Zıt Kutuplar Birbirini Çeker mi?

[deniz gözlü]

Sizce zıt kutuplar birbini çeker mi?

[deniz gözlü]

Bir insan aşkta neden zıttını seçer, bunun biyolojik ya da psikolojik bir yanı var mıdır? Işte yanıtları...

Siz sevginizi hissettiğiniz biçimde yansıtabilenlerden misiniz, yoksa kendini gizleyenlerden misiniz?

Hep kendiniz gibi kişilerden mi hoşlanırsınız, yoksa ilişkilerinde sizin tam tersiniz gibi davrananlar mı size ilgi çekici gelir? Bunların nedenleri neler...

Duygularını belli etmekten hiç çekinmeyenler; sarılmayı ve öpmeyi aşk hayatının değişmez bir parçası olarak görürken, duygularını gösteremeyenler partnerlerini derinden seviyor olsalar bile sevgilerini aktarmada türlü sıkıntılar yaşıyor ve hatta bununla ilgili büyük rahatsızlık duyabiliyor. Bu tür durumlar ilişkiyi genelde sorunlu hale getirse de, zıt kutuplar birbirlerini çekmeye devam ediyor.

Zıt kutuplar birbirlerini duygusal manada anlayamasalar da, hep tam tersi davranışlarda bulunsalar da, bu durum bazı zamanlarda ilişkiyi canlı tutuyor ve kişilerin ilişkiye karşı tutku duymalarına neden oluyor.

Uzmanlar duygularını belli etmekten hoşlananların, sevgi gösterilerinden pek haz etmeyen ve biraz da içine kapanık olanları 'merak uyandırıcı' bulduğunu ve onlara daha çok ilgi duyabildiklerini söylüyor. Aynı durum, tersi için de geçerli. Yani sevgisini belli edemeyenler de aslında ruhunun derinliklerinde duygularını dışa daha rahat vurmak istiyor ve bu tür kişileri etkileyici buluyor.

Kaçan ve kovalanan mevzusunda olduğu gibi, biri kaçmaktan biri de kovalamaktan keyif alır hale geliyor. Eğer partnerinizde aradığınız aşk ise, zıt kutuplar sanki bir açıdan birbirini tamamlıyor.

Fakat ilişkisinde huzur isteyenlerdenseniz ve ondan vazgeçemiyorsanız, bu uyumsuzluk ve bu farklı bakış açıları, hem sizi hem de onu olumsuz etkileyebilir.

Nasıl mı?

Ilgiye Muhtaç Hale Geliyor

Bu iki kişi ilişkiye başladıktan sonra, duygularını gösterebilenler zamanla 'ilgiye çok daha muhtaç' hale gelirken duygularını belli etmeyenlerse ilişkiden ve karşısındaki kişiden gittikçe uzaklaşmaya başlıyor.

Bunun tam tersi olduğu durumlarda yaşanıyor, duygularını gösterebilenler, karşı taraftan karşılık alamadığında bir süre sonra iltifat etmekten, ilgi göstermekten vazgeçiyorlar. Duygularını göstermekte zorlanan kişiler ise, ilgi görmeye alıştıkları için ilişkinin boyutunun değişmesinden rahatsızlık duyuyorlar.

Yine de her iki tarafın birbirlerini sevdiklerini bilmesi, ilgi gösteriş biçimlerinin farklı olması ilişkiyi yok olmaktan kurtarabilir.

Sevgi Gösterme Biçimleri Farklı

Bazılarımız karşısındakine sevgisini işinde başarılı olarak, çocukları sürekli düşünerek, sabah kahvaltıyı hazırlayarak, bahçeyi düzenleyerek, evi temizleyerek, çokça para kazanarak, sevdiği diziyi izlemesine izin vererek veya güzel bir tatil planı yaparak gösterirken, bazılarının ise tek isteği sıcak bir gülümseme ve sıkı sıkı sarılmak olabilir. Psikologlar, bu durumdan biraz 'sonradan öğrenilmiş', biraz da 'genetik faktörlere bağlı' olarak bahsediyor. Tek bir neden yok, anlayacağınız.

3 Çeşit Bağlılık Var

Bazı psikiyatristler kişileri ilişkideki bağlılık anlamında üçe ayırıyor; kendini güvende hissedenler, endişeli ve çekingen olanlar.

Kendini güvende hissedenler, toplumun yarısından biraz daha fazlasını oluşturuyor. Genel olarak sıcak insanlar ve ilişkilerinde samimiyet kurmakta zorluk çekmiyorlar.

Endişeli tipler, toplumun yaklaşık olarak % 20'sini oluşturuyorlar, ilişkileri ve partnerlerinin onları sevip sevmediği ile ilgili sürekli kaygı duyuyorlar ve duygularını göstermekten de çekinmiyorlar.

Çekingenler ise toplumun % 25'ine yakınını oluşturuyor. Samimiyetin ve duygusal yakınlığın, kendi kendilerini kontrol etmekte yani otonomilerinde zorluklar yaşayabileceklerini düşünüyorlar. Bu yüzden de arada hep bir mesafe bırakıyor, bazen de partnerlerine sırt çeviriyorlar.

Zıt kutuplar birbirini çekiyor, fakat kalıcı mutluluk ve huzur için ilişkinin ilerleyen safhalarında biraz daha çaba göstermek, empati kurabilmek gerekebiliyor.