Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

ISRAF !!!

En güzel, en romatik , en içten gerçek, inanılmaz, ders alınabilecek tarzdaki hayat hikayeleri...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
denizindibi
Yıldızlaşan Üye
Yıldızlaşan Üye
Mesajlar: 6120
Kayıt: 10 Tem 2008, 16:21
Konum: denizin dibinden....

ISRAF !!!

Mesaj gönderen denizindibi »

Beş yaşında idim. Rahmetli babaannem pirinç ayıklıyordu. Bir tane yere düştü. Babaannem eğildi, aramaya başladı.
Sağa bakıyor, sola bakıyor, bulmaya çalışıyordu . Çocukluk iste,
-Aman babaanne dedim.
- Bir pirinç tanesi için bu kadar caba harcamaya, yorulmaya değer mi?
Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı, öfkeyle doğruldu.
-Sen oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun, ' dedi.
- Hiç pirinç üretilirken gördün mü? Insanlar ne kadar zorluk çekiyorlar.
Bir pirinç tanesinde kaç insanin göz nuru, alın teri, emeği, çilesi var biliyor musun?'
Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.

Aradan yıllar geçti. Hukuk Fakültesinde öğrenciyim. Alain'in proposlarini okuyorum.
Birden irkildim. Babaannemi hatırladım. Alain, bir insan yerde bir iğne görüp de eğilip almazsa,
bütün uygarlığa karşı ihanet etmiş olur diyordu. Ilave ediyordu.
Bir iğnenin üretiminde binlerce insanin alın teri, göz nuru, el emeği vardır diyordu.

On dokuz yıl evveldi. Stockholm'e gitmiştim. Bir otele indim. Geceydi.
Sabahleyin, traş olmak için lavaboya gittiğimde, aynanın yanında ilginç bir not gördüm.
'Lütfen traştan sonra jiletinizi çöpe atmayın, yanda bir kutu var oraya bırakın, bir tek jiletle dahi olsa,
Isveç çelik sanayisine yardımcı olun' diyordu. Doğrusu hayretler içinde kaldım.
Çocukluğumdan beri çelik eşya denince akla Isveç çeliği gelir.
Birçok eşya üzerinde' Isveç çeliğinden yapılmıştır' diye yazardı.
Iste o ülke, kullanılmış bir tek ufacık jiletin bile çöpe gitmesini istemiyor,
ona sahip çıkıyor, gelen turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu.

Isviçre'de zaman zaman, belli periyotlarda radyolar, televizyonlar bir haberi duyurur.
'Şu tarihte, su saatte, adamlarımız gelecek. Siz lütfen hazırlığınızı yapın.
Okumadığınız, ilgilenmediğiniz, kullanmadığınız ne kadar kitap, dergi, gazete varsa,
kâğıt, ambalaj, kutu varsa, velev ki, bir ilaç prospektüsü dahi olsa, kapının önüne koyun.
Isviçre'nin kalkınmasına yardımcı olun. Fazla ağaç ziyanına engel olun.'

Japonlar son derece sade, basit, yalın mütevazı yasayan insanlardır.
Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar Japonlara göre ruhen tekamül edememiş,
hayatın manasını anlayamamış, zavallı kimselerdir.
Böyleleriyle; evini mezat salonuna çevirmiş zavallı, diye eğlenirler.
Bir insanin gösteriş için eşyanın esiri olması ne kadar acıdır.
Vaktiyle Japon ekonomisi darboğazdan geçiyor. Iç borçlar, dış borçlar gırtlağı aşıyor.
Zamanın başbakanı meclisi toplar. Kürsüye çıkar. Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri ile anlatır ve;
-Şu andan itibaren der,
-Tanrı şahidim olsun ki, Japonların iç ve dış borçları son kuruşuna kadar ödenmeden,
pirinçten başka bir şey yemeyeceğim.
-Şu üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim. Dediklerini yapar,
en üstten en alta bir israftan kaçınma kampanyası açılır. Japonya bütün borçlarını öder.
Bu durumun toplumun bütün kesimlerini, tek istisna olmadan kapsadığını söylemeye gerek yok.
Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını gördüm.
Yarabbim, ne kadar sade, ne kadar mütevazı, ne kadar gösterişten uzak...

*Gerekmediği halde elektriği yakmakla, suyu kapamadan bos yere akıtmakta,
gece çamurlu ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla, yemek yediğimiz kapları
yıkamadan bırakmakla biz de zalimler sınıfına geçmiyor muyuz?

*Hayat çok ince, akil almaz incelikte ipliklerle örülmüştür.
Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki, Ilk okul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım.

Bir mıh bir nalı kurtarır. Bir nal bir atı, bir at bir komutanı, Bir komutan bir orduyu,
Bir ordu bir ülkeyi kurtarır diyordu..

Maddi durumumuz ne olursa olsun, ister zengin olalım ister fakir,
hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız.
Burada parayı da, maddiyatı da aşan büyük bir edep ve incelik vardır.
ResimResim
Kullanıcı avatarı
betül_42
Ilk Üye
Ilk Üye
Mesajlar: 2908
Kayıt: 03 Haz 2006, 04:01
Konum: Mevlana diyarı konya

Mesaj gönderen betül_42 »


benim son yıllarda hayatım hep okulda dershanede geçti,çıkışlarda arkama dönüp baktığımda nerdeyse tüm lambaların açık olduğunu görüyordum..
nede olsa birisi gelip kapatacaktır...ama hiç o birisi biz olmayız...

çok güzel bir paylaşımdı teşekkürler..bu tür paylaşımlara çok ihtiyacımız var..
Resim ResimResim
Kullanıcı avatarı
denizindibi
Yıldızlaşan Üye
Yıldızlaşan Üye
Mesajlar: 6120
Kayıt: 10 Tem 2008, 16:21
Konum: denizin dibinden....

Mesaj gönderen denizindibi »


ben hastanede, okulda, gittiğim her yerde hatta misafirlikte bile kullanılmayan lavaboların, ne biliiim boş olupta ışığı yanan heryerin ışıklarını söndürmeye, çevremde bulduğum bütün geri dönüştürülebilir şeyleri toplayıp biriktirmeye çalışıyorum, bizim insanımız bu kadar merhametli ve iyi yürekliyken neden özellikle batılı insanların bu tarz seylere önem verdiğini anlamış değilim zaten .Toplum olarak biraz daha duyarlı olmamız lazım değil mi
ResimResim
Kullanıcı avatarı
dr.k_unal
Gelişen Üye
Gelişen Üye
Mesajlar: 101
Kayıt: 23 Ağu 2008, 01:10

Mesaj gönderen dr.k_unal »

kesinlikle toplum olarak duyarlı olmalıyız ama önce birey olarak duyarlı olmalıyız.
paylaşım için çok teşekkür ederim. :)
Cevapla

“Okunası Hikayeler” sayfasına dön