hak ettin buyur al" demişler. Oduncu "Yooook" demiş, "istemem", "Ben bir iple bir küfenin hesabını sabaha kadar veremedim", "Bu kadar malın mülkün hesabını hiç veremem", "Kalsın" demiş.
bana yediğim çikolataların hesabını sorarlarsa napacamm

ALışma bana,ne yapacağım beLLi oLmaz,bugün varım,yarın birden yok oLurum
Dokunma bana,kapanmamış yaraLarLa doLuyum
Sevme beni,yoğun duyguLarımda kayboLursun
Çözmeye çaLışma sakın,seninLe karışır iyice kördüğüm oLurum
Güveniyorsan kendine inandır beni aşkın varLığına,sonucunda öyLe bir aşk yaşatırımki,vazgeçemezsin,tutkun oLurum ..
YıkabiLirsen duvarLarımı,sakin bırakma beni,tüm tutkuLarım ve gücümün arkasında
haLa minik bir çocuğum,büyütemezsen kayboLurum
TAKLITLERIMDEN SAKININ 




