Bidibidi Yenileniyor !

23 Nisan 2021 tarihinden önce hesabın varsa Şifreni Sıfırlaman gerek: TIKLA ŞİFRE SIFIRLA | Her şeye sana özel olan panelinden ulaşabileceksin. Seni evine bekliyoruz: https://www.bidibidi.com


[YENİLENDİ] Kullanıcı, Kayıt, Üyelik ve Profil Sistemi
[YENİLENDİ] Bidibidi Oyun Bölümü

[BEKLİYOR] Forum, Galeri, Diğer Bölümler


KAYDOL

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) : Kişi sevdiğiyle beraberdir!

Peygamberimiz...
Kullanıcı avatarı
tatlı cadı
Kahraman Üye
Kahraman Üye
Mesajlar: 4550
Kayıt: 18 Oca 2007, 16:37
Konum: Önemli Olan Nerden Oldugun Degil,Nereye Gidecegin...
İletişim:

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) : Kişi sevdiğiyle beraberdir!

Mesaj gönderen tatlı cadı »




Peygamberimiz (sas) “Kişi sevdiğiyle beraberdir!” buyurmuştur. Herkes kime ne kadar sevgi beslediğini kontrol etmek durumundadır. Sevdiğinizi dikkatli sevmek gerektiğini de göz ardı etmeyin.
Size bir soru: - Çevrenizde kimleri çok seviyor, kimlere daha çok ilgi duyuyor, taklit ediyorsunuz?

Bunu bir düşünün isterseniz... Neden mi?..

-Çünkü insan ahirette de dünyadaki sevdikleriyle beraber olacaktır da ondan...

Sevdiği insan cennetlik bir yaşantı içinde ise, kendisini seveni de cennette layık bir iman ve amel içinde görmek isteyecektir...

Yok eğer cehennemlik bir yaşantı içinde ise, o da sevenini kendine layık bir alışkanlık ve davranış içinde olmaya teşvik edecektir... Böylece insan sevdikleriyle beraber olma durumuna girecektir.

Bundan dolayı Peygamberimiz:

-Kişi sevdiğiyle beraberdir! buyurmuştur.

Efendimizin bu hatırlatmasını duyan sahabeler sevinçlerinden uçacak gibi olmuşlardır. Çünkü hepsi de Allah Resulü Efendimizi (sas) seviyorlardı. Efendimizi sevenleri seviyorlardı... Islam ahlakıyla yaşayanları, günahtan kaçanları, haramdan uzak duranları, kötü alışkanlıklardan korunanları seviyorlardı... Yani cennetlik iman, amel ve ahlak sahiplerini seviyorlardı. Biliyorlardı ki, insan kimi seviyorsa onunla birlikte olacaktır sonunda. Öyle ise onlar da bunları seveceklerdi elbette...

Kuşeyri Risalesi’nde insanın sevdiğiyle birlikte olacağına ait şöyle bir misal anlatılır:

Hak dostu Ibrahim Etem bir gece rüyasında Cebrail aleyhisselamı elinde defterle görünce sorar:

- Nedir elindeki defter ey meleklerin sultanı? der. O da:

-Hak dostlarının adının yazılı olduğu defterdir, der. Ibrahim:

- Bakar mısın der, benim adım da Hak dostlarının yanında yazılı mı?

- Hayır der Cebrail, senin adın Hak dostlarının yanında değil, Hak dostlarını sevenlerin yanında yazılı... Bunun üzerine Ibrahim teklifini hemen yapar:

- Öyle ise der, benim adımı da Hak dostlarının yanına yazın. Çünkü ben Hak dostlarını seviyorum, sevdiklerimle beraber olmak isterim. Efendimiz “Kişi sevdiğiyle beraber olacaktır” buyurdu.

Ibrahim Etem’in ismi böylece sevdiği Hak dostlarının yanına yazılır, Hak dostlarıyla birlikte söylenir hale gelir dünyada da ahirette de...

Şurası unutulmamalıdır ki, insanın ilgi duyduğu dost ve sevdiklerinden ahlaki alışkanlıklar alıp, davranış şekilleri benimsediği kesindir.

Bundan dolayı Efendimiz (sas) “Kişi sevdiğinin dini üzeredir” buyurmuştur. Yani sevdiği insanın özelliklerinin kendisine de sineceğini, aksedeceğini bildirmiştir...

Nitekim bu konu verilen misalde şöyle denmektedir:

Ormanda yeşillikler içinde yürüyen bir adam, çalı yapraklarının gül gibi koktuğunu anlayınca merak edip sormuş:

-Bu çalı yapraklarında gül kokusu var, nedendir acaba?.. Demişler ki:

- Rüzgarın gül ağacından uçurup getirdiği yaprakları bunlar misafir edip sahip çıktılar. Güllerle uzun zaman dostluk kurup birlikte oldular... Gülle dostluk kuran elbette gül gibi kokacaktır. Gülün güzel kokusu ona da sinecektir. Meşe yapraklarındaki gül kokusu beraber olduğu güllerden gelmiştir...

-Ne dersiniz, siz de gül yaprağı gibi güzel ahlak ve amel sahibi Hak dostlarını seviyor, onlarla birlikte mi oluyorsunuz? Kötü alışkanlıkları olanlardan da uzak kalıyor, kendinizi korumaya mı alıyorsunuz?..

- Unutmayın, insandaki sevgi, saygı, ilgi öyle bir iksirdir ki, Hak dostlarına yönelirse onlarla birlikte olabilir. Hak düşmanlarına yönelirse bu defa da onlarla birlikte olabilir...

-Öyle ise herkes kalbinde beslediği sevgisine dikkat etsin. Kimleri seviyor, taklit ediyor iyi düşünsün!.. Unutmasın ki, insan kimleri seviyorsa onunla beraber olacaktır sonunda...
Resim Kaderimi Kendim Yazarım Sandım...
&
O BIZIM KAVUŞMAMIZ MAHSERE KALDI
Kullanıcı avatarı
tatlı cadı
Kahraman Üye
Kahraman Üye
Mesajlar: 4550
Kayıt: 18 Oca 2007, 16:37
Konum: Önemli Olan Nerden Oldugun Degil,Nereye Gidecegin...
İletişim:

Mesaj gönderen tatlı cadı »

Kişi sevdiğiyle beraberdir


*“Peygamber Efendimiz(asm), ‘Kişi sevdiğiyle beraber haşrolacaktır’ hadisini nerede, kime ve ne maksatla söylemiştir? Bu hadisin kaynağı nedir? Bu hadisi açıklar mısınız?”


Kişinin dünyada sevdikleriyle beraber olduğu gibi, âhirette de sevdikleriyle beraber olması Allah’ın hususî bir lütfudur. Zaten beşer olarak biz de bunu istiyoruz. Çünkü ancak sevdiklerimizle birlikte olduğumuzda mutlu olabiliyoruz, yüzümüzden tebessümler taşıyor. Sevdiklerimizden uzak olduğumuzda ise içimizi bir düşüncedir, bir kederdir, bir garipliktir, bir mutsuzluktur, bir keyifsizliktir alıp gidiyor.


Beşer olarak sevdiklerimiz içinde yaşamak, sevdiklerimiz içinde gülmek, sevdiklerimiz içinde ağlamak, sevdiklerimiz içinde ölmek istemiyor muyuz? Acımızda, kıvancımızda, sevincimizde, düğünümüzde, derneğimizde hep sevdiklerimizi yanı başımızda görmek istemiyor muyuz? Öyle ki, başımız ağrıdığında sevdiklerimiz çare buluyor, dişimiz ağrıdığında sevdiklerimiz merhem oluyor, düştüğümüzde sevdiklerimiz elimizden tutuyor.


Hazret-i Âdem (as) yaratıldıktan hemen sonra, sevdiği bir eş olarak beraberinde Hazret-i Havva validemizin de yaratılmış olması ve ikisi arasında derhal sevgi, muhabbet ve ünsiyet var edilmiş olması ve ikisinin de gerçekten birbirini sevmesi insanoğlunun ne derece sevdikleriyle birlikte yaşama isteği ile dolu dolu yaratıldığını ve bu istekle yaşadığını gösterir. Cenâb-ı Hak da bu isteğe cevap olarak insanoğluna sevebileceği eşler, dostlar, ahbaplar ve arkadaşlar yaratmıştır.


Madem sevdiklerimizi bize Cenâb-ı Hak ihsan etmiştir. Öyleyse onları Allah için sevmeliyiz. Onları Allah için sevdiğimizde, Cenâb-ı Hak ebedî âhiret hayatında da inşaallah onları bize, bizi onlara ihsan eder. Nitekim Peygamber Efendimiz(asm) şöyle buyurmuştur: “Ruhlar, sınıf sınıf toplanmış cemaatlerdir. Birbiri ile dünyada tanışmış ve birbirlerini sevmiş olan salih ruhlar, orada bir araya gelirler ve birbirlerini yine severler. Dünyada birbiri ile zıtlaşan, birbirini inkâr eden, birbirine muhalif giden ve birbirini sevmeyenler ise, orada yine birbirlerine muhalif giderler, birbirlerini sevmezler ve birbirinin sınıfında da olmazlar.”1


Hiç şüphesiz sevgilerin başında Allah sevgisi gelir. Gerçek dostumuz Allah’tır. Gerçek sevdiğimiz Allah’tır. Nitekim sevebileceğimiz dostlar yaratmak sûretiyle, dost aynasında bize asıl kendi sevgisini gösteren Allah’tan başkası değildir. Sonra Resûlullah(asm) sevgisi gelir. Sonra Allah için olmak şartıyla diğer insanların ve varlıkların sevgisi gelir.


Peygamber Efendimiz(asm) buyurdu ki: “Şüphesiz Allah bir kulu sevdiği zaman Cebrail’i (as) çağırır ve: ‘Ben falan kimseyi seviyorum. Sen de onu sev!’ diye emreder. Cibril de onu sever. Sonra Cibril semada seslenip, ‘Allah falan kimseyi seviyor. Siz de onu seviniz!’ der. Hemen ardından gök ahalisi de onu severler. Sonra yerdeki insanların gönüllerine o kimse hakkında Allah tarafından kabul ve sevgi konulur. Herkes onu sevmeye başlar.”2


Enes bin Malik(ra) der ki: Bir adam geldi ve Resûl-i Ekrem Efendimiz’e (asm):


“Yâ Resûlallah! Kıyamet ne zaman kopacak?” dedi. Resul-i Ekrem(asm):


“Sen kıyamet için ne hazırladın ki?” buyurdu. Adam:


“Allah’ın ve Resûlünün(asm) sevgisini hazırlayabildim ya Resûlallah!” diye cevap verdi.


Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (asm):


“Muhakkak sen sevdiğinle berabersin!” buyurdu.


Enes (ra) der ki: “Biz Islâm’a girdikten sonra Hazret-i Peygamber’in (asm), ‘Sen sevdiğinle berabersin!’ sözünden dolayı duyduğumuz sevincin üstünde daha şiddetli bir sevinç duymadık. Ben, Allah’ı, Resûlünü, Ebû Bekir’i ve Ömer’i severim. Ben onların hayır işlerine benzer hayır ve ibadet işlememiş olsam bile, onlara olan bu sevgim sebebiyle âhirette onlarla beraber olacağımı Allah’ın kerem ve inayetinden umarım.”3


Şüphesiz âhirette ve Cennette sevdiklerimizle beraber olmamız, onlarla aynı makamda bulunmamızı gerektirmez. Farklı makamlarda bulunduğumuz halde sevdiklerimizle beraber olabilmemiz mümkündür ve bu sırf Allah’ın bir lütfudur. Hazret-i Peygamber (asm) ile onu seven ümmetinin Cennette beraber olması mümkündür. Bu beraber oluş, Peygamber (asm) ile ümmetinin aynı makamda olduğunu elbette göstermez. Bedîüzzaman Hazretleri buna, aynı bahçede farklı görme ve işitme yeteneklerine sahip olan dostların, yetenek farklılıklarından dolayı zevklerinin de farklı olmasına rağmen bir yerde ve beraber bulunmalarının mümkün ve vâkî olduğu misâlini verir. Aynı dostlardan biri görme yeteneği zayıf olduğundan dolayı az ve zevksiz görmekte, diğeri ise mükemmel görmekte ve eksiksiz göz zevkini almakta olmasına rağmen iki dost beraber bir bahçede bulunabilmektedirler. Bu, dünyada mümkün ve vâkîdir; Cennette de mümkün ve vâkî olacaktır. Dost dostuyla beraber bulunduğu halde her biri farklı makamlarda, farklı zevk ve safa içinde bulunabilecektir.4


Dipnotlar:


1- Müslim, Birr, 49.


2- Müslim, Birr, 48.


3- Müslim, Birr, 50.


4- Sözler, s. 460.
Resim Kaderimi Kendim Yazarım Sandım...
&
O BIZIM KAVUŞMAMIZ MAHSERE KALDI
Kullanıcı avatarı
tatlı cadı
Kahraman Üye
Kahraman Üye
Mesajlar: 4550
Kayıt: 18 Oca 2007, 16:37
Konum: Önemli Olan Nerden Oldugun Degil,Nereye Gidecegin...
İletişim:

Mesaj gönderen tatlı cadı »

Sevginin bazı belirtileri vardır. Peygamber’i (sas) sevmenin belirtilerini üzerimizde taşımak istemez miyiz, tabii ki isteriz. Işte onlardan birkaçı...
Bir gün sahabelerden biri Hz. Peygamber’e şöyle diyor: ‘Ey Allah’ın Resulü Seni o kadar çok seviyorum ki hep yanında kalmak istiyorum, eve gidince Seni özlüyorum ve Sana geliyorum. Düşündüm ki yarın ben de öleceğim Sen de, ben cennete girsem bile Sana nasıl ulaşabileceğim, Sen nebilerle beraber yüksek makamlarda olacaksın, orada Seni görmemek yanında olamamak, endişesi beni çok düşündürüyor ve çok üzüyor.’
Resulullah, ona o an herhangi bir şey söyleyemiyor, daha sonra şu ayet iniyor: ‘Kim Allah’a ve Peygamber’e itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği nebiler, sıddıklar, şehitler ve iyilerle birliktedir. Bunlar ne güzel arkadaştır!’ (Nisa, 69)
Bu ayetin inmesinden sonra Allah’ın Resulü o sahabeye, yukarıdaki hadiste ifade edilen, ‘Kişi sevdiğiyle beraberdir’ müjdesini veriyor. Ebu Hureyre diyor ki: ‘Hiçbir şey bu hadis kadar sahabeleri mutlu etmemişti’.
Başka bir gün başka bir sahabe, ‘Ey Allah Resulü kıyamet ne zaman kopacak?’ diye bir soru soruyor, bunun üzerine Resulullah da ona, ‘Sen kıyamete ne hazırladın? diye sorar. Sahabe, ‘Vallahi, Allah ve Resulü’nü sevmekten başka hiçbir şeyim yok.’ şeklinde cevap verir ve Allah Resulü de ona ‘Öyleyse sen sevdiğinle beraber olacaksın.’ buyuruyor.
Bu hadisle anlaşılıyor ki, insan dünyada ciddi manada kimi severse ahirette de onunla beraber olur. Burada sevdiğimiz kişi ve kişileri seçerken dikkatli davranmamıza yönelik ciddi bir mesaj var. Allah dostu kişilerle Allah düşmanı kişileri sevmenin neye mal olacağını iyi düşünmek lazım.Bu hadisi işlerken sınıftan bir öğrenci, “Hocam o zaman Peygamberimizin etrafı çok kalabalık olacak” diye scevap verdi. Dedim ki: “Bak güneş de bir tane, kalabalık hiç problem oluyor mu?” Bu sefer “Ama güneşten çok uzağız.” dedi. Ben de “Ama güneş bize yakın, hepimizi ayrı ayrı aydınlatıyor, ısıtıyor ve başımızı okşuyor.” dedim. Bunun üzerine öğrenci tebessüm ederek yerine mutlu bir şekilde oturdu.
Resim Kaderimi Kendim Yazarım Sandım...
&
O BIZIM KAVUŞMAMIZ MAHSERE KALDI
Kullanıcı avatarı
tatlı cadı
Kahraman Üye
Kahraman Üye
Mesajlar: 4550
Kayıt: 18 Oca 2007, 16:37
Konum: Önemli Olan Nerden Oldugun Degil,Nereye Gidecegin...
İletişim:

Mesaj gönderen tatlı cadı »

Kişi sevdiğiyle beraberdir



Imam-ı Rabbani ki, çok büyük evliyadır.

Birine mektubunda, şöyle buyurmaktadır:



(Kıymetli kardeşimin geldi güzel mektubu.

Evliyaya muhabbet, ne güzel haslettir bu.



Zira Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır:

(Kişi, sevdiği ile beraber olacaktır.)



Büyük müjde ise de, her ne kadar bu bize,

Gevşeklik vermemeli lakin gayretimize.



Büyük fırsat bilerek, ömür sermayesini,

Kazanmalı Allah’ın rıza ve sevgisini.



Koşmayıp sonu gelmez hayallerin ardınca,

Allah’ın bu dinine sarılmalı sıkıca.



Sırf Onun beğendiği şeyleri yapmalıdır.

Ahirette kurtuluş, zira buna bağlıdır.



En küçük bir günahı, terk etmeli ki hem de,

Rabbimizin gadabı, o iştedir belki de.



Tatlı, yağlı yemekler ve süslü elbiseler,

Allah’a ibadetin zevkini veremezler.



Hükümdarlık koltuğu gibi olan kulluğu,

Elinden kaçırmayıp, tutmalı iyi onu.)



Yine o buyurdu ki: (Ey oğlum, aman sakın!

Iyi bil kıymetini bu vakit ve zamanın.



Insanın en kıymetli sermayesi, bunlardır.

Zira Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır:



(Allah’ın, bir kulunu sevmediğine nişan,

Faidesiz şeylerle uğraşır hep o insan.)



Toplandığınız zaman arkadaşlarınızla,

Malayani şeylerden konuşmayınız asla.



Bu gençlik zamanının, bilerek kıymetini,

Faideli şeylerle geçirmeli vaktini.



Yapacak iş, şudur ki her şeyden daha evvel:

Doğru iman, itikat edinmeli mükemmel.



Bundan sonra yapacak mühim işe gelince,

Emir ve yasakları öğrenmektir iyice.



Sonra, bildiklerini ihlasla yapmalıdır.

Işte sonsuz kurtuluş, bu üçüne bağlıdır.



Zira eğer olmazsa ilim, amel ve ihlas,

Ahirette, azaptan kurtuluş mümkün olmaz.



Iyi bilmelidir ki, başıboş değiliz biz.

Bazı emir yasaklar verdi bize Rabbimiz.



Bunları bırakıp da, uyarsak nefsimize,

Nasıl cevap veririz mahşerde Rabbimize?



Oyun, eğlence ile geçer ise bu ömür,

Bulunur mu mahşerde, bir bahane ve özür?



Faidesiz şeylere harcarsak vaktimizi,

Kurtarabilir miyiz azaptan kendimizi?



Aklı olan bir kişi, uyar islamiyet’e.

Kavuşur en sonunda, ebedi saadete.



Ahmak olan kimse de, nefsine tâbi olur.

Dünya ve ahirette, bulamaz rahat, huzur.



Ya Rabbi, nefsimizin şerrinden koru bizi.

Ebedi saadete kavuştur cümlemizi.)
Resim Kaderimi Kendim Yazarım Sandım...
&
O BIZIM KAVUŞMAMIZ MAHSERE KALDI
Kullanıcı avatarı
tatlı cadı
Kahraman Üye
Kahraman Üye
Mesajlar: 4550
Kayıt: 18 Oca 2007, 16:37
Konum: Önemli Olan Nerden Oldugun Degil,Nereye Gidecegin...
İletişim:

Mesaj gönderen tatlı cadı »



Rasulüllah (SAV) Medine-i Münevvereye hicret ettikten sonra hizmetine giren, dokuz on yaşlarında bu göreve başlayıp Rasulüllah (SAV) vefat edinceye kadar on yıl kendisinin yanında bulunan Enes b. Malik (RA) Medinede olan bir olayı şöyle anlatır (Hayâtus-Sahâbe I, 406 vd, Sahabiler Ans. I. 408):

Bir bedevi Peygambere (SAV):
“- Ey Allahın Rasulü “Metes - Sâatü? kıyamet ne zaman?” diye sordu. Bunun üzerine Rasulüllah (SAV):
“Mâ adette lehâ = Kıyamet için ne hazırladın?”
“Hubballâhi ve Rasulihî = Allah ve Rasulünün sevgisini.”
(Bunun üzerine) Rasulüllah şöyle buyurdu:
“Ente meamen ahbebte = Sen sevdiklerinle berabersin.” (Riyâzus-Salihîn s. 282. 45. bab; Hayatus-Sahabe II, 476; Cevâhirul-Buharî, s. 408; et-Tâc V, 80; Tefsîrul-Kurânil-Azîm II, 330 (Enfal, 74. ayeti ile ilgili olarak))

Hadisin metni Müslime aittir. Buhari ve Müslimin müşterek olduğu metinde:
“Ben kıyamet için, çok fazla oruç, namaz, sadaka hazırlamadım, fakat Allahı ve Onun Rasulünü çok seviyorum” (Riyâzus-Salihîn s. 282; et-Tâc, V, 80; Cevâhirul-Buhârî, s. 408 (edep. 96)) kısmı vardır.

Enes (RA) ın bildirdiğine göre, köylü bir arap Medineye gelmiş ve bir topluluk huzurunda bu konuşma geçmiştir. Bu adam yalnız Allah ve Rasulünü sevdiğini iddia eden fakat ameli olmayan bir kimse değildir. Buhari ve Müslim ittifakla belirttiğine göre pek fazla nafilesi olmasa da namazlarını kıldığı, orucunu tuttuğu, Allah ve Rasulünü çok sevdiği anlaşılmaktadır. Yoksa yalnız “seviyorum” demekle Allah ve Rasulü sevilmiş olmaz. Rasulüllah (SAV) Enes b. Malike yaptığı bir tavsiyede: “...Kim sünnetimi yaşatırsa beni sevmiş olur, beni seven de Cennette benimle beraberdir” (Tirmizî, Edeb. 63) buyurur. Sevgide esas, sevilenin yolunda olmaya çalışmak, hayatını sevdiğine göre yaşamaya uğraşmaktır. Yukarıda da geçtiği gibi kişi gerçekten sevdiği kişinin dini üzerine yürüyecektir.
Resim Kaderimi Kendim Yazarım Sandım...
&
O BIZIM KAVUŞMAMIZ MAHSERE KALDI
Kullanıcı avatarı
tatlı cadı
Kahraman Üye
Kahraman Üye
Mesajlar: 4550
Kayıt: 18 Oca 2007, 16:37
Konum: Önemli Olan Nerden Oldugun Degil,Nereye Gidecegin...
İletişim:

Mesaj gönderen tatlı cadı »

– Kişi sevdiğiyle beraberdir!

Ne yazık ki dünya öyle her arzuyu yerine getirmeye müsait bir mekan değildir. Insan bütün isteklerine rağmen dünyada sevdiğiyle beraber olmayabiliyor. Şu kesin ki, dünyada beraber olamasa da ahirette olacaktır.

Hatta içine hapsettiği aşkının icabını burada yaşayamayarak gidenler, orada sevdiklerine kavuşacaklardır.

Buraya şöyle bir nükte de ilave edebiliriz.

Madem kişi sevdiğiyle beraber olacaktır ahirette. Aman dikkat! Cennetlikleri sevin ki Cennette beraber olasınız. Allah korusun, Cehennemlikleri severseniz bu defa da sevdiğinizle birlikte olmak için Cehenneme girmek hiç de ihtimal dışı değildir.

– Olur mu öyle şey demeyin? Olabilir. Sevginin gözü kördür derler. Kişi, kalkar Allahın sevmediğini sever. Onun gideceği yere de gider. Çünkü kişi sevdiğiyle beraberdir.

Öyle ise Allahın sevdiklerini sevin ki, onunla birlikte olasınız ahirette. Bir yersiz sevgi kurbanı, hissine mağlup duygu insanı haline gelmeyesiniz.

Burada hatırlanmasına ihtiyaç olan mühim bir başka husus ta şudur.

Maneviyat büyükleri diyorlar ki:

– Sakın dünyadaki evliliğinizde sevginizi kısa zamanda yok olacak suret ve dış güzelliğine bağlamayasınız. Tezden yok olacak olan yüz güzelliğini yegane sevgi sebebi saymayın. Çünkü bu dış güzellik kısa zamanda yok olur, sevmenizi gerektiren şey de yok olacağından aranızda sevgi sebebi kalmamış sayılır. Bu anlayış aileyi kısa zamanda sevgisiz bırakır. Halbuki sevgiyi kısa zamanda yok olacak dış güzelliğe değil de yaşlandıkça daha da artacak olan iman, ahlak, ihlas ve sadakat gibi güzel vasıflar üzerine inşa etme halinde, ailenin geleceği garanti altına alınır. Aradığı sevgi sebebinin ömür boyu sürdüğünü gören taraflar, aile bağını bir ömür boyu zayıflatmadan sürdürürler. Çünkü dindarlıktan kaynaklanan güzel ahlak, hanımla beyi cennette de birlikte kılar, dünyadan sonra ebedi hayatta da birlikte olmalarını sağlar, sevgilerini sanki ebedileştirmiş olurlar böylece. Bu yüzden de ebedi hayat arkadaşını kırmamaya, incitmemeye burada daha çok dikkat ederler.

Bu hususta şu nokta hatırdan hiç çıkarılmamalıdır:

– Cennette birlikte olacak hanımla bey, dünyadaki zaafların sahibi hanımla beyin aynısı olmayacaktır. Ikisi de ayetin tabiriyle (tathir) olmuş, yani her türlü maddi manevi kirlerden kusur ve çirkinliklerden tümüyle temizlenmiş olarak Cennette birlikte olacaklardır. Hatta hayallerinde olan hanım ve bey nasıl idiyse, ikisi de aynen öyle duruma çıkacaklar, birbirlerini mutlu edecek cennet genciyle Cennet hurisi görüntüsüne gireceklerdir. Dünyada var olan bazı sevgiyi gölgeleyici görüntülerden de tümüyle arınmış halde buluşacaklardır Cennette..

Böylece beyin dünyadaki hanımı her manasıyla hayran kalacağı bir Cennet hurisi haline geleceği gibi, hanımın dünyadaki beyi de her manada hayran kalacağı bir Cennet genci haline gelecek; dünyadaki gölgeli mutluluklarını Cennette gölgesiz şekilde daha ileri safhada yaşama imkanı bulacaklardır.

Bu sebeple dünyadaki sevgilerini yalnız gençlik devresine ait geçici dış güzelliğe bağlamamalılar. Yaşlandıkça gelişen, Cennette ebedi hayat arkadaşlığını kazandıracak olan iman ve ahlak güzelliğine kilitlenmeliler ki, aile sevgisi ömür boyu sürmekle almasın, ebedi hayat arkadaşlığına dönüşme özellik ve güzelliği kazansın..
Resim Kaderimi Kendim Yazarım Sandım...
&
O BIZIM KAVUŞMAMIZ MAHSERE KALDI
Kullanıcı avatarı
tatlı cadı
Kahraman Üye
Kahraman Üye
Mesajlar: 4550
Kayıt: 18 Oca 2007, 16:37
Konum: Önemli Olan Nerden Oldugun Degil,Nereye Gidecegin...
İletişim:

Mesaj gönderen tatlı cadı »

Eğer bu hadîs, şerh ve izah edilmeye kalkılsa, en azından bir ciltlik kitap olur Yürürken yolda kalan rehberini tam takip edemeyen istediği halde yapılması gerekenleri layıkıyla yapamayan nice münkesir ve kırık kalbe bir bardak kevser hatta âb-ı hayat sunan bu hadîs, insanın, müspet veya menfî her iki kutupta da daima sevdikleriyle beraber olacağına işaret etmektedir Kişi, burada da orada da hep sevdikleriyle beraberdir Öyle ise, nebilerle, sıddîklerle, şehidlerle beraber olmak isteyen, evvela onları sevmelidir ki, orada onlarla beraber olabilsin Veya başka bir ifadeyle, ahirette nebilerle, sıddîklerle, şehidlerle beraber olacak olanlar, burada iken onları sevip maiyetlerinde bulunanlardır Kötülükleri temsil edenler için de, yine aynı hadîsin hükmü ve mânâsı geçerlidir Işte tek cümlelik bir hadîs, böyle binlerce mânâ ve ifadeyi hem de bu derece veciz bir şekilde ifade etmektedir ki; böyle bir söz söylemek ancak vahye, ilhama açık bir fetanetin kârı olabilir

Nuayman, bazen içki içiyor ve Allah Resûlü de, ona hadd-i şer’îyi tatbik ediyordu Yaptığı bu şey bir günahtı Dolayısıyla da sahabeden biri, ona kınayıcı bir söz sarfedince, Allah Resûlü, kaşlarını çattı ve: “Kardeşinize karşı şeytana yardımcı olmayın Allah’a yemin ederim o, Allah ve Resûlü’nü sever”[2] buyurdu Allah ve Resûlü’nü sevme, onlarla beraber olmayı netice vereceğinden, böyle bir insan, her ne kadar günah da işlese, kötü söze muhatap olmaya müstehak değildir; çünkü o Allah ve Resûlü’nü sevmektedir Bu sevgi ise farzlarını yapan, büyük günahlardan kaçınan birisi için Resûlullah’la beraber bulunmaya yeter Zira kişi sevdiğiyle beraberdir

[1] Buhârî, Edeb, 96; Müslîm, Birr, 165
[2] Buhârî, Hudûd, 4, 5
Resim Kaderimi Kendim Yazarım Sandım...
&
O BIZIM KAVUŞMAMIZ MAHSERE KALDI
Kullanıcı avatarı
tatlı cadı
Kahraman Üye
Kahraman Üye
Mesajlar: 4550
Kayıt: 18 Oca 2007, 16:37
Konum: Önemli Olan Nerden Oldugun Degil,Nereye Gidecegin...
İletişim:

Mesaj gönderen tatlı cadı »

Resim
Resim Kaderimi Kendim Yazarım Sandım...
&
O BIZIM KAVUŞMAMIZ MAHSERE KALDI
Kullanıcı avatarı
tatlı cadı
Kahraman Üye
Kahraman Üye
Mesajlar: 4550
Kayıt: 18 Oca 2007, 16:37
Konum: Önemli Olan Nerden Oldugun Degil,Nereye Gidecegin...
İletişim:

Mesaj gönderen tatlı cadı »

Enes radıyallahu anh anlatıyor:

Bir adam Resûlullah aleyhisselâma:

— Kıyamet ne zamandır? diye sordu. Peygamber aleyhisselâm:

— Kıyamet için ne hazırlık yaptın? dedi. Adam:

— Kıyamet için namazdan, oruçtan ve sadakadan çok fazla bir şeyler hazırlamadım, fakat ben Allah'ı ve Resulünü severim, dedi. Bunün üzerine Allah'ın Resulü:

— Sen sevdiklerinle berabersin, buyurdu.
Resim Kaderimi Kendim Yazarım Sandım...
&
O BIZIM KAVUŞMAMIZ MAHSERE KALDI
Kullanıcı avatarı
betül_42
Ilk Üye
Ilk Üye
Mesajlar: 2908
Kayıt: 03 Haz 2006, 04:01
Konum: Mevlana diyarı konya

Mesaj gönderen betül_42 »

tatlı cadı çok güzel bir konuya değinmişsin ve çok güzel bir paylaşım olmuş...çok teşekkür ederim baya emek harcamışsın araştırmışsın emeğine sağlık....

bizimde Efendimize olan sevgimiz inş. onun yanında olmaya yeter...
çünkü sadece seviyorum demekten başka bir şey yapmıyoruz..sevdiğimizi bile ispatlayamıyoruz..
Resim ResimResim
Cevapla

“Hz. MUHAMMED (S.A.V.)” sayfasına dön