Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

Ve şairler boyuna kimlere yazarlar

En güzel, en romatik , en içten gerçek, inanılmaz, ders alınabilecek tarzdaki hayat hikayeleri...
Cevapla
murtaa_28
KARA LISTE
KARA LISTE
Mesajlar: 207
Kayıt: 18 Tem 2006, 23:54
Konum: hayatın savurdugu yerden

Ve şairler boyuna kimlere yazarlar

Mesaj gönderen murtaa_28 »

hayatına ve yapıtına dair yeni bir ipucu bulma umuduyla, heyecanla okurum.
Necatigil şiiri üzerine bir doktora tezi temel alınarak hazırlanan, Yılmaz Taşçıoğlu’nun “Dar Vakitlerde Geniş Zamanlar” kitabını da bu duyguyla elime aldım. Kitaba kaynaklık eden doktora tezi, aslında “Behçet Necatigil’in Şiirlerinin Şekil ve Muhteva Yönünden Incelenmesi” başlığını taşıyor. Bu kadar itici bir başlığı, “Dar Vakitlerde Geniş Zamanlar” gibi lirik bir isme dönüştürerek, Taşçıoğlu azımsanmayacak bir iş yapmış. Zira bir okur olarak, akademisyenlerin elinden çıkan metinlerin bugüne dek okuru şiire yaklaştırmaktan çok, şair ve okur arasına sebepsiz engeller koyduğunu düşünenlerdenim. Yılmaz Taşçıoğlu, hiç değilse kitabın adıyla bu uzaklığı biraz kırmış görünüyor.

Akademisyenlerin yazdıklarında genellikle iki eğilim gözlenir: Yazar, ya okuru da kendisi kadar bilgili ve zeki görür, metindeki kimi boşlukları doldurmaz, kimi açıklamaları es geçer. Ya da metne muhatap olan okurun hiçbir şey bilmediğini farz ederek her şeyi baştan anlatmaya soyunur. Yılmaz Taşçıoğlu’nun kitabında bu ikinci eğilimin baskın olduğu rahatlıkla söylenebilir. Örneğin, yazar, kitabın “Giriş” bölümünde neredeyse Cumhuriyet dönemi şiirinin kısa bir tarihini sunuyor. Edebiyat okurunun muhatap olduğu bir kitapta böyle bir bölüme gerek var mıydı? Taşçıoğlu, bu noktada, akademik zorunluluklarla edebiyatın ve okurun ‘niyet’ini birbirinden ayırt edememiş gibi.

“Dar Vakitlerde Geniş Zamanlar”ın önemsenmesi gereken yönü, Necatigil şiirinin vasattan mükemmele doğru evrilişini adım adım gösteriyor olması. Taşçıoğlu, Necatigil şiirini bölümlendirirken, şairin o ünlü “Şiirde Burçlar” denemesini temel alıyor ve bugüne dek yapılan bölümlemelerden farklı 6 bölümde bir biçim ortaya koyuyor. Bu bölümler, “Ilk Hevesler (1934-1945)”, “Öyküleme (1945-1955)”, “Geçiş Dönemi (1955-1960)”, “Olgunluk Dönemi (1960-1970)”, “Kareler 81970-1972)” ve “Son Şiirler (1972-1979)”, bildiğim kadarıyla Necatigil şiiri üzerine yapılan en ayrıntılı bölümleme. Ancak bu bölümleme de, Necatigil şiirinde asıl kırılmanın 1965’te Yaz Dönemi’yle yaşandığı yorumuna yeni bir şey katmıyor. Kitap boyunca, Necatigil’in şiir üzerine görüşlere sık sık yer verilmesi, bazı alıntıları farklı açılardan okumayı sağladığı için yararlı olmuş. Kitabın en başarılı bölümü ise Necatigil şiirinin yapı özelliklerini ortaya koyan “Ikinci Bölüm”. Bir poetika metninde çizelgelerin ve rakamların yer almasından hiç hazzetmem; ancak bu bölüm, meraklısı için gerçekten doyurucu bir malzeme sunuyor. “Ev ve Aile” bölümü, Necatigil’in iç dünyasına yetkince ayna tutmayı başarırken, “Koşut Yapılar” bölümü şiir tekniğine dair önemli nüanslar veriyor.

Kitaptaki eksiklikler...

Kitaplık dergisi, Ekim 2005 sayısında, Necatigil’in yıllar önce kaybolan ilk kitabı Yeldeğirmenleri’ni okuyucuya armağan etmişti. Künyesinde Şubat 2006 tarihini taşıyan Yılmaz Taşçıoğlu’nun kitabında Yeldeğirmenleri’nden hiç söz edilmemesi, kitaptaki en büyük eksiklik olarak göze çarpıyor. Çünkü o kitapta, Necatigil’in hiç bilinmeyen 6 şiiri ve çoğu şiirin farklı biçimleri yer alıyor. Bu durum belki de Yeldeğirmenleri ölçüt alınarak Necatigil’in ilk dönemini yeniden değerlendirmeyi zorunlu kılar. Kitaptaki bir başka eksiklik de, özellikle ilk bölümlerde Necatigil şiiri üzerine yapılan pek çok saptamanın dizelerle örneklendirilmediği için havada kalması... Ayrıca, bir şair üzerine yapılmış doktora tezi düzeyindeki bu çalışmada pek çok anlatım bozukluğuna ve dizgi yanlışına rastladım. Dilerim, sonraki baskılarda bu hatalar giderilir. Necatigil’de Batı etkisinin anlatıldığı bölüm de daha ayrıntılı, örneklerle açıklayıcı olabilirdi. Kitap, akademik eser formatının hantallığı ile mâlul ve pek çok tekrar içeriyor. Peki, Necatigil’in şiirlerindeki Kur’an-ı Kerîm’e göndermelerin, “Doğu Mitolojisi” başlığı altında incelenmesini de akademik zorunluluklarla mı açıklamak gerekiyor? Bir de şunu merak ediyorum: Böyle bir kitaba, ‘sonuç’ bölümü koymak şart mı?

Dar Vakitlerde Geniş Zamanlar, temelde şiirin yapılış süreci hakkında bilgiler içeren, bir şairin şiirini nasıl yenilediğini gösteren bir kitap, ama Necatigil şiiri üzerine ‘yeni’ bir şey ortaya koyduğunu söylemek, iyimser bir yaklaşım olur. Kitabı, Necatigil şiirini tanımak için öncelikli bir referans değil, yer yer başvurulabilecek bir kaynak olarak tanımlamak gerekir. Necatigil’in büyülü dünyasını biraz daha keşfedebilmek umuduyla sayfalarını çevirdiğim Dar Vakitlerde Geniş Zamanlar’ı elimden bıraktığımda şuna bir daha inandım: Asıl şiir eğitimi, yalnızca şiiri okumakla gerçekleşir.


Dar Vakitlerde Geniş Zamanlar

Yılmaz Taşçıoğlu

3F Yayınları


“Kareler” üzerine çözümlemeler

Necatigil şiiri üzerine bugünlerde yayımlanan bir başka çalışma, Hasan Akay’ın “Kare-Deniz”i. Behçet Necatigil’in “Kareler Aklar” kitabındaki Kareler bölümüne odaklanan yapıt, çağdaş Türk şiirinin en yetkin ‘somut şiir’ örneklerinin yer aldığı Kareler’deki şiirleri çözümlemeyi deniyor. Çokanlamlılığın metnin içindeki yapıda bulunduğu bu şiirleri irdelemek, kuşkusuz hem risk hem de pek çok zorluk barındırıyor. Kitaptan ilk edinilen izlenim, Akay’ın bu çözümlemeleri ‘tadına vararak’ yaptığı. Hasan Akay, yapıtını büyük ölçüde akademik hantallıklardan arındırmış. Kitaba yazdığı önsözde, “zevkle” okunmasını dilediğini söylüyor. Bu, okura, okurun zevkten ne anladığına kalmış.
Cevapla

“Okunası Hikayeler” sayfasına dön